9786254251764
634992
https://www.sehadetkitap.com/urun/fars-ve-turk-edebiyatinda-dil-gonul-kavrami
Fars ve Türk Edebiyatında Dil/Gönül Kavramı
318.92
Edebiyatın tanımı hususunda farklı görüşler olsa da onun gerçekliği ve mahiyeti
çoğunlukla değişmez. Örneğin, Homer'in İliada'sı ile Firdevsî'nin Şehnâme'si, Milton'un
Kayıp Cennet'i ile Dante'nin İlâhi Komedya'sı, Hafız'ın gazelleri ile Hugo'nun şiirleri
arasındaki yakınlıklar ve yine Shakespear'in, Dostoyevski'nin eserleri ile Tagore'nin
eserleri arasındaki benzerlikler bunu bize açık şekilde göstermektedir.
Binlerce yıllık geçmişe sahip olan ve İran tarihinin her dönemde zirvesinde yer alan
Fars Dili, kültürü ve edebiyatı, oldukça zengin bir mirastır. Söz konusu bu miras, tüm
asırlarda dünya medeniyetinin istifadesine sunulmuştur. Bu istifade süreci
incelendiğinde ise Farsça ile gelişen edebiyatın önemli temsilcileri arasında hep Türk
asıllı şairlerin bulunduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Bununla birlikte Fars Edebiyatının
arkasında, Gazneliler, Sâmanoğulları ve Selçuklular başta olmak üzere Türk
hükümdarların destek ve himayesi de mütemadiyen sürmüştür.
Türkler, İranlılarla asırlar boyunca ortak bir tarih ve coğrafya geçmişine sahip
olduklarından, ebebî ve kültürel etkileşimleri ile alışverişleri de diğer milletlere göre
daha fazla ve uzun süreli olmuştur. Kaldı ki onlar İran başta olmak üzere Çin, Hint, Arap
ve Roma gibi köklü medeniyetlerle sürdürdükleri kültür temasları boyunca da sürekli
yeniliklere açık bir tavır sergilemişlerdir. Nitekim Türk Dilinin bilim ve sanat dili olma
gücüne sahip oluşunu da bu olgunun bir sonucu olarak değerlendirmek lazım gelir.
Elinizdeki kitapta ise Fars Dili ve Türk Dilinin mezcedildiği coğrafyanın Klasik Dönem metinleri
Karşılaştırmalı Edebiyat bağlamında ele alınmıştır. Bu kapsamda çalışma; Fars Dilinde ‘dil' kelimesinin
Türk Dilinde birebir kullanım alanı yanında, ‘dil' kelimesiyle onun mana bakımından karşılığı olan ‘gönül'
arasındaki mukayeseyi de barındırmaktadır. Nihâî olarak çalışma, her iki dilin ayrılan yönleriyle birlikte daha
ziyade ortak noktalarındaki zenginliğini gözler önüne sermek amacıyla ele alınmıştır. Bütün bu yönleriyle bir
nevi manzum sözlük hüviyetini de barındıran çalışma, müstefîd olunacağı ümidiyle değerli okura ve bilim
dünyasına armağan edilmiştir.
Edebiyatın tanımı hususunda farklı görüşler olsa da onun gerçekliği ve mahiyeti
çoğunlukla değişmez. Örneğin, Homer'in İliada'sı ile Firdevsî'nin Şehnâme'si, Milton'un
Kayıp Cennet'i ile Dante'nin İlâhi Komedya'sı, Hafız'ın gazelleri ile Hugo'nun şiirleri
arasındaki yakınlıklar ve yine Shakespear'in, Dostoyevski'nin eserleri ile Tagore'nin
eserleri arasındaki benzerlikler bunu bize açık şekilde göstermektedir.
Binlerce yıllık geçmişe sahip olan ve İran tarihinin her dönemde zirvesinde yer alan
Fars Dili, kültürü ve edebiyatı, oldukça zengin bir mirastır. Söz konusu bu miras, tüm
asırlarda dünya medeniyetinin istifadesine sunulmuştur. Bu istifade süreci
incelendiğinde ise Farsça ile gelişen edebiyatın önemli temsilcileri arasında hep Türk
asıllı şairlerin bulunduğu gerçeğiyle karşılaşırız. Bununla birlikte Fars Edebiyatının
arkasında, Gazneliler, Sâmanoğulları ve Selçuklular başta olmak üzere Türk
hükümdarların destek ve himayesi de mütemadiyen sürmüştür.
Türkler, İranlılarla asırlar boyunca ortak bir tarih ve coğrafya geçmişine sahip
olduklarından, ebebî ve kültürel etkileşimleri ile alışverişleri de diğer milletlere göre
daha fazla ve uzun süreli olmuştur. Kaldı ki onlar İran başta olmak üzere Çin, Hint, Arap
ve Roma gibi köklü medeniyetlerle sürdürdükleri kültür temasları boyunca da sürekli
yeniliklere açık bir tavır sergilemişlerdir. Nitekim Türk Dilinin bilim ve sanat dili olma
gücüne sahip oluşunu da bu olgunun bir sonucu olarak değerlendirmek lazım gelir.
Elinizdeki kitapta ise Fars Dili ve Türk Dilinin mezcedildiği coğrafyanın Klasik Dönem metinleri
Karşılaştırmalı Edebiyat bağlamında ele alınmıştır. Bu kapsamda çalışma; Fars Dilinde ‘dil' kelimesinin
Türk Dilinde birebir kullanım alanı yanında, ‘dil' kelimesiyle onun mana bakımından karşılığı olan ‘gönül'
arasındaki mukayeseyi de barındırmaktadır. Nihâî olarak çalışma, her iki dilin ayrılan yönleriyle birlikte daha
ziyade ortak noktalarındaki zenginliğini gözler önüne sermek amacıyla ele alınmıştır. Bütün bu yönleriyle bir
nevi manzum sözlük hüviyetini de barındıran çalışma, müstefîd olunacağı ümidiyle değerli okura ve bilim
dünyasına armağan edilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.