9786052640852
587685
https://www.sehadetkitap.com/urun/divan-i-ahkam-i-adliye
Divan-ı Ahkam-ı Adliye
426.30
Osmanlı Devleti'nde müstakilen temyiz mahkemesi üzerine kaleme alınan ilk eser olan Mahkeme-i Temyiz'in müellifi Abdurrahman Adil, eserinin mukaddimesinde “Azimet ve ehemmiyeti derkâr olan bu te'sis-i alîyi mevzu‘-i bahs etmek benim için ne büyük cürettir!” der. Biz de böyle mühim bir işe cüret ederek Türk hukuk tarihinde sistematik bir şekilde temyiz vazifesini icra eden ilk müessese olan Divan-ı Ahkam-ı Adliye'yi ele aldık. 1868'de adli ve idari işlerin birbirinden ayrılması maksadıyla Meclis-i Vala kaldırılarak yerine Divan-ı Ahkam-ı Adliye ile Şûrâ-yı Devlet kuruldu. Divan-ı Ahkam-ı Adliye, nizamiye mahkemelerinin temyiz merci olarak mühim bir vazife üstlendi. Biz de bu mühim müessesenin kuruluşundan cumhuriyetin ilanına kadar geçirmiş olduğu tarihi tekamülü gözler önüne sermeye gayret gösterdik. Günümüzde Yargıtay ismiyle yaşamaya devam eden bu müessese üzerine daha evvel kaleme alınmış olan eserlerde arşiv malzemelerine müracaat edilmemişti. Çalışmanın esas gayesi de bu eksikliği bir nebze bile olsa gidermek ve müessesenin yapısını ve işleyişini daha açık bir şekilde ortaya koymaktı. Bu sebeple mümkün mertebe, arşiv belgeleri başta olmak üzere, zengin bir malzeme kullanılmaya gayret gösterilmiştir. Elinizde bulunan bu kitap, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı'nda Divan-ı Ahkam-ı Adliye: Kuruluşu, Teşkilat ve İşleyişi adıyla doktora tezi olarak hazırlandı. Bu kitap sayesinde tezi baştan sona kadar yeniden gözden geçirme ve eksik kalan bazı yerleri tamamlama imkanına sahip oldum. Buna rağmen çalışmanın kusur ve noksanlarını ikmal etmeye muvaffak olamadım. Şu bir hakikat ki Divan-ı Ahkam- ı Adliye üzerindeki mesaim hayatımın sonuna kadar devam edecek. Elimde malzeme biriktikçe de bu eserin inşasını ve ihyasını sürdüreceğim. Takdir edileceği üzere bu çalışma, uzun bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu da böyle bir çalışma için başlı başına bir eksiklik ve kusurdur. Fakat 1879 tarihli Mehakim-i Nizamiyenin Teşkilatı Kanun-ı Muvakkati'nden sonra müessesenin yapısında ve işleyişinde esaslı bir değişikliğe gidilmediği için bu eksikliğin müsamahayla karşılanmasını temenni ederim. Aynı temenni, çalışma içerisinde mevcut bulunacak diğer hatalar ve kusurlar için de ziyadesiyle geçerlidir.
Osmanlı Devleti'nde müstakilen temyiz mahkemesi üzerine kaleme alınan ilk eser olan Mahkeme-i Temyiz'in müellifi Abdurrahman Adil, eserinin mukaddimesinde “Azimet ve ehemmiyeti derkâr olan bu te'sis-i alîyi mevzu‘-i bahs etmek benim için ne büyük cürettir!” der. Biz de böyle mühim bir işe cüret ederek Türk hukuk tarihinde sistematik bir şekilde temyiz vazifesini icra eden ilk müessese olan Divan-ı Ahkam-ı Adliye'yi ele aldık. 1868'de adli ve idari işlerin birbirinden ayrılması maksadıyla Meclis-i Vala kaldırılarak yerine Divan-ı Ahkam-ı Adliye ile Şûrâ-yı Devlet kuruldu. Divan-ı Ahkam-ı Adliye, nizamiye mahkemelerinin temyiz merci olarak mühim bir vazife üstlendi. Biz de bu mühim müessesenin kuruluşundan cumhuriyetin ilanına kadar geçirmiş olduğu tarihi tekamülü gözler önüne sermeye gayret gösterdik. Günümüzde Yargıtay ismiyle yaşamaya devam eden bu müessese üzerine daha evvel kaleme alınmış olan eserlerde arşiv malzemelerine müracaat edilmemişti. Çalışmanın esas gayesi de bu eksikliği bir nebze bile olsa gidermek ve müessesenin yapısını ve işleyişini daha açık bir şekilde ortaya koymaktı. Bu sebeple mümkün mertebe, arşiv belgeleri başta olmak üzere, zengin bir malzeme kullanılmaya gayret gösterilmiştir. Elinizde bulunan bu kitap, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı'nda Divan-ı Ahkam-ı Adliye: Kuruluşu, Teşkilat ve İşleyişi adıyla doktora tezi olarak hazırlandı. Bu kitap sayesinde tezi baştan sona kadar yeniden gözden geçirme ve eksik kalan bazı yerleri tamamlama imkanına sahip oldum. Buna rağmen çalışmanın kusur ve noksanlarını ikmal etmeye muvaffak olamadım. Şu bir hakikat ki Divan-ı Ahkam- ı Adliye üzerindeki mesaim hayatımın sonuna kadar devam edecek. Elimde malzeme biriktikçe de bu eserin inşasını ve ihyasını sürdüreceğim. Takdir edileceği üzere bu çalışma, uzun bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu da böyle bir çalışma için başlı başına bir eksiklik ve kusurdur. Fakat 1879 tarihli Mehakim-i Nizamiyenin Teşkilatı Kanun-ı Muvakkati'nden sonra müessesenin yapısında ve işleyişinde esaslı bir değişikliğe gidilmediği için bu eksikliğin müsamahayla karşılanmasını temenni ederim. Aynı temenni, çalışma içerisinde mevcut bulunacak diğer hatalar ve kusurlar için de ziyadesiyle geçerlidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.