Düşünce Özgürlüğü ve Hoşgörü

Stok Kodu:
9789752984844
Boyut:
130-210-0
Sayfa Sayısı:
190
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01-01
Çeviren:
Burcu Çiçek Eken, İsmail Yerguz
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8 indirimli
13,00TL
11,96TL
Havale/EFT ile: 11,72TL
9789752984844
705634
Düşünce Özgürlüğü ve Hoşgörü
Düşünce Özgürlüğü ve Hoşgörü
11.96
Siyaset bilimci, felsefeci, tarihçi ve Avrupa uzmanı Gérard Duprat bu son kitabını, ilk kez Türkiye'de yayınlanmak üzere 2012'de tamamladı. Düşünür "Avrupa'yı Avrupa yapan nedir?" diye soruyor ve okurunu bir "bellek" sorunuyla karşılaştırıyor. Avrupa'nın şu ya da bu tarihinin, kültürünün, herhangi bir etnik ve dinsel kökeninin, "özgürlük projesi" olarak ulus ötesi bir Avrupa'yı oluşturamayacağını söylüyor. Böyle "kökensiz" bir Avrupalı olarak da her türlü "yabancılık" siyasetini reddediyor. Avrupa'nın yakın geçmişindeki bir dehşeti Heidegger'e gönderme yaparak sergiliyor ve "yabancı" düşmanlığının bu projeye karşı aynı bayağılıkla hortlayabileceğini sezdiriyor. Avrupa'yı bir özgürlüğe yürümekten alıkoyabilecek krizin kapitalist sistemin kaçınılmaz ürünü olduğunu yineliyor. Salt ekonomik yararları olacağı düşüncesiyle, bu projeye ilişkin hiçbir içselleştirme yaşamadan, hiçbir zihinsel ve yapısal değişiklikten geçme (iyi)niyeti taşımadan, etnik, dinsel ve ulusal taleplerle orada varolabilme hevesinin sığlığını gösteriyor. Avrupa projesine, salt bazı özgürlük standartlarına zorladığı için önem verenlerin iyi niyetli ama kısır çözümlerini de çökertiyor.
Siyaset bilimci, felsefeci, tarihçi ve Avrupa uzmanı Gérard Duprat bu son kitabını, ilk kez Türkiye'de yayınlanmak üzere 2012'de tamamladı. Düşünür "Avrupa'yı Avrupa yapan nedir?" diye soruyor ve okurunu bir "bellek" sorunuyla karşılaştırıyor. Avrupa'nın şu ya da bu tarihinin, kültürünün, herhangi bir etnik ve dinsel kökeninin, "özgürlük projesi" olarak ulus ötesi bir Avrupa'yı oluşturamayacağını söylüyor. Böyle "kökensiz" bir Avrupalı olarak da her türlü "yabancılık" siyasetini reddediyor. Avrupa'nın yakın geçmişindeki bir dehşeti Heidegger'e gönderme yaparak sergiliyor ve "yabancı" düşmanlığının bu projeye karşı aynı bayağılıkla hortlayabileceğini sezdiriyor. Avrupa'yı bir özgürlüğe yürümekten alıkoyabilecek krizin kapitalist sistemin kaçınılmaz ürünü olduğunu yineliyor. Salt ekonomik yararları olacağı düşüncesiyle, bu projeye ilişkin hiçbir içselleştirme yaşamadan, hiçbir zihinsel ve yapısal değişiklikten geçme (iyi)niyeti taşımadan, etnik, dinsel ve ulusal taleplerle orada varolabilme hevesinin sığlığını gösteriyor. Avrupa projesine, salt bazı özgürlük standartlarına zorladığı için önem verenlerin iyi niyetli ama kısır çözümlerini de çökertiyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat