Emare - Sarmaşık

Stok Kodu:
9786052064290
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
616
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-12-25
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%46 indirimli
99,00TL
53,46TL
Havale/EFT ile: 52,39TL
9786052064290
658661
Emare - Sarmaşık
Emare - Sarmaşık
53.46
Hissediyorum. Avuçlarımda hatırlamadığım geçmişimin silik lekeleri, şimdinin acılı izleri, geleceğimde ölümün emareleri var; ellerimde tuttuğum papatyaların dallarında avuçlarımdaki yetimler idam ediliyor. Görüyorum. Karşımda sonbaharı anımsatan kurumuş yaprak sarısı gözlerle bir adam bana bakıyor, omuzlarındaki kuklası olduğu ipler kesilmiş fakat hemen yanındaki çocukluğunun ipleri parmaklarında duruyor. Yapraklar kalbimin üzerinde daha fazla soluyor, onun kalbinin atışları benim papatyalarımı canlandırıyor. Duyuyorum. İnsanlar ölüm çığlıkları atıyor, tam ileriden korkutucu bir çellonun sesi yükseliyor; ses, neşter gibi bileklerimdeki sarmaşıklara saplanıyor ve dudaklarıma yasladığım mızıkadan zehir akıyor. Gökyüzünden birkaç damla düşüyor. Korkuyorum. Gökyüzünde ailem var, ailemin gözyaşları yeryüzüne düşerken su değil, kan akıyor. Mezarları, avuçlarımın içine doluyor. Boğuluyorum. Bir el bana uzanıyor, avuçlarının içinde kader çizgileri olmadığını görüyorum ama o eli sımsıkı tuttuğumda sonbaharı anımsatan gözler geçmişimde silik bir anı oluyor, zihnimin içinde artık yaşayamıyorum. Hissedemiyorum, göremiyorum ama duyuyorum; o elin sahibi bana sessizce fısıldıyor: Çocukluğumuz tohumumuzdur, tohumumuza kim su verdiyse o şekilde büyür ve yetişiriz.
Hissediyorum. Avuçlarımda hatırlamadığım geçmişimin silik lekeleri, şimdinin acılı izleri, geleceğimde ölümün emareleri var; ellerimde tuttuğum papatyaların dallarında avuçlarımdaki yetimler idam ediliyor. Görüyorum. Karşımda sonbaharı anımsatan kurumuş yaprak sarısı gözlerle bir adam bana bakıyor, omuzlarındaki kuklası olduğu ipler kesilmiş fakat hemen yanındaki çocukluğunun ipleri parmaklarında duruyor. Yapraklar kalbimin üzerinde daha fazla soluyor, onun kalbinin atışları benim papatyalarımı canlandırıyor. Duyuyorum. İnsanlar ölüm çığlıkları atıyor, tam ileriden korkutucu bir çellonun sesi yükseliyor; ses, neşter gibi bileklerimdeki sarmaşıklara saplanıyor ve dudaklarıma yasladığım mızıkadan zehir akıyor. Gökyüzünden birkaç damla düşüyor. Korkuyorum. Gökyüzünde ailem var, ailemin gözyaşları yeryüzüne düşerken su değil, kan akıyor. Mezarları, avuçlarımın içine doluyor. Boğuluyorum. Bir el bana uzanıyor, avuçlarının içinde kader çizgileri olmadığını görüyorum ama o eli sımsıkı tuttuğumda sonbaharı anımsatan gözler geçmişimde silik bir anı oluyor, zihnimin içinde artık yaşayamıyorum. Hissedemiyorum, göremiyorum ama duyuyorum; o elin sahibi bana sessizce fısıldıyor: Çocukluğumuz tohumumuzdur, tohumumuza kim su verdiyse o şekilde büyür ve yetişiriz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat