Doğanın Ölümü;Kadınlar, Ekoloji ve Bilimsel Devrim

Stok Kodu:
9786057872302
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
400
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-06-20
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
619,00TL
569,48TL
Havale/EFT ile: 558,09TL
9786057872302
563267
Doğanın Ölümü;Kadınlar, Ekoloji ve Bilimsel Devrim
Doğanın Ölümü;Kadınlar, Ekoloji ve Bilimsel Devrim
569.48
Doğa ve dişillik arasındaki asırlık çağrışımlar bize ne anlatıyor? Toprak ana bize ne sunuyor? Kıtlık ve salgınlar mı yoksa bolluk ve bereket mi? Korku mu yoksa dinginlik mi? Bu çağrışımlar ve duygularla kurulan imgelemde dişil doğayı dizginlenmek mi yoksa ona hizmet etmek mi gerek? O, engizisyon kazıklarında yakılan etkin, sinsi, büyücü kadınlar mı yoksa Rönesans'ın heykel kaidelerinde şekillendirilen edilgin, tabi bakireler mi? Peki, günümüze kadar taşınagelen bu imgelemin tarihte bıraktığı ayak izlerini takip edersek, hangi önemli uğraklara çarparız? Bu uğrakların izini süren Merchant, ekofeminist bir perspektiften başlattığı bu çalışmasında insanın benlik, toplum ve kozmos algısını kalıcı bir biçimde dönüştüren Bilimsel Devrim'e dönüp bakıyor. Zira bu büyük dönüşümün yarattığı yeni ekonomik ve bilimsel düzen, hem doğa hem de kadınlar için can yakıcı bir öneme sahip. Bu dönüşümle, merkezinde canlı bir dişil yeryüzünün olduğu organik kozmos tahayyülü, yerini mekanik dünya görüşüne bırakıyor. Doğa, kontrol edilip sonuna kadar sömürülmesi gereken bir kaynak olarak şekillenirken, kaotikliği ve üretici gücüyle bir tehdit olarak algılanan kadınlar da tahakküm altına alınıyor. Felsefi, ekonomik, dini, çevresel ve toplumsal her alanda doğaya ve kadınlara dair yeni inşalar ilmik ilmik örülüyor. Bu inşaları alaşağı etmek, yeryüzüne nefes aldıracak, şifa bulacağımız ekolojik ve feminist bir etik kurmak belki de, Merchant gibi, bu ilmikleri tek tek söküp yenilerini atmakla mümkün.
Doğa ve dişillik arasındaki asırlık çağrışımlar bize ne anlatıyor? Toprak ana bize ne sunuyor? Kıtlık ve salgınlar mı yoksa bolluk ve bereket mi? Korku mu yoksa dinginlik mi? Bu çağrışımlar ve duygularla kurulan imgelemde dişil doğayı dizginlenmek mi yoksa ona hizmet etmek mi gerek? O, engizisyon kazıklarında yakılan etkin, sinsi, büyücü kadınlar mı yoksa Rönesans'ın heykel kaidelerinde şekillendirilen edilgin, tabi bakireler mi? Peki, günümüze kadar taşınagelen bu imgelemin tarihte bıraktığı ayak izlerini takip edersek, hangi önemli uğraklara çarparız? Bu uğrakların izini süren Merchant, ekofeminist bir perspektiften başlattığı bu çalışmasında insanın benlik, toplum ve kozmos algısını kalıcı bir biçimde dönüştüren Bilimsel Devrim'e dönüp bakıyor. Zira bu büyük dönüşümün yarattığı yeni ekonomik ve bilimsel düzen, hem doğa hem de kadınlar için can yakıcı bir öneme sahip. Bu dönüşümle, merkezinde canlı bir dişil yeryüzünün olduğu organik kozmos tahayyülü, yerini mekanik dünya görüşüne bırakıyor. Doğa, kontrol edilip sonuna kadar sömürülmesi gereken bir kaynak olarak şekillenirken, kaotikliği ve üretici gücüyle bir tehdit olarak algılanan kadınlar da tahakküm altına alınıyor. Felsefi, ekonomik, dini, çevresel ve toplumsal her alanda doğaya ve kadınlara dair yeni inşalar ilmik ilmik örülüyor. Bu inşaları alaşağı etmek, yeryüzüne nefes aldıracak, şifa bulacağımız ekolojik ve feminist bir etik kurmak belki de, Merchant gibi, bu ilmikleri tek tek söküp yenilerini atmakla mümkün.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat