Ekim: Uzun Pazar

Stok Kodu:
9786257370387
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
319
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-10-13
Çeviren:
Hüseyin Can Akyıldız
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
150,00TL
93,00TL
Havale/EFT ile: 83,70TL
9786257370387
537953
Ekim: Uzun Pazar
Ekim: Uzun Pazar
93.00
Bir adam. Artık yok... Yayınlandığı günden bu yana büyülü gerçekçiliğin ve modern Avrupa edebiyatının gizli başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Ekim: Uzun Pazar, benliğini adım adım yitiren bir adamın öyküsüdür. Kayıp giden yaşantısını kayıtsız, dingin bir su gibi izlerken istediği tek şey, zamanın ve kaderin girdabında boğulmamaktır. Artık hareket etmeyi de bırakarak bir çeşit uyuşukluğa, belki de Antik Yunan filozoflarının mutluluk diye adlandırdığı o edebi istirahate kavuşmayı bekler ve bu gündüz düşlerinin ortasında karşısındakiler ondan kim olmasını isterse ona dönüşerek, "yaşamaktan ziyade başkaları tarafından yaşanıp yaşanmadığını" sorgular durur. Cortázar'ın "Okurken boğulacak gibi oldum, nefes almaya çabalarken, geçmişi gözlerinin önünden geçen, geleceğiyse un ufak olup küle ve sessizliğe bürünen, neredeyse ölmek üzere olan birinin yaşayacağı nostalji hissinin altında ezildim. Bu his saatlerce beni tutsak etti ve kral kanı taşıyan bir yazar keşfettiğim düşüncesiyle dehşete kapılarak dondum kaldım," satırlarıyla selamladığı Guy Vaes'ten, Ulysses'in, varlığını ardında en ufak iz bırakmamacasına ortadan kaldıran o hummalı, içsel yolculuğuna atıfta bulunan ödüllü bir mücevher... "Ekim düşüş demektir. Baudelaire'in de korktuğu soğuk karanlıklara dalışın habercisidir. Benim gibi iflah olmaz bir tedirgine varlığın sarsılmasını, benliğin marazi bir şekilde çözülüp dağılmasını çağrıştırır."
Bir adam. Artık yok... Yayınlandığı günden bu yana büyülü gerçekçiliğin ve modern Avrupa edebiyatının gizli başyapıtlarından biri olarak kabul edilen Ekim: Uzun Pazar, benliğini adım adım yitiren bir adamın öyküsüdür. Kayıp giden yaşantısını kayıtsız, dingin bir su gibi izlerken istediği tek şey, zamanın ve kaderin girdabında boğulmamaktır. Artık hareket etmeyi de bırakarak bir çeşit uyuşukluğa, belki de Antik Yunan filozoflarının mutluluk diye adlandırdığı o edebi istirahate kavuşmayı bekler ve bu gündüz düşlerinin ortasında karşısındakiler ondan kim olmasını isterse ona dönüşerek, "yaşamaktan ziyade başkaları tarafından yaşanıp yaşanmadığını" sorgular durur. Cortázar'ın "Okurken boğulacak gibi oldum, nefes almaya çabalarken, geçmişi gözlerinin önünden geçen, geleceğiyse un ufak olup küle ve sessizliğe bürünen, neredeyse ölmek üzere olan birinin yaşayacağı nostalji hissinin altında ezildim. Bu his saatlerce beni tutsak etti ve kral kanı taşıyan bir yazar keşfettiğim düşüncesiyle dehşete kapılarak dondum kaldım," satırlarıyla selamladığı Guy Vaes'ten, Ulysses'in, varlığını ardında en ufak iz bırakmamacasına ortadan kaldıran o hummalı, içsel yolculuğuna atıfta bulunan ödüllü bir mücevher... "Ekim düşüş demektir. Baudelaire'in de korktuğu soğuk karanlıklara dalışın habercisidir. Benim gibi iflah olmaz bir tedirgine varlığın sarsılmasını, benliğin marazi bir şekilde çözülüp dağılmasını çağrıştırır."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat