Doğançay'ın Çınarları

Stok Kodu:
9789753424851
Boyut:
130-195-0
Sayfa Sayısı:
66
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2020-08-17
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%31 indirimli
95,00TL
65,55TL
Havale/EFT ile: 64,24TL
9789753424851
436614
Doğançay'ın Çınarları
Doğançay'ın Çınarları
65.55
Doğançay'ın Çınarlarını ilk kez 19 Haziran 1996'da gördüm- istasyondan yavaşlayarak geçen trenin içinden, sağ tarafta, Doğu'ya doğru; güneş, solumda, yamaç ardına epey devrilmişken. Hemen kavradım; pek de anlamlandıramadan... Sonra -daha yazmadan- kurdum onları. 14 Ocak 1997'de zamanları geldi : yazmağa başladım. 15 Mayıs'ta bir kez daha geçtim yanlarından -aralarından- : tam kurduğum gibiydiler. Yazılışları ise (Çiftehavuzlar / Yalıkavak / Karamürsel / Çiftehavuzlar) daha epey süreceğe benziyordu. 13 Haziran'da, benim gözlerimle, Yıldırım'ın mercekleriyle, ilk kez gittik Doğançay'a. İstasyonun tümüyle 'metruk' hâle geldiğini o gün öğrendim : hiçbir tren uğramıyordu Doğançay'a artık; çınarlarsa, tam -yaz başı- doluluklarındaydılar- herşey anlamına uygundu, yani... Yıldırım'ın fotografları da öyleydi; 1 Temmuz'da (Edip'de bulunacağını bilerek) arayıp bulduğum 'motto' da öyle -ama, yazmam- süren tıkanmalarla- 4 Temmuz'a kadar uzadı; metni de, aşağıda atacağım tarihte son hâline sokabildim ancak. Gecikir ya, her anlamlandırma, hep... Oruç Aruoba 16 Kasım 1997 Çiftehavuzlar
Doğançay'ın Çınarlarını ilk kez 19 Haziran 1996'da gördüm- istasyondan yavaşlayarak geçen trenin içinden, sağ tarafta, Doğu'ya doğru; güneş, solumda, yamaç ardına epey devrilmişken. Hemen kavradım; pek de anlamlandıramadan... Sonra -daha yazmadan- kurdum onları. 14 Ocak 1997'de zamanları geldi : yazmağa başladım. 15 Mayıs'ta bir kez daha geçtim yanlarından -aralarından- : tam kurduğum gibiydiler. Yazılışları ise (Çiftehavuzlar / Yalıkavak / Karamürsel / Çiftehavuzlar) daha epey süreceğe benziyordu. 13 Haziran'da, benim gözlerimle, Yıldırım'ın mercekleriyle, ilk kez gittik Doğançay'a. İstasyonun tümüyle 'metruk' hâle geldiğini o gün öğrendim : hiçbir tren uğramıyordu Doğançay'a artık; çınarlarsa, tam -yaz başı- doluluklarındaydılar- herşey anlamına uygundu, yani... Yıldırım'ın fotografları da öyleydi; 1 Temmuz'da (Edip'de bulunacağını bilerek) arayıp bulduğum 'motto' da öyle -ama, yazmam- süren tıkanmalarla- 4 Temmuz'a kadar uzadı; metni de, aşağıda atacağım tarihte son hâline sokabildim ancak. Gecikir ya, her anlamlandırma, hep... Oruç Aruoba 16 Kasım 1997 Çiftehavuzlar
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat