Etiğin Sosyolojik Temelleri; Geleneksel Toplumdan Modern Topluma

Stok Kodu:
9786055830304
Boyut:
140-215-0
Sayfa Sayısı:
352
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-09-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%45 indirimli
180,00TL
99,00TL
Havale/EFT ile: 97,02TL
Aynı gün kargo
9786055830304
404837
Etiğin Sosyolojik Temelleri; Geleneksel Toplumdan Modern Topluma
Etiğin Sosyolojik Temelleri; Geleneksel Toplumdan Modern Topluma
99.00
Yaşamakta olduğumuz tarihsel evrede kimileri, insanların ahlaki duygularının zayıfladığını, tüketim ve haz endeksli eylemlere yöneldiklerini düşünürken; kimileri de durumun aslında böyle olmadığını, ahlaksızlığın çağdaş toplumlara haiz olmadığını, geçmiş toplumlarda farklı şekillerde de olsa çeşitli türden ahlaki zaafiyetlerin olduğunu belirtirler. Kimilerine göre ise insanların etiğe yönelik tavırları, gün geçtikçe, daha da olumsuz bir hal almaktadır. Birbirlerini anlayan, birbirlerine yardımcı olmaya çalışan bireyler yerine; daha çok ansal hazlara ve çıkarlara yönelen birey tipleri ile karşılaşmaktayız. Bu durum, birbirleriyle rekabet eden, birbirleriyle savaş durumu içerisinde olan bireylerin oluşturduğu insan kümelerinin, istemediğimiz bir üyesi olmamıza neden olmaktadır. "Toplum" kavramının ontolojik temelleri güç kaybına uğramaktadır. Bir aradalığımızın temeli için gerekli olan güven duygusu, zayıflamaktadır. İnsanlığın serüveni, tersine mi dönmektedir? Sadece etik değil, bunun yanında hukuk da toplumsal yaşamın özsel yasalarını oluşturur. Onların her üçü de insanlığın, doğal olanı aştığının simgesidirler. Doğal düzenin determine ilişkilerinin dışına çıktıklarının, kendilerine ait bir yaşam alanı oluşturduklarının göstergeleridirler. Onlar, contra-nature'e bağlı oluşan yaşam alanımız için vazgeçilmezdirler .
Yaşamakta olduğumuz tarihsel evrede kimileri, insanların ahlaki duygularının zayıfladığını, tüketim ve haz endeksli eylemlere yöneldiklerini düşünürken; kimileri de durumun aslında böyle olmadığını, ahlaksızlığın çağdaş toplumlara haiz olmadığını, geçmiş toplumlarda farklı şekillerde de olsa çeşitli türden ahlaki zaafiyetlerin olduğunu belirtirler. Kimilerine göre ise insanların etiğe yönelik tavırları, gün geçtikçe, daha da olumsuz bir hal almaktadır. Birbirlerini anlayan, birbirlerine yardımcı olmaya çalışan bireyler yerine; daha çok ansal hazlara ve çıkarlara yönelen birey tipleri ile karşılaşmaktayız. Bu durum, birbirleriyle rekabet eden, birbirleriyle savaş durumu içerisinde olan bireylerin oluşturduğu insan kümelerinin, istemediğimiz bir üyesi olmamıza neden olmaktadır. "Toplum" kavramının ontolojik temelleri güç kaybına uğramaktadır. Bir aradalığımızın temeli için gerekli olan güven duygusu, zayıflamaktadır. İnsanlığın serüveni, tersine mi dönmektedir? Sadece etik değil, bunun yanında hukuk da toplumsal yaşamın özsel yasalarını oluşturur. Onların her üçü de insanlığın, doğal olanı aştığının simgesidirler. Doğal düzenin determine ilişkilerinin dışına çıktıklarının, kendilerine ait bir yaşam alanı oluşturduklarının göstergeleridirler. Onlar, contra-nature'e bağlı oluşan yaşam alanımız için vazgeçilmezdirler .
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat