Dizim Başladı! Kapat, Sonra Anlatırım; Televizyonda Hikâye Anlatıcılığı

Stok Kodu:
9786056247316
Boyut:
140-200-0
Sayfa Sayısı:
232
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011-10-04
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
109,00TL
73,03TL
Havale/EFT ile: 71,57TL
9786056247316
390252
Dizim Başladı! Kapat, Sonra Anlatırım; Televizyonda Hikâye Anlatıcılığı
Dizim Başladı! Kapat, Sonra Anlatırım; Televizyonda Hikâye Anlatıcılığı
73.03
Aşk-ı Memnu kitabı bize ne anlatırdı, dizi filmi neler anlattı? Neden Yeşilçam Sineması'nda sevdiğine kavuşamayan kadınların çocukları evlendikleri değil de sevdikleri adamdandır? Reality TV mi gerçek yoksa hayat mı? Artık misafirler "Prime-Time" vakitlerinde gelmese ne iyi olur dediğinizi duyar gibiyiz! Yeni medya ne yapar mı, peki, siz orada içerik sahibi olarak ne yapıyorsunuz? Televizyonun bizi nasıl büyülediğinin incelenmesi ve çözümlenmesi üzerine, kısa ama öz, 10 özenli çalışma. Televizyonunuzun ayarlarıyla oynamanızın bir faydası yok. Bir sorun varsa yayındandır, müdahale edemezsiniz tıpkı içeriğe müdahale edemediğiniz gibi. Büyülenmişçesine bakakaldığımız ekranın karşısında çaresiz, kanal değiştiriyoruz. Kanallar değişse de programlar değişmiyor (eskiden kanallar da değişmiyordu ya). Bir saat geçiyor, bir başka yayın kuşağı ve başka formatta programlar. Gelgelelim aynılık baki. Ancak içi de boş değil bu program ve içeriklerin. Bize bir şeyler anlatıyorlar, bir şeyleri yeniden kurguluyorlar; anlatılmış olanı tekrar anlatıyorlar en çok da edebiyatı ve hayatı. Nasıl, ne zaman, ne amaçla? Belki de amaçsızca. Ama karşımızda bir hikâye ve bir anlatı var. Bu anlatının da bir hikâyesi... Bu kitaptaki makalelerde televizyonda hikaye anlatıcılığının tarzı, örüntüsü, içeriği, dili; edebiyat ve Yeşilçam sinemasıyla ilişkisi ve gayrı meşru sonuçları; genelde kitle iletişim araçlarının ve özelde televizyonun toplumsal işlevi, devlet ve sınıflarla teması ve bu dokunuşun birey üzerindeki etkileri göz önünde tutularak ele alınıyor ve çözümleniyor. İçeriğin Tanrısı artık biz ölümlülerin huzuruna atılmıştır.
Aşk-ı Memnu kitabı bize ne anlatırdı, dizi filmi neler anlattı? Neden Yeşilçam Sineması'nda sevdiğine kavuşamayan kadınların çocukları evlendikleri değil de sevdikleri adamdandır? Reality TV mi gerçek yoksa hayat mı? Artık misafirler "Prime-Time" vakitlerinde gelmese ne iyi olur dediğinizi duyar gibiyiz! Yeni medya ne yapar mı, peki, siz orada içerik sahibi olarak ne yapıyorsunuz? Televizyonun bizi nasıl büyülediğinin incelenmesi ve çözümlenmesi üzerine, kısa ama öz, 10 özenli çalışma. Televizyonunuzun ayarlarıyla oynamanızın bir faydası yok. Bir sorun varsa yayındandır, müdahale edemezsiniz tıpkı içeriğe müdahale edemediğiniz gibi. Büyülenmişçesine bakakaldığımız ekranın karşısında çaresiz, kanal değiştiriyoruz. Kanallar değişse de programlar değişmiyor (eskiden kanallar da değişmiyordu ya). Bir saat geçiyor, bir başka yayın kuşağı ve başka formatta programlar. Gelgelelim aynılık baki. Ancak içi de boş değil bu program ve içeriklerin. Bize bir şeyler anlatıyorlar, bir şeyleri yeniden kurguluyorlar; anlatılmış olanı tekrar anlatıyorlar en çok da edebiyatı ve hayatı. Nasıl, ne zaman, ne amaçla? Belki de amaçsızca. Ama karşımızda bir hikâye ve bir anlatı var. Bu anlatının da bir hikâyesi... Bu kitaptaki makalelerde televizyonda hikaye anlatıcılığının tarzı, örüntüsü, içeriği, dili; edebiyat ve Yeşilçam sinemasıyla ilişkisi ve gayrı meşru sonuçları; genelde kitle iletişim araçlarının ve özelde televizyonun toplumsal işlevi, devlet ve sınıflarla teması ve bu dokunuşun birey üzerindeki etkileri göz önünde tutularak ele alınıyor ve çözümleniyor. İçeriğin Tanrısı artık biz ölümlülerin huzuruna atılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat