Erg-enek-on; İnsanın Kökenine Yolculuk

Stok Kodu:
9789756130308
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-12-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8 indirimli
240,00TL
220,80TL
Havale/EFT ile: 216,38TL
9789756130308
381732
Erg-enek-on; İnsanın Kökenine Yolculuk
Erg-enek-on; İnsanın Kökenine Yolculuk
220.80
Mythler, masallar denip geçildi yüzyıllardır, gülerek, kale alınmayarak atalarımızın bizlere aktardıkları. Ünlü ozanımız Homeros ise, mythlerin değil de, yıllardır kökenimiz hakkında anlatılanların masal olduğunu çıkartıyor Odysseiada ortaya. Tabiatın doğasından meydana çıkmış Zeus, Athene ve diğer tanrılara, kalemle hak ettikleri mermerlerde insan formu veren atalarımızın, kökende aynı kaynağa dayalı şaman inançlarını, pagan dinler olarak değerlendirip, binlerce yıldır horlayıp yadsıdık, bizden önce Anadoluya gelen bizlerle birlikte. Oysa, yağmur bulutları, şimşek ve gök gürültülerini Zeus ve onun gümbürtüsüne; onun başından doğan yağmur damlacıklarının sicim şeklindeki biçemleri (Athenenin okları) toprağa düştüğünde, onu yaralayıp üzerinde çukurlar açmasını, savaş imgelemine karşılık Savaş tanrıça dendiğini, anca bugün kavrayabildik. Doğa ve onun güçlerinin zengin teşbih ve istiareleriyle donatılmış, o denli güçlü anlatımlı bu sanat şaheserinin benzerine, bir daha tarih boyunca tanık olabileceğimizi pek sanmıyoruz. Doğaya zarar vermemek için, çizmelerini topuksuz üreten Erg-enek-onlular yanında, sellasının üzerini, insan eliyle ondan daha görkemli bir çatıyı gerçekleştiremeyeceklerini bildikleri için Güneş çarkı ve Gök babaya karşı açık bırakan Didymaion Apollon mabedinin İonyalı mimarlarına, hayran kalmamamız mümkün mü? İnsan şaşıp kalıyor: Olası mı, bu denli doğaya aşık olmak, bugün ona güttüğümüz bunca düşmanlık ortadayken? diye. Kökeni Tokarca B dilinde Torch, Torc, ya da Torque olan Türk adını, çok sıklıkla değiştirdiğimiz dilimiz nedeniyle ve bu haliyle, geçmişte arayıp bulmamız olanaksız. Başka topraklara kültür taşırken, kendi öz dilimiz ve güçlü kültürlerimizden olmuşuz, başkalarına olan özentilerimiz ve kopmamız nedeniyle geçmişimizden. Bu nedenle, mnemonik yönden bize yol gösteren, geçmişimizle olan bağlarımızı tekrar kurmamızı sağlayan, Mneseus ve İstanbulun Byzantion dönemindeki Anadolu kökenli Megaralı kurucusu Byzas Byzantionunun tanrıçası Mnemosyne ile Homerosa teşekkür borçluyuz.
Mythler, masallar denip geçildi yüzyıllardır, gülerek, kale alınmayarak atalarımızın bizlere aktardıkları. Ünlü ozanımız Homeros ise, mythlerin değil de, yıllardır kökenimiz hakkında anlatılanların masal olduğunu çıkartıyor Odysseiada ortaya. Tabiatın doğasından meydana çıkmış Zeus, Athene ve diğer tanrılara, kalemle hak ettikleri mermerlerde insan formu veren atalarımızın, kökende aynı kaynağa dayalı şaman inançlarını, pagan dinler olarak değerlendirip, binlerce yıldır horlayıp yadsıdık, bizden önce Anadoluya gelen bizlerle birlikte. Oysa, yağmur bulutları, şimşek ve gök gürültülerini Zeus ve onun gümbürtüsüne; onun başından doğan yağmur damlacıklarının sicim şeklindeki biçemleri (Athenenin okları) toprağa düştüğünde, onu yaralayıp üzerinde çukurlar açmasını, savaş imgelemine karşılık Savaş tanrıça dendiğini, anca bugün kavrayabildik. Doğa ve onun güçlerinin zengin teşbih ve istiareleriyle donatılmış, o denli güçlü anlatımlı bu sanat şaheserinin benzerine, bir daha tarih boyunca tanık olabileceğimizi pek sanmıyoruz. Doğaya zarar vermemek için, çizmelerini topuksuz üreten Erg-enek-onlular yanında, sellasının üzerini, insan eliyle ondan daha görkemli bir çatıyı gerçekleştiremeyeceklerini bildikleri için Güneş çarkı ve Gök babaya karşı açık bırakan Didymaion Apollon mabedinin İonyalı mimarlarına, hayran kalmamamız mümkün mü? İnsan şaşıp kalıyor: Olası mı, bu denli doğaya aşık olmak, bugün ona güttüğümüz bunca düşmanlık ortadayken? diye. Kökeni Tokarca B dilinde Torch, Torc, ya da Torque olan Türk adını, çok sıklıkla değiştirdiğimiz dilimiz nedeniyle ve bu haliyle, geçmişte arayıp bulmamız olanaksız. Başka topraklara kültür taşırken, kendi öz dilimiz ve güçlü kültürlerimizden olmuşuz, başkalarına olan özentilerimiz ve kopmamız nedeniyle geçmişimizden. Bu nedenle, mnemonik yönden bize yol gösteren, geçmişimizle olan bağlarımızı tekrar kurmamızı sağlayan, Mneseus ve İstanbulun Byzantion dönemindeki Anadolu kökenli Megaralı kurucusu Byzas Byzantionunun tanrıçası Mnemosyne ile Homerosa teşekkür borçluyuz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat