9789750856969
599180
https://www.sehadetkitap.com/urun/dunyanin-en-eski-mutfagi
Dünyanın En Eski Mutfağı
38.40
Mutfak ve sofra kültürü bir
uygarlığı anlamanın en etkili
yollarından biri.
Dünyaca ünlü Fransız
Asurbilimci, Kutsal Kitap ve
kadim Ortadoğu dinleri uzmanı,
tarihçi Jean Bottéro, yaklaşık
MÖ 1700'lere tarihlenen ve
kırka yakın yemek tarifini içeren
üç kil tablet üzerinden antik
Babil'in yemek kültürünü
inceliyor.
Pişirme teknikleri, şölen yemekleri, ölüm ve yaşamın sofraya
yansıması, içecek kullanımı gibi çeşitli konu başlıkları,
“uygarlıkların beşiği” olarak anılan Mezopotamya'dan
günümüz kültürüne ışık tutuyor.
“Bu kitabı yazarken niyetim Mezopotamyalı muhterem
atalarımızın ‘yeme-içme' kültürü hakkında akademik ve
kapsayıcı bir çalışma ortaya koymak değildi, çünkü bu
(samimi okuyucuya ulaşamama pahasına) akademisyenlere
yönelik sıkıcı ve kuru bir çalışma olurdu (…)
Acilen tatmin edilmek istenen damak zevkine gelince, eski
Mezopotamyalılarla beraber yemek yeme imkânımız
olmadığına göre bu mutfağın lezzetlerini, elimizin altındabulunan Türk-Arap veya Lübnan ya da Yakındoğu (kim nasıl
isterse öyle adlandırsın) mutfağında tadamaz mıyız? Çünkü
tarihsel olarak bu mutfaklar Mezopotamya'nın kaybolmuş
‘Yeme-İçme', ‘Mutfak ve Sofra' tekniklerinin devamı ve
ulaşabileceğimiz tek çağdaş temsilcisi.”
Mutfak ve sofra kültürü bir
uygarlığı anlamanın en etkili
yollarından biri.
Dünyaca ünlü Fransız
Asurbilimci, Kutsal Kitap ve
kadim Ortadoğu dinleri uzmanı,
tarihçi Jean Bottéro, yaklaşık
MÖ 1700'lere tarihlenen ve
kırka yakın yemek tarifini içeren
üç kil tablet üzerinden antik
Babil'in yemek kültürünü
inceliyor.
Pişirme teknikleri, şölen yemekleri, ölüm ve yaşamın sofraya
yansıması, içecek kullanımı gibi çeşitli konu başlıkları,
“uygarlıkların beşiği” olarak anılan Mezopotamya'dan
günümüz kültürüne ışık tutuyor.
“Bu kitabı yazarken niyetim Mezopotamyalı muhterem
atalarımızın ‘yeme-içme' kültürü hakkında akademik ve
kapsayıcı bir çalışma ortaya koymak değildi, çünkü bu
(samimi okuyucuya ulaşamama pahasına) akademisyenlere
yönelik sıkıcı ve kuru bir çalışma olurdu (…)
Acilen tatmin edilmek istenen damak zevkine gelince, eski
Mezopotamyalılarla beraber yemek yeme imkânımız
olmadığına göre bu mutfağın lezzetlerini, elimizin altındabulunan Türk-Arap veya Lübnan ya da Yakındoğu (kim nasıl
isterse öyle adlandırsın) mutfağında tadamaz mıyız? Çünkü
tarihsel olarak bu mutfaklar Mezopotamya'nın kaybolmuş
‘Yeme-İçme', ‘Mutfak ve Sofra' tekniklerinin devamı ve
ulaşabileceğimiz tek çağdaş temsilcisi.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.