Dinmeyen Fırtına: Zeki Sarıhan’a Armağan Kitap

Stok Kodu:
9786256822399
Boyut:
160-240-
Sayfa Sayısı:
302
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-11-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
220,00TL
202,40TL
Havale/EFT ile: 192,28TL
9786256822399
645519
Dinmeyen Fırtına: Zeki Sarıhan’a Armağan Kitap
Dinmeyen Fırtına: Zeki Sarıhan’a Armağan Kitap
202.40
Kitabıma, bütün okuyucuların içtenlikle yanıt vermesini istediğim şöyle bir soruyla başlamak istiyorum: Aydın deyince ne anlıyoruz? Böyle temel bir soru karşısında çoğumuzun zihninde “ülkenin sorunlarına çözüm bulmaya çalışan, halka yol gösteren okumuş insanlar canlanır”. Oysa bu tanım, gerçeğin yalnızca küçük bir kısmını karşılar. Hepimizin dertleri ortakmış, hepimiz aynı ihtiyaçları paylaşıyormuşuz gibi bir ön kabule dayanır. Gerçekte bakıldığında, emek yoluyla geçimini sağlayan geniş toplum kesimlerinin aydınlardan umudunu yitirmiş olmasının altında, söz konusu tanımın nesnel gerçeklikle uyuşmazlığı yatmaktadır. Toplumu işlevsel olarak bütünleşmiş parçalardan oluşan bir bütün olarak düşündüğümüz, böyle düşünmeye alıştırıldığımız için aydınların halka yabancılaşmasını aydının kendisinden kaynaklanan bir sorun olarak değerlendirme eğilimindeyizdir. Gerçek şu ki, aydın tanımı, sınıfsal boyut kazanmış toplumsal-gerçekçi bir temel içinde anlam kazanmaktadır. “Kendisini toplumun sorunlarına çözüm bulmaya adayan okumuş kişi” tanımındaki yetersizliği böylesine gerçekçi bir toplumsal zemine basarak aşabiliriz.
Kitabıma, bütün okuyucuların içtenlikle yanıt vermesini istediğim şöyle bir soruyla başlamak istiyorum: Aydın deyince ne anlıyoruz? Böyle temel bir soru karşısında çoğumuzun zihninde “ülkenin sorunlarına çözüm bulmaya çalışan, halka yol gösteren okumuş insanlar canlanır”. Oysa bu tanım, gerçeğin yalnızca küçük bir kısmını karşılar. Hepimizin dertleri ortakmış, hepimiz aynı ihtiyaçları paylaşıyormuşuz gibi bir ön kabule dayanır. Gerçekte bakıldığında, emek yoluyla geçimini sağlayan geniş toplum kesimlerinin aydınlardan umudunu yitirmiş olmasının altında, söz konusu tanımın nesnel gerçeklikle uyuşmazlığı yatmaktadır. Toplumu işlevsel olarak bütünleşmiş parçalardan oluşan bir bütün olarak düşündüğümüz, böyle düşünmeye alıştırıldığımız için aydınların halka yabancılaşmasını aydının kendisinden kaynaklanan bir sorun olarak değerlendirme eğilimindeyizdir. Gerçek şu ki, aydın tanımı, sınıfsal boyut kazanmış toplumsal-gerçekçi bir temel içinde anlam kazanmaktadır. “Kendisini toplumun sorunlarına çözüm bulmaya adayan okumuş kişi” tanımındaki yetersizliği böylesine gerçekçi bir toplumsal zemine basarak aşabiliriz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat