9786054454747
619994
https://www.sehadetkitap.com/urun/dilimin-dili-mizah-oykuleri
Dilimin Dili; Mizah Öyküleri
6.16
Saat sabahın altı kırk beşi. Tak, tak kapımız çalındı. Kapı zilimiz bir haftadan beri bozuktu. Kim olabilir acaba bu saatte? Merakla kapıyı açtım kimsiniz demeden. Normal zamanda sorarım oysa. Arkadaşım Reşit Efendinin eşi Mesude Hanım gelmiş. Eli ayağı titriyor, zor nefes alıyor. Yüzünün o canlı, parlak sevecen halinden eser yok. Yüzü soluk, kanı donuk! Mavi gözleri silik mi silik! Çok kere eşi Reşit ile zaman zaman da yalnız bize uğrardı. Ama hiç böyle uğradığı olmamıştı, Mesude Hanım'ın. Halinden anlaşılan büyük bir meseleyle karşı karşıyalar. Yoksa sabahın bu saatinde bu halde niye gelip rahatsız etsin Bildiğimiz, tanıdığımız Mesude Hanım bizi. Atacağı her adımı ölçer biçer, diyeceği her sözü tartar söyler. Vardır bu gelişinde bir bityeniği. İçim burkula burkula, aklımdan bin kötülük geçe geçe:
-Ne oldu Mesude Hanım hayırdır? Diye sordum. Başını iki yana salladı, sonra ince dudakları titredi:
-Hayır değil Mahmut Efendi.
-Hayır değil derken Mesude Hanım?
-Reşit Efendimiz beş yıl evvel olanca ikramiyesiyle devren satın aldığı zücaciye dükkanımızı alelacele devren satılığa çıkarmış. -Satıp bir başka iş yapacaktır herhalde. Yoksa niye satsın? Bir bildiği vardır ki satıyor. Reşit'i iyi kötü tanırım. Dedim, kaptı sözü Mesude Hanım. Başını öne sallayarak.
-Doğru dersin var bir bildiği.
Saat sabahın altı kırk beşi. Tak, tak kapımız çalındı. Kapı zilimiz bir haftadan beri bozuktu. Kim olabilir acaba bu saatte? Merakla kapıyı açtım kimsiniz demeden. Normal zamanda sorarım oysa. Arkadaşım Reşit Efendinin eşi Mesude Hanım gelmiş. Eli ayağı titriyor, zor nefes alıyor. Yüzünün o canlı, parlak sevecen halinden eser yok. Yüzü soluk, kanı donuk! Mavi gözleri silik mi silik! Çok kere eşi Reşit ile zaman zaman da yalnız bize uğrardı. Ama hiç böyle uğradığı olmamıştı, Mesude Hanım'ın. Halinden anlaşılan büyük bir meseleyle karşı karşıyalar. Yoksa sabahın bu saatinde bu halde niye gelip rahatsız etsin Bildiğimiz, tanıdığımız Mesude Hanım bizi. Atacağı her adımı ölçer biçer, diyeceği her sözü tartar söyler. Vardır bu gelişinde bir bityeniği. İçim burkula burkula, aklımdan bin kötülük geçe geçe:
-Ne oldu Mesude Hanım hayırdır? Diye sordum. Başını iki yana salladı, sonra ince dudakları titredi:
-Hayır değil Mahmut Efendi.
-Hayır değil derken Mesude Hanım?
-Reşit Efendimiz beş yıl evvel olanca ikramiyesiyle devren satın aldığı zücaciye dükkanımızı alelacele devren satılığa çıkarmış. -Satıp bir başka iş yapacaktır herhalde. Yoksa niye satsın? Bir bildiği vardır ki satıyor. Reşit'i iyi kötü tanırım. Dedim, kaptı sözü Mesude Hanım. Başını öne sallayarak.
-Doğru dersin var bir bildiği.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.