Eupalinos ve Öteki Söyleşimler

Stok Kodu:
9789753630719
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
123
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2018-04-27
Çeviren:
Tahsin Yücel
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%36 indirimli
11,11TL
7,11TL
Havale/EFT ile: 6,97TL
9789753630719
663143
Eupalinos ve Öteki Söyleşimler
Eupalinos ve Öteki Söyleşimler
7.11
Paul Valery yüzyılımızın en büyük ozanlarından biridir, dönüp dolaşıp anlığın yaratım etkinliğine gelen düşünsel serüveniyle de çağdaş yazın anlayışının ana kaynaklarından birini oluşturur. Eupalinos işte bu düşünsel serüvenin ilginç dışavurumlarından biri. Mimarlık, dans, müzik, şiir, tek sözcükle sanat, hangi yönelimlerin ve ne tür etkinliklerin sonucudur? Valery burada bunu sorgular. Bunu yaparken de, Platon gibi, öncelikle Sokrates'in yetkesinden yararlanmak ister gibi görünür. Ama onun Sokrates'i çağdaş bir Sokrates'tir; bir Mallarme inceliğiyle simgeci kuramı savunur, bir Baudelaire duyarlığıyla "adına yaşama sıkıntısı denen zehir"den sözeder. Ne var ki, hemen her zaman, tıpkı Sokrates gibi, her şeyin kaynağına inmek ister; hemen her zaman da, gene Sokrates gibi, olguları can evinden yakalar. Tadımlık Sokrates Sevgili Phaidros, söylediğin tanrısal bir şey. Hem buna çok benzeyen, hem de tam tersi bir söz işitmiştim. Adını söylememde yarar yok, dostlarımızdan biri, bedeni öylesine kusursuz olan Alkibiades dostumuz için, "İnsan onu görünce mimar olduğunu duyuyor!..." derdi. Nasıl acıyorum sana, sevgili Phaidros! Sen burada benden çok daha mutsuzsun. Ben yalnız Doğru'yu severdim; ona yaşamımı verdim; bu ruhlar ülkesinde, hâlâ oldukça kötü bir alışveriş yapmadığımdan kuşkulu olmakla birlikte, hep tanıyacağım birşeyler kaldığını tasarlayabiliyorum. Kendi isteğimle gölgeler arasında bir gerçeğin gölgesini arıyorum. Ama senin isteklerini yalnızca Güzellik biçimlendirmiş, edimlerini yalnızca Güzellik yönetmişti, şimdiyse ellerin tümden boş kaldı. Bedenler birer anı; yüzler birer duman; bütün noktalarda öylesine eşit olan bu ışık; solgunluğuyla öyle zayıf ve öyle tiksindirici; tam olarak hiçbir şey çizmeden aydınlattığı, daha doğrusu içine sızdığı bu genel ilgisizlik; hayaletlerimizle oluşturduğumuz bu yarı saydam topluluklar; bize ancak kalan ve bir yapağının kalınlığı ya da bir sisin gevşekliği içinde fısıldanıyormuş gibi gelen bu iyiden iyiye zayıflamış sesler... Herhalde acı çekiyorsun, sevgili Phaidros!
Paul Valery yüzyılımızın en büyük ozanlarından biridir, dönüp dolaşıp anlığın yaratım etkinliğine gelen düşünsel serüveniyle de çağdaş yazın anlayışının ana kaynaklarından birini oluşturur. Eupalinos işte bu düşünsel serüvenin ilginç dışavurumlarından biri. Mimarlık, dans, müzik, şiir, tek sözcükle sanat, hangi yönelimlerin ve ne tür etkinliklerin sonucudur? Valery burada bunu sorgular. Bunu yaparken de, Platon gibi, öncelikle Sokrates'in yetkesinden yararlanmak ister gibi görünür. Ama onun Sokrates'i çağdaş bir Sokrates'tir; bir Mallarme inceliğiyle simgeci kuramı savunur, bir Baudelaire duyarlığıyla "adına yaşama sıkıntısı denen zehir"den sözeder. Ne var ki, hemen her zaman, tıpkı Sokrates gibi, her şeyin kaynağına inmek ister; hemen her zaman da, gene Sokrates gibi, olguları can evinden yakalar. Tadımlık Sokrates Sevgili Phaidros, söylediğin tanrısal bir şey. Hem buna çok benzeyen, hem de tam tersi bir söz işitmiştim. Adını söylememde yarar yok, dostlarımızdan biri, bedeni öylesine kusursuz olan Alkibiades dostumuz için, "İnsan onu görünce mimar olduğunu duyuyor!..." derdi. Nasıl acıyorum sana, sevgili Phaidros! Sen burada benden çok daha mutsuzsun. Ben yalnız Doğru'yu severdim; ona yaşamımı verdim; bu ruhlar ülkesinde, hâlâ oldukça kötü bir alışveriş yapmadığımdan kuşkulu olmakla birlikte, hep tanıyacağım birşeyler kaldığını tasarlayabiliyorum. Kendi isteğimle gölgeler arasında bir gerçeğin gölgesini arıyorum. Ama senin isteklerini yalnızca Güzellik biçimlendirmiş, edimlerini yalnızca Güzellik yönetmişti, şimdiyse ellerin tümden boş kaldı. Bedenler birer anı; yüzler birer duman; bütün noktalarda öylesine eşit olan bu ışık; solgunluğuyla öyle zayıf ve öyle tiksindirici; tam olarak hiçbir şey çizmeden aydınlattığı, daha doğrusu içine sızdığı bu genel ilgisizlik; hayaletlerimizle oluşturduğumuz bu yarı saydam topluluklar; bize ancak kalan ve bir yapağının kalınlığı ya da bir sisin gevşekliği içinde fısıldanıyormuş gibi gelen bu iyiden iyiye zayıflamış sesler... Herhalde acı çekiyorsun, sevgili Phaidros!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat