Devlet Sözlük Yazar mı?

Stok Kodu:
9789944446266
Boyut:
135-215-0
Sayfa Sayısı:
203
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007-06-30
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
3.Hamur
Dili:
Türkçe
%28 indirimli
399,00TL
287,28TL
Havale/EFT ile: 281,53TL
9789944446266
374762
Devlet Sözlük Yazar mı?
Devlet Sözlük Yazar mı?
287.28
Türk tarihi içerisinde göçün önemli bir yeri vardır. Bu göçler iki türlü olmuştur: Birincisi; Osmanlı Devletinin kuruşundan itibaren yapılan fetihler nedeniyle Anadolunun dışına doğru yapılırken, Osmanlı Devletinin sınırlarının daralmasına parelel olarak bu defa Anadoluya yapılan göçlerdir. Bu göçmenlere muhacir denilmektedir. İkincisi ve bu kitaptaki çalışmanın ana konusunu teşkil eden göçler ise, işgale uğrayan bölgelerde bulunan Müslüman-Türk ahalinin, işgale uğramamış bölgelere doğru yaptığı zorunlu göçlerdir. Bu göçmenlere ise mülteci denilmektedir. Birinci Dünya Savaşında Rus işgali altına giren Vilayat-ı Şarkiyyeden ve savaş sonrası Yunan işgaline giren Vilayat-ı Şarkiyyeden ve savaş sonrası Yunan işgaline giren Aydın Vilayetinden yüz binlerce Müslüman-Türk ahali yaşadıkları yerleri terk ederek Anadolunun işgale uğramamış bölgelerine dağıldılar. Bu insanlar, tarihin kaydettiği en olumsuz şartlarda yaşamak zorunda kaldılar. Memleketlerinin işgalden kurtuluşu ile beraber dönüşe başlayan bu mültecilerin yollarda ve döndükleri memleketlerinde yaşadıkları ise ayrı bir insanlık dramıdır. Bu göçler ve dönüşler esnasında yaklaşık iki milyonun üzerinde Müslüman-Türk ahali yok olmuştur. Bu kadar büyük ölçekte kayıpların verildiği mülteci meselesi, sadece gerçekleştiği dönemde değil, günümüzde de ciddi etkiler yapmıştır. Öncelikle, göç eden mültecilerin büyük bir kısmı memleketlerine dönerken, bir kısmı da gittikleri yerlerde değişimlere sebep olmuştur. Bu diğer etki ise, bu mültecilerin göç yollarında kaybettikleri yakınları nedeniyle günümüzde hissedilenlerdir. Bugün Anadolunun değişik bölgelerinde yaşayan insanların büyük kısmının, bu göçlerde yok olan yakınları ile ilgili anlatacakları bir şeyler mutlaka vardır. Aradan geçen bunca yıl, bu acıları unutturamamıştır. Son olarak da, Ermeni meselesi nedeniyle gündeme gelen Ermeni kayıplarının yanında, aynı coğrafyada yaşayan ve çok büyük sıkıntılara maruz kalarak büyük kalarak büyük kayıplar veren Müslüman-Türk ahalisinin yaşadıklarını tarihe bir not alarak düşmek açısından önem arzetmekte,dir
Türk tarihi içerisinde göçün önemli bir yeri vardır. Bu göçler iki türlü olmuştur: Birincisi; Osmanlı Devletinin kuruşundan itibaren yapılan fetihler nedeniyle Anadolunun dışına doğru yapılırken, Osmanlı Devletinin sınırlarının daralmasına parelel olarak bu defa Anadoluya yapılan göçlerdir. Bu göçmenlere muhacir denilmektedir. İkincisi ve bu kitaptaki çalışmanın ana konusunu teşkil eden göçler ise, işgale uğrayan bölgelerde bulunan Müslüman-Türk ahalinin, işgale uğramamış bölgelere doğru yaptığı zorunlu göçlerdir. Bu göçmenlere ise mülteci denilmektedir. Birinci Dünya Savaşında Rus işgali altına giren Vilayat-ı Şarkiyyeden ve savaş sonrası Yunan işgaline giren Vilayat-ı Şarkiyyeden ve savaş sonrası Yunan işgaline giren Aydın Vilayetinden yüz binlerce Müslüman-Türk ahali yaşadıkları yerleri terk ederek Anadolunun işgale uğramamış bölgelerine dağıldılar. Bu insanlar, tarihin kaydettiği en olumsuz şartlarda yaşamak zorunda kaldılar. Memleketlerinin işgalden kurtuluşu ile beraber dönüşe başlayan bu mültecilerin yollarda ve döndükleri memleketlerinde yaşadıkları ise ayrı bir insanlık dramıdır. Bu göçler ve dönüşler esnasında yaklaşık iki milyonun üzerinde Müslüman-Türk ahali yok olmuştur. Bu kadar büyük ölçekte kayıpların verildiği mülteci meselesi, sadece gerçekleştiği dönemde değil, günümüzde de ciddi etkiler yapmıştır. Öncelikle, göç eden mültecilerin büyük bir kısmı memleketlerine dönerken, bir kısmı da gittikleri yerlerde değişimlere sebep olmuştur. Bu diğer etki ise, bu mültecilerin göç yollarında kaybettikleri yakınları nedeniyle günümüzde hissedilenlerdir. Bugün Anadolunun değişik bölgelerinde yaşayan insanların büyük kısmının, bu göçlerde yok olan yakınları ile ilgili anlatacakları bir şeyler mutlaka vardır. Aradan geçen bunca yıl, bu acıları unutturamamıştır. Son olarak da, Ermeni meselesi nedeniyle gündeme gelen Ermeni kayıplarının yanında, aynı coğrafyada yaşayan ve çok büyük sıkıntılara maruz kalarak büyük kalarak büyük kayıplar veren Müslüman-Türk ahalisinin yaşadıklarını tarihe bir not alarak düşmek açısından önem arzetmekte,dir
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat