9786059499880
556570
https://www.sehadetkitap.com/urun/demirci-mehmet-efe-ve-denizli-faciasi-hakkinda-bir-tartisma
Demirci Mehmet Efe ve Denizli Faciası Hakkında Bir Tartışma
115.20
“Tren Denizli istasyonuna gelince Umum K. Demirci Mehmet Efe gözlerini kan bürümüş bir halde kendilerini istikbal için istasyona gelen heyet meyanında evvela ilk önüne çıkan kalem reisi Albay Tevfik Bey'i ondan sonra da sırasıyle mutasarrıf vekili hakim beyi ve savcı Mehmet Ali Bey'i bizzat kendi eliyle ve kendi tabancasiyle beyinlerine tabanca sıkmak suretiyle öldürdü. Ve oradan doğruca hükümet konağına gidildi, hükümet avlusunda Umum K. Demirci Mehmet Efe cellatlarını çağırdı ve diğer zeybeklerle beraber bütün Denizlililer'i gözünün önünde kesmelerini emretti. Zeybekler adeta şehir içinde sokaklarda ve caddelerde avcı hattına çıkıp kesecek adam arıyorlardı, yakaladıkları Denizlililer'i getirip cellada teslim ediyorlardı, cellat Mustafa ve arkadaşları hükümet karşısındaki boş arsada bu zavallıları enselerinden kesmek suretiyle öldürmeğe devam ediyorlardı. Feryat, figan, canhıraş sesler ortalığa dehşet veriyordu. Denizli'nin Heyeti Milliye reisi müftü Ahmet Hulusi Efendi başta olduğu halde bütün ileri gelenleri Tavas'a kaçmış ve canlarını kurtarabilmişlerdi, halktan birçok kimseler de köylere ve dağlara hicret etmişlerdi. Zeybekler bütün evlere girip çıkıyor adam arıyorlardı. Bütün bu kepazelikler 57.Tümen komutanı Albay Şefik Bey'in gözü önünde cereyan ediyordu. Albay Şefik Bey Umum K. Demirci Mehmet Efe'ye karşı tek kelime söyleyerek bu zavallıların imdatlarına ve şefaatlerine gitmiyordu. Şefik Bey adeta taş kesilmişti, karşıdaki arsada cellatlar mütemadiyen çalışıyordu, ki bu arsa adeta kanlar içinde kalarak bir mezbaha halini almıştı.O kadar ki kesilmek için getirilmiş zavallıların önünde birçok kesilmiş kimseler ölü ve ağır yaralı olarak yatmakta birçokları da bir taraftan kesilmekte bir kısmı da kurbanlık koyunlar gibi kuyrukta kesilme sıralarını bekliyorlardı. Bu suretle yetmiş seksen kadar zavallı ense ve boğazlarından kesilerek öldürülmüşlerdi.”(Emin Aslan Tokat,Milli Mücadelede Sarayköy Hatıralarım, Esat Özberk Yayını, İstanbul,
“Tren Denizli istasyonuna gelince Umum K. Demirci Mehmet Efe gözlerini kan bürümüş bir halde kendilerini istikbal için istasyona gelen heyet meyanında evvela ilk önüne çıkan kalem reisi Albay Tevfik Bey'i ondan sonra da sırasıyle mutasarrıf vekili hakim beyi ve savcı Mehmet Ali Bey'i bizzat kendi eliyle ve kendi tabancasiyle beyinlerine tabanca sıkmak suretiyle öldürdü. Ve oradan doğruca hükümet konağına gidildi, hükümet avlusunda Umum K. Demirci Mehmet Efe cellatlarını çağırdı ve diğer zeybeklerle beraber bütün Denizlililer'i gözünün önünde kesmelerini emretti. Zeybekler adeta şehir içinde sokaklarda ve caddelerde avcı hattına çıkıp kesecek adam arıyorlardı, yakaladıkları Denizlililer'i getirip cellada teslim ediyorlardı, cellat Mustafa ve arkadaşları hükümet karşısındaki boş arsada bu zavallıları enselerinden kesmek suretiyle öldürmeğe devam ediyorlardı. Feryat, figan, canhıraş sesler ortalığa dehşet veriyordu. Denizli'nin Heyeti Milliye reisi müftü Ahmet Hulusi Efendi başta olduğu halde bütün ileri gelenleri Tavas'a kaçmış ve canlarını kurtarabilmişlerdi, halktan birçok kimseler de köylere ve dağlara hicret etmişlerdi. Zeybekler bütün evlere girip çıkıyor adam arıyorlardı. Bütün bu kepazelikler 57.Tümen komutanı Albay Şefik Bey'in gözü önünde cereyan ediyordu. Albay Şefik Bey Umum K. Demirci Mehmet Efe'ye karşı tek kelime söyleyerek bu zavallıların imdatlarına ve şefaatlerine gitmiyordu. Şefik Bey adeta taş kesilmişti, karşıdaki arsada cellatlar mütemadiyen çalışıyordu, ki bu arsa adeta kanlar içinde kalarak bir mezbaha halini almıştı.O kadar ki kesilmek için getirilmiş zavallıların önünde birçok kesilmiş kimseler ölü ve ağır yaralı olarak yatmakta birçokları da bir taraftan kesilmekte bir kısmı da kurbanlık koyunlar gibi kuyrukta kesilme sıralarını bekliyorlardı. Bu suretle yetmiş seksen kadar zavallı ense ve boğazlarından kesilerek öldürülmüşlerdi.”(Emin Aslan Tokat,Milli Mücadelede Sarayköy Hatıralarım, Esat Özberk Yayını, İstanbul,
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.