9786055222741
473791
https://www.sehadetkitap.com/urun/farkindaligin-dili
Farkındalığın Dili
117.80
İslam dünyası da dahil olmak üzere günümüz dünyasının bütün toplumlarında haklar, hem
hukukun konusu olmaktan hem de ahlaki ve vicdani alandan çıkarılarak siyasetin konusu hâline
getirilmiştir. Bugün, İslam dünyası toplumlarında politik hukuk uygulamaları büyük
adaletsizliklere neden oluyor. İnsanlığın karşı karşıya bulunduğu derin insanlık sorunları,
modern-seküler-liberal-demokratik dünya sisteminin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Dünya
sistemi bu yetersizlikle yüzleşmek yerine sorunları şiddet yoluyla bastırmaya çalışıyor. Emperyal
şiddete dayalı bir sisteme karşı ortak muhalif bir dil/kültür/siyaset oluşturmaları gereken
Müslüman ülkeler, bugün bu sisteme yardım ve yataklık etmekten, bu sistemle bütünleşmeye
çalışmaktan başka bir şey yapamıyor. İslam dünyası toplumları karşı karşıya bulundukları
ölümcül sorunlarla yüzleşmedikleri için toplumlarımızı kuşatan belirsizlikler derinleşiyor. Karşı
karşıya bulunduğumuz gerçekliği bütün boyutlarıyla yorumlamak, değerlendirmek ve buradan
hareketle yeni bir çözüm çerçevesi oluşturmak yerine, popüler tüketim için tarih üretimine
başvuruyor, geçmişi politik çıkarlar doğrultusunda sömürgeleştiriyor ve hamaset temelinde
sunuyoruz.
Farkındalık ve yüksek bilince sahip olmayan toplumlarda, "rıza mühendisliği" çalışmaları yoluyla
iktidarların değerleri, çıkarları, beklentileri sorunsuz bir şekilde toplumsallaştırılabiliyor...
İslam dünyası da dahil olmak üzere günümüz dünyasının bütün toplumlarında haklar, hem
hukukun konusu olmaktan hem de ahlaki ve vicdani alandan çıkarılarak siyasetin konusu hâline
getirilmiştir. Bugün, İslam dünyası toplumlarında politik hukuk uygulamaları büyük
adaletsizliklere neden oluyor. İnsanlığın karşı karşıya bulunduğu derin insanlık sorunları,
modern-seküler-liberal-demokratik dünya sisteminin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Dünya
sistemi bu yetersizlikle yüzleşmek yerine sorunları şiddet yoluyla bastırmaya çalışıyor. Emperyal
şiddete dayalı bir sisteme karşı ortak muhalif bir dil/kültür/siyaset oluşturmaları gereken
Müslüman ülkeler, bugün bu sisteme yardım ve yataklık etmekten, bu sistemle bütünleşmeye
çalışmaktan başka bir şey yapamıyor. İslam dünyası toplumları karşı karşıya bulundukları
ölümcül sorunlarla yüzleşmedikleri için toplumlarımızı kuşatan belirsizlikler derinleşiyor. Karşı
karşıya bulunduğumuz gerçekliği bütün boyutlarıyla yorumlamak, değerlendirmek ve buradan
hareketle yeni bir çözüm çerçevesi oluşturmak yerine, popüler tüketim için tarih üretimine
başvuruyor, geçmişi politik çıkarlar doğrultusunda sömürgeleştiriyor ve hamaset temelinde
sunuyoruz.
Farkındalık ve yüksek bilince sahip olmayan toplumlarda, "rıza mühendisliği" çalışmaları yoluyla
iktidarların değerleri, çıkarları, beklentileri sorunsuz bir şekilde toplumsallaştırılabiliyor...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.