Demir Çağında Anadolu - İran -Turan

Stok Kodu:
9786057673657
Boyut:
195-275-0
Sayfa Sayısı:
127
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-06-09
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
220,00TL
202,40TL
Havale/EFT ile: 198,35TL
9786057673657
627828
Demir Çağında Anadolu - İran -Turan
Demir Çağında Anadolu - İran -Turan
202.40
MÖ 800'lü yıllardan başlayarak Hellenistik Dönem'e (MÖ 330) değin olan süreçte Anadolu – İran – Turan coğrafyalarının kendi içlerinde derin bir kültürel, dinsel ve özellikle de askeri bağlantılar içinde bulunduğu güncel araştırmaların en önemli sonuçları olarak belirmeye başlamıştır. Söz konusu bağlantılar ve bununla ilgili faaliyetler, Önasya tarihinde belki de ilk defa Anadolu ile birlikte yakın çevresini oluşturan Kafkasya, Batı İran ve Kuzey Mezopotamya'yı da derinden sarsan Avrasyalı Savaşçı Atlı Göçebelerce gerçekleştirilmiştir. Başlangıçta sızma hareketleri ile başlayan askeri operasyonların giderek kitlesel güçlü akınlara dönüştüğü anlaşılmaktadır. Kitabın ilk makalesini oluşturan “İlk Türklerin Arkeolojisi: Türklerin Anayurt Sorununa Arkeolojik Bir Bakış” başlıklı bölümde, Türkiye ve Önasya Türklerinin de anayurdu olan Güney Volga Havzası ile Batı-Orta Asya'dan gelen ve geleneksel kabulde İskit (Erken İskit, Klasik İskit) adıyla benimsenen atlı göçerlerin Demir Çağı Anadolusunun tarihine, kültürüne, sanatına ve özellikle de yaşam tarzına yapmış oldukları katkı ve etkilere değinilmiştir. “Hıristiyanlık Öncesi Ermeniler Zerdüşt Dini Mensubu muydu? Arkaik Ermeni İnançları Hakkında Yeni Gözlemler” başlıklı ikinci makale Ermenistanlı müzeci Dr. Miqayel Badalyan'a yanıt olarak Türkçe ve İngilizce olarak yazılmıştır. Dr. Miqayel Badalyan, 2016 yılında Türkçe ve İngilizce kaleme aldığım “Anadolu ve Ermeniler. Kızılırmak Havzası Demir Çağı Toplumunun Doğu Anadolu Yaylasına Büyük Göçü” kitabıma bir eleştiri yazmıştı. “Güncel Arkeolojik Bulgular Işığında Anadolu Erken Zerdüşt (Magi) Dini” başlıklı üçüncü yazıda, Oluz Höyük mimari kalıntıları ile bulguları ışığında Ateş Kültü'nün kurumsallaşması, bununla birlikte yeni bir dinsel yapılanmanın ve Arkaik Monoteizmin doğuşunun Anadolu ve Önasya için bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Kitabın “Oluz Höyük Erken Zerdüşt Dini Kutsal alanında Arkeolojik Mirasın Korunması Çalışmalarında Arkeojeofizik Araştırmalar” başlıklı dördüncü yazısında, Oluz Höyük'te 2008 yılından beri aralıksız bir şekilde gerçekleştirilen ve olağan arkeolojik yöntemlerden biri olan arkeolo­jeofizik çalışmaların genel bir değerlendirmesi yapılarak, bunun özellikle Pers Yolu, Ateşgede ve İbadethane gibi Anadolu Demir Çağı mimarisinin özgün ve eşsiz yapılarının keşfindeki önemi vurgulanmaktadır. Kitabın son yazısı olan “Anadolu'da İlk Kurganlar – Tümülüsler” başlıklı bölümde ise Anadolu coğrafyasında kurgan ve tümülüslerin ortaya çıkışları, yayılımları ve toplumlarla olan bağlantıları değerlendirilmektedir. Tarihsel Arkeoloji Çalışmaları Yayın Serisi'nin ikinci sayısını hızlı ve nitelikli bir şekilde yayınlamamızı sağlayan Sayın Ahmet Boratav'a, Ege Yayınları çalışanlarına ve yazıları ile katkıda bulunan kıymetli meslektaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.Şevket Dönmez
MÖ 800'lü yıllardan başlayarak Hellenistik Dönem'e (MÖ 330) değin olan süreçte Anadolu – İran – Turan coğrafyalarının kendi içlerinde derin bir kültürel, dinsel ve özellikle de askeri bağlantılar içinde bulunduğu güncel araştırmaların en önemli sonuçları olarak belirmeye başlamıştır. Söz konusu bağlantılar ve bununla ilgili faaliyetler, Önasya tarihinde belki de ilk defa Anadolu ile birlikte yakın çevresini oluşturan Kafkasya, Batı İran ve Kuzey Mezopotamya'yı da derinden sarsan Avrasyalı Savaşçı Atlı Göçebelerce gerçekleştirilmiştir. Başlangıçta sızma hareketleri ile başlayan askeri operasyonların giderek kitlesel güçlü akınlara dönüştüğü anlaşılmaktadır. Kitabın ilk makalesini oluşturan “İlk Türklerin Arkeolojisi: Türklerin Anayurt Sorununa Arkeolojik Bir Bakış” başlıklı bölümde, Türkiye ve Önasya Türklerinin de anayurdu olan Güney Volga Havzası ile Batı-Orta Asya'dan gelen ve geleneksel kabulde İskit (Erken İskit, Klasik İskit) adıyla benimsenen atlı göçerlerin Demir Çağı Anadolusunun tarihine, kültürüne, sanatına ve özellikle de yaşam tarzına yapmış oldukları katkı ve etkilere değinilmiştir. “Hıristiyanlık Öncesi Ermeniler Zerdüşt Dini Mensubu muydu? Arkaik Ermeni İnançları Hakkında Yeni Gözlemler” başlıklı ikinci makale Ermenistanlı müzeci Dr. Miqayel Badalyan'a yanıt olarak Türkçe ve İngilizce olarak yazılmıştır. Dr. Miqayel Badalyan, 2016 yılında Türkçe ve İngilizce kaleme aldığım “Anadolu ve Ermeniler. Kızılırmak Havzası Demir Çağı Toplumunun Doğu Anadolu Yaylasına Büyük Göçü” kitabıma bir eleştiri yazmıştı. “Güncel Arkeolojik Bulgular Işığında Anadolu Erken Zerdüşt (Magi) Dini” başlıklı üçüncü yazıda, Oluz Höyük mimari kalıntıları ile bulguları ışığında Ateş Kültü'nün kurumsallaşması, bununla birlikte yeni bir dinsel yapılanmanın ve Arkaik Monoteizmin doğuşunun Anadolu ve Önasya için bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Kitabın “Oluz Höyük Erken Zerdüşt Dini Kutsal alanında Arkeolojik Mirasın Korunması Çalışmalarında Arkeojeofizik Araştırmalar” başlıklı dördüncü yazısında, Oluz Höyük'te 2008 yılından beri aralıksız bir şekilde gerçekleştirilen ve olağan arkeolojik yöntemlerden biri olan arkeolo­jeofizik çalışmaların genel bir değerlendirmesi yapılarak, bunun özellikle Pers Yolu, Ateşgede ve İbadethane gibi Anadolu Demir Çağı mimarisinin özgün ve eşsiz yapılarının keşfindeki önemi vurgulanmaktadır. Kitabın son yazısı olan “Anadolu'da İlk Kurganlar – Tümülüsler” başlıklı bölümde ise Anadolu coğrafyasında kurgan ve tümülüslerin ortaya çıkışları, yayılımları ve toplumlarla olan bağlantıları değerlendirilmektedir. Tarihsel Arkeoloji Çalışmaları Yayın Serisi'nin ikinci sayısını hızlı ve nitelikli bir şekilde yayınlamamızı sağlayan Sayın Ahmet Boratav'a, Ege Yayınları çalışanlarına ve yazıları ile katkıda bulunan kıymetli meslektaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.Şevket Dönmez
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat