9789755203683
588893
https://www.sehadetkitap.com/urun/devlet-ici-catismalarda-kuresel-ve-bolgesel-aktorlerin-rolleri-afganistan-ornegi
Devlet-İçi Çatışmalarda Küresel Ve Bölgesel Aktörlerin Rolleri: Afganistan Örneği
104.40
Devletlerarası savaşların aksine, iç savaşlar, nadiren müzakere ile sona erer. 1940 ile 1990 arasında devletlerarası savaşların yüzde 55'i müzakere masasında çözülmüş, oysa iç savaşların sadece yüzde 20'si benzer çözümlere ulaşmıştır. Çoğu iç savaş, kaybeden tarafın yok edilmesi, ihraç edilmesi veya teslim edilmesiyle sona ermiştir. Aslında, iç savaşlarda çatışan gruplar, bir barış anlaşmasını garanti altına almak için neredeyse sonuna kadar savaşmayı seçmişlerdir ve dışarıdan bir güç devreye girmedikçe bunun durdurulması zor olmuştur. Üçüncü bir taraf bir barış anlaşmasının şartlarını uygulamayı kabul ederse, müzakereler, çatışan grupların ilk hedefleri, ideolojisi veya etnik kökeni ne olursa olsun her zaman başarılı olmuştur. Üçüncü bir taraf müdahale etmezse, bu müzakereler, genellikle başarısız geçmiştir. İç savaşların, savaş sahasında bitme eğiliminde olduğu bir gerçektir ve bu da, siyaset bilimcileri için şaşırtıcı bir ampirik bulmaca olmuştur. Aynı zamanda, bu gerçek, siyasiler için giderek daha zahmetli bir sorun oluşturmaktadır. Yerli düşmanlar neden başarılı bir şekilde müzakere edemiyor? Ve uluslararası toplum bu çatışmaları sona erdirmek için ne yapabilir?
Soğuk Savaşı sırasında, Afganistan'da benzer çatışmalar ortaya çıkmış, sonunda Afganistan Krallığı devrilmiş ve ardından cumhuriyet ilan edilmiştir. Fakat olaylar, bu aşamada bitmemiş ve Afganistan devlet adamları, olayları kontrol edemeyince, Cumhuriyetçilere karşı Marksist Leninist gruplar, siyasi ve ideolojik nedenlerle faaliyete geçmişlerdir. Bu çatışmalar, kısa sürede SSCB'nin müdahalesiyle kanlı ve uzun iç savaşa dönüşmüştür. 1979'dan beri bu savaş, çeşitli etnik, mezhebi ve siyasi nedenlerden dolayı git gide derinleşmiştir. Bu sürede çok sayıda barışı sağlamak amacıyla, gruplar arasında barış girişimleri ve antlaşmaları gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda bölge devletleri ve uluslararası örgütler tarafından da çok sayıda arabuluculuk faaliyetleri gerçekleştirilmiştir, fakat bu faaliyetler sonuçsuz kalmıştır.
Afganistan'da 1978'dan günümüze, iç çatışmalar devam etmektedir. Bu çatışmanın etkileri, Afganistan'la sınırlı kalmayarak, bölge ve uluslararası aktörlerin müdahalelerine neden olmuştur. Böyle karmaşık bir durum, adı geçen aktörlerin müdahalelerini beraberinde getirmiş ve Afganistan'da çok boyutlu çatışmaları körüklemiştir. Araştırmada, Afganistan iç savaşının farklı dönemlerde üçüncü tarafların müdahaleleri ve bu müdahalelerin sahadaki gelişmelere etkileri irdelenmektedir. Çeşitli antlaşmalar yapılsa da, Afganistan, barışa muhtaç bir ülke durumuna düşmüştür. Barışın neden sağlanamadığı sorunsalı incelendiğinde, barış antlaşmalarında, Afganistan'ın kendisine has şartların dikkate alınmaması bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumun devam etmesi, Afganistan merkezi hükümetinin işlevsiz hale gelmesine neden olmuştur. Böyle bir kargaşanın devam etmesinin nedenlerini anlamak, Afganistan'daki iç çatışmayı anlamak açısından önem taşımaktadır.
Afganistan'daki iç savaşın Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında devamı, iki önemli hususu ortaya koymaktadır. Birincisi, uluslararası sistemde değişim süreçlerinin, bu çatışmaların durdurulmasında etkisiz olduğu, fakat bu sistemin uyaranlarının savaşı bir şekilde şiddetlendirdiği gerçeğidir. İkincisi, Afganistan savaşının bölgesel ve küresel sonuçlarıdır. Soğuk Savaş döneminin sonunu hızlandıran SSCB'nin Afganistan çatışmalarına müdahalesinin, benzer sonucunu 2001 sonrası dönemde ABD'nin Afganistan'a yaptığı müdahalede görmek mümkündür. Her ne kadar Afganistan çatışması, ABD'nin sonunu getirmiş olmasa da, ABD ekonomisi ve uluslararası prestiji, bu savaşla zedelenmiştir. Zira uzun savaştan sonra ABD, çatıştığı Taliban ile müzakere etmeye mecbur kalmıştır. ABD, neden Taliban'ı tamamen ortadan kaldıramadı? Bu savaşın ana aktörü ABD midir, Afganistan merkezi devleti midir, bölgesel güçler midir? Yerel faktörlerin savaşın uzun zaman zümresinde rolü var mıdır? Bu araştırma, bu soruları cevaplamaya çalışmaktadır.
Devletlerarası savaşların aksine, iç savaşlar, nadiren müzakere ile sona erer. 1940 ile 1990 arasında devletlerarası savaşların yüzde 55'i müzakere masasında çözülmüş, oysa iç savaşların sadece yüzde 20'si benzer çözümlere ulaşmıştır. Çoğu iç savaş, kaybeden tarafın yok edilmesi, ihraç edilmesi veya teslim edilmesiyle sona ermiştir. Aslında, iç savaşlarda çatışan gruplar, bir barış anlaşmasını garanti altına almak için neredeyse sonuna kadar savaşmayı seçmişlerdir ve dışarıdan bir güç devreye girmedikçe bunun durdurulması zor olmuştur. Üçüncü bir taraf bir barış anlaşmasının şartlarını uygulamayı kabul ederse, müzakereler, çatışan grupların ilk hedefleri, ideolojisi veya etnik kökeni ne olursa olsun her zaman başarılı olmuştur. Üçüncü bir taraf müdahale etmezse, bu müzakereler, genellikle başarısız geçmiştir. İç savaşların, savaş sahasında bitme eğiliminde olduğu bir gerçektir ve bu da, siyaset bilimcileri için şaşırtıcı bir ampirik bulmaca olmuştur. Aynı zamanda, bu gerçek, siyasiler için giderek daha zahmetli bir sorun oluşturmaktadır. Yerli düşmanlar neden başarılı bir şekilde müzakere edemiyor? Ve uluslararası toplum bu çatışmaları sona erdirmek için ne yapabilir?
Soğuk Savaşı sırasında, Afganistan'da benzer çatışmalar ortaya çıkmış, sonunda Afganistan Krallığı devrilmiş ve ardından cumhuriyet ilan edilmiştir. Fakat olaylar, bu aşamada bitmemiş ve Afganistan devlet adamları, olayları kontrol edemeyince, Cumhuriyetçilere karşı Marksist Leninist gruplar, siyasi ve ideolojik nedenlerle faaliyete geçmişlerdir. Bu çatışmalar, kısa sürede SSCB'nin müdahalesiyle kanlı ve uzun iç savaşa dönüşmüştür. 1979'dan beri bu savaş, çeşitli etnik, mezhebi ve siyasi nedenlerden dolayı git gide derinleşmiştir. Bu sürede çok sayıda barışı sağlamak amacıyla, gruplar arasında barış girişimleri ve antlaşmaları gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda bölge devletleri ve uluslararası örgütler tarafından da çok sayıda arabuluculuk faaliyetleri gerçekleştirilmiştir, fakat bu faaliyetler sonuçsuz kalmıştır.
Afganistan'da 1978'dan günümüze, iç çatışmalar devam etmektedir. Bu çatışmanın etkileri, Afganistan'la sınırlı kalmayarak, bölge ve uluslararası aktörlerin müdahalelerine neden olmuştur. Böyle karmaşık bir durum, adı geçen aktörlerin müdahalelerini beraberinde getirmiş ve Afganistan'da çok boyutlu çatışmaları körüklemiştir. Araştırmada, Afganistan iç savaşının farklı dönemlerde üçüncü tarafların müdahaleleri ve bu müdahalelerin sahadaki gelişmelere etkileri irdelenmektedir. Çeşitli antlaşmalar yapılsa da, Afganistan, barışa muhtaç bir ülke durumuna düşmüştür. Barışın neden sağlanamadığı sorunsalı incelendiğinde, barış antlaşmalarında, Afganistan'ın kendisine has şartların dikkate alınmaması bir husus olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumun devam etmesi, Afganistan merkezi hükümetinin işlevsiz hale gelmesine neden olmuştur. Böyle bir kargaşanın devam etmesinin nedenlerini anlamak, Afganistan'daki iç çatışmayı anlamak açısından önem taşımaktadır.
Afganistan'daki iç savaşın Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında devamı, iki önemli hususu ortaya koymaktadır. Birincisi, uluslararası sistemde değişim süreçlerinin, bu çatışmaların durdurulmasında etkisiz olduğu, fakat bu sistemin uyaranlarının savaşı bir şekilde şiddetlendirdiği gerçeğidir. İkincisi, Afganistan savaşının bölgesel ve küresel sonuçlarıdır. Soğuk Savaş döneminin sonunu hızlandıran SSCB'nin Afganistan çatışmalarına müdahalesinin, benzer sonucunu 2001 sonrası dönemde ABD'nin Afganistan'a yaptığı müdahalede görmek mümkündür. Her ne kadar Afganistan çatışması, ABD'nin sonunu getirmiş olmasa da, ABD ekonomisi ve uluslararası prestiji, bu savaşla zedelenmiştir. Zira uzun savaştan sonra ABD, çatıştığı Taliban ile müzakere etmeye mecbur kalmıştır. ABD, neden Taliban'ı tamamen ortadan kaldıramadı? Bu savaşın ana aktörü ABD midir, Afganistan merkezi devleti midir, bölgesel güçler midir? Yerel faktörlerin savaşın uzun zaman zümresinde rolü var mıdır? Bu araştırma, bu soruları cevaplamaya çalışmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.