9789750800375
663028
https://www.sehadetkitap.com/urun/ekolojik-yeni-duzen
Ekolojik Yeni Düzen
4.44
İnsan dışındaki doğanın, örneğin ağaçların, bitkilerin, toprağın, hayvanların yaşama hakları, ilişkiler hukuku var mıdır? Varsa bunları kim düzenleyecektir ve ne adına? Fransız felsefeci Luc Ferry'nin, tarihte belgelenmiş olaylara dayanarak yazdığı ve tartıştığı bu kitap doğaya ve doğayla ilişkilerimize yeni bir bakış getiriyor. "Ağaç, hayvan ve insan" denkleminde, insanlık tarihi boyunca süregelmiş olan çözümsüz bir sorunun da altını çiziyor: İnsanoğlunun doğa karşısındaki konumu nedir? İnsan, doğa karşıtı bir varlık mıdır? "Doğayla Sözleşme" mümkün müdür? Konuyu Hayvan ya da türlerin karıştırılması ve Yeryüzünün gölgeleri adını taşıyan iki ana başlık ve dokuz başlık altında işleyen kitap, hayvan davalarından, yargılanan ağaçlardan, kişisel haklarını talep eden böceklerden, "derin ekolojist"lerden, hayvanlardan korkan hümanizmden, Yeşiller Partisi'nden, Nazi ekolojisinden, Ekofeminizmden oluşan bu cehennemvari yeni düzen, çılgın bir sirki andıran bu yeryüzü sahnesi, ruh-beden ilişkisinin, doğadaki şiddetin, aklın ve akıldışının sorgulandığı grotesk bir mahkemeye dönüşüyor. Luc Ferry, doğa-insan ilişkisine içkin olan tüm önkabulleri ve çelişkileri ortaya çıkarıyor; azılı çevreciyle vurdumduymaz, burnubüyük hümanistin gizli söylemlerini gözler önüne seriyor. Ekoloji / Ağaç, Hayvan ve İnsan, dünyaya yeni gözlerle bakmak için iyi bir kaynak.
Tadımlık
"Hümanizm böylece parantez içine alınmış olmaktadır. Ve doğanın bu yeni savunucuları açısından başlıca belirsizlik de işte asıl burada yatmaktadır. Ağaçların, adaların ya da kayaların hakları konusundaki tartışma, garipliğin ötesinde -ki bunun, Stone ve dostlarının gözünden kaçtığını düşünmek yanlış olur- bir tek amaca yöneliktir. Yegâne hukuk nesnesinin insan mı, yoksa tersine, bugün "biyosfer" ya da "ekosfer" diye adlandıran ve eskiden kozmos adı verilen şey mi olduğunun bilinmesi söz konusudur. Çünkü o takdirde insan, etik, hukuksal, ontolojik, her türlü bakış açısından, daha başkaları arasında bir ögeden ibaret -ve doğrusunu söylemek gerekirse, ölçüsüzlüğü ve 'ubris'iyle-*, en zararlı düzensizliği buyur etmekten geri durmadığı bu uyumlu ve düzenli evren içinde ortakyaşarlığa en az yatkın olduğu için de en sevimsizi olacaktır. İnsandaki bu gururu yerli yerine oturtacak ve kaybedilmiş uyumu yeniden kuracak yeni bir "doğa sözleşmesi"ne başvurmak gerekmeyecek midir? Bu modernlik öncesi post-modernlik, bizi böylece, hümanist bir hukuk görüsünden kozmik bir hukuk görüsüne geçmeye çağırmayacak mıdır?" * Heryerdelik. (ç.n.)
İnsan dışındaki doğanın, örneğin ağaçların, bitkilerin, toprağın, hayvanların yaşama hakları, ilişkiler hukuku var mıdır? Varsa bunları kim düzenleyecektir ve ne adına? Fransız felsefeci Luc Ferry'nin, tarihte belgelenmiş olaylara dayanarak yazdığı ve tartıştığı bu kitap doğaya ve doğayla ilişkilerimize yeni bir bakış getiriyor. "Ağaç, hayvan ve insan" denkleminde, insanlık tarihi boyunca süregelmiş olan çözümsüz bir sorunun da altını çiziyor: İnsanoğlunun doğa karşısındaki konumu nedir? İnsan, doğa karşıtı bir varlık mıdır? "Doğayla Sözleşme" mümkün müdür? Konuyu Hayvan ya da türlerin karıştırılması ve Yeryüzünün gölgeleri adını taşıyan iki ana başlık ve dokuz başlık altında işleyen kitap, hayvan davalarından, yargılanan ağaçlardan, kişisel haklarını talep eden böceklerden, "derin ekolojist"lerden, hayvanlardan korkan hümanizmden, Yeşiller Partisi'nden, Nazi ekolojisinden, Ekofeminizmden oluşan bu cehennemvari yeni düzen, çılgın bir sirki andıran bu yeryüzü sahnesi, ruh-beden ilişkisinin, doğadaki şiddetin, aklın ve akıldışının sorgulandığı grotesk bir mahkemeye dönüşüyor. Luc Ferry, doğa-insan ilişkisine içkin olan tüm önkabulleri ve çelişkileri ortaya çıkarıyor; azılı çevreciyle vurdumduymaz, burnubüyük hümanistin gizli söylemlerini gözler önüne seriyor. Ekoloji / Ağaç, Hayvan ve İnsan, dünyaya yeni gözlerle bakmak için iyi bir kaynak.
Tadımlık
"Hümanizm böylece parantez içine alınmış olmaktadır. Ve doğanın bu yeni savunucuları açısından başlıca belirsizlik de işte asıl burada yatmaktadır. Ağaçların, adaların ya da kayaların hakları konusundaki tartışma, garipliğin ötesinde -ki bunun, Stone ve dostlarının gözünden kaçtığını düşünmek yanlış olur- bir tek amaca yöneliktir. Yegâne hukuk nesnesinin insan mı, yoksa tersine, bugün "biyosfer" ya da "ekosfer" diye adlandıran ve eskiden kozmos adı verilen şey mi olduğunun bilinmesi söz konusudur. Çünkü o takdirde insan, etik, hukuksal, ontolojik, her türlü bakış açısından, daha başkaları arasında bir ögeden ibaret -ve doğrusunu söylemek gerekirse, ölçüsüzlüğü ve 'ubris'iyle-*, en zararlı düzensizliği buyur etmekten geri durmadığı bu uyumlu ve düzenli evren içinde ortakyaşarlığa en az yatkın olduğu için de en sevimsizi olacaktır. İnsandaki bu gururu yerli yerine oturtacak ve kaybedilmiş uyumu yeniden kuracak yeni bir "doğa sözleşmesi"ne başvurmak gerekmeyecek midir? Bu modernlik öncesi post-modernlik, bizi böylece, hümanist bir hukuk görüsünden kozmik bir hukuk görüsüne geçmeye çağırmayacak mıdır?" * Heryerdelik. (ç.n.)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.