9786256949607
639325
https://www.sehadetkitap.com/urun/disiplinlerarasi-sanat-ve-iletisim-arastirmalari-cilt-ii
Disiplinlerarası Sanat Ve İletişim Araştırmaları - Cilt Iı
239.20
Sanat ve iletişim, insanın kendini ifade etme aracı olmalarının yanında etkileşime girip sosyalleşmesinin de bir ürünü olmuştur. Sanatın doğası, belli bir tarihsel zaman ve mekân içindeki sosyo-kültürel çevreye bağlıdır. Ait olduğu sosyo-kültürel ortamında vücut bulan sanat, doğal olarak günlük ihtiyaçlarla ilgili olduğunda sanatın entelektüel modeli ve değer işlevi doğrudan devreye girer. İletişimin değer işlevi de ait olunan sosyo-kültürel çevrede kültürün ve dilin olanakları ile ilintilidir.İletişim, yazı, simge, resim, işaret gibi çeşitli sembollerin yardımıyla anlam yaratma sürecidir. Bunu gerçekleştirirken, dilin olanaklarını ve sırlarını keşfeder. Bir araştırma nesnesi olduğunda, araştırmacı üzerinde etki anlamına gelir. Çağcıl sosyal gerçekliğin özü olarak iletişim algısı, gerek sosyokültürel bağlamların ve iletişim süreçlerinin anlamsal içeriğinin incelenmesine yönelik bir yönelim gerekse varoluşsal-fenomenolojik ve duyusal konulara olan ilgisi ile karakterize edilir.İnsanlık, tarih boyunca varlığını sürdürebilmek ve sonraki kuşaklara kendi deneyimlerini aktarabilmek için sanat ve iletişim birlikteliğine gereksinim duymuştur. Varoluşsal birer gereksinim olarak insanlık tarihi kadar köklü geçmişe sahip sanat ve iletişim, geçmişte olduğu gibi çağımızda da önemli iki olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak toplumsal değişim ve teknolojik gelişimin gerçekleşmesi sonucunda her şeyin bilgi ve teknolojiyle kontrol edilebildiği süreç, kaçınılmaz olarak sanatın ve iletişimin evrenini de etkilemiştir.Günümüzün iletişim imkanları ve teknolojik kullanımları farklı olsa da sanat eserinin verdiği bilgi ve mesaj karşısında duygulanım ve haz gibi insani değerler değişmemiştir. Sanatın ve iletişimin, insanlığa hizmet etme biçimi olduğu düşünülürse çağın getirdiği yeniliklerin her iki etkinlik arasında paralel bir değişim yarattığı söylenilebilir. Tabii ki aralarındaki etkileşim de bu değişim sürecine dahildir. Bu nedenle her ikisini disiplinlerarası düzlemde bir arada ele alıp etkileşimlerine dair değerlendirmeleri bir arada yapmak büyük önem taşımaktadır.
Sanat ve iletişim, insanın kendini ifade etme aracı olmalarının yanında etkileşime girip sosyalleşmesinin de bir ürünü olmuştur. Sanatın doğası, belli bir tarihsel zaman ve mekân içindeki sosyo-kültürel çevreye bağlıdır. Ait olduğu sosyo-kültürel ortamında vücut bulan sanat, doğal olarak günlük ihtiyaçlarla ilgili olduğunda sanatın entelektüel modeli ve değer işlevi doğrudan devreye girer. İletişimin değer işlevi de ait olunan sosyo-kültürel çevrede kültürün ve dilin olanakları ile ilintilidir.İletişim, yazı, simge, resim, işaret gibi çeşitli sembollerin yardımıyla anlam yaratma sürecidir. Bunu gerçekleştirirken, dilin olanaklarını ve sırlarını keşfeder. Bir araştırma nesnesi olduğunda, araştırmacı üzerinde etki anlamına gelir. Çağcıl sosyal gerçekliğin özü olarak iletişim algısı, gerek sosyokültürel bağlamların ve iletişim süreçlerinin anlamsal içeriğinin incelenmesine yönelik bir yönelim gerekse varoluşsal-fenomenolojik ve duyusal konulara olan ilgisi ile karakterize edilir.İnsanlık, tarih boyunca varlığını sürdürebilmek ve sonraki kuşaklara kendi deneyimlerini aktarabilmek için sanat ve iletişim birlikteliğine gereksinim duymuştur. Varoluşsal birer gereksinim olarak insanlık tarihi kadar köklü geçmişe sahip sanat ve iletişim, geçmişte olduğu gibi çağımızda da önemli iki olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak toplumsal değişim ve teknolojik gelişimin gerçekleşmesi sonucunda her şeyin bilgi ve teknolojiyle kontrol edilebildiği süreç, kaçınılmaz olarak sanatın ve iletişimin evrenini de etkilemiştir.Günümüzün iletişim imkanları ve teknolojik kullanımları farklı olsa da sanat eserinin verdiği bilgi ve mesaj karşısında duygulanım ve haz gibi insani değerler değişmemiştir. Sanatın ve iletişimin, insanlığa hizmet etme biçimi olduğu düşünülürse çağın getirdiği yeniliklerin her iki etkinlik arasında paralel bir değişim yarattığı söylenilebilir. Tabii ki aralarındaki etkileşim de bu değişim sürecine dahildir. Bu nedenle her ikisini disiplinlerarası düzlemde bir arada ele alıp etkileşimlerine dair değerlendirmeleri bir arada yapmak büyük önem taşımaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.