9786057615473
702276
https://www.sehadetkitap.com/urun/dava-sarti-arabuluculuk
Dava Şartı Arabuluculuk
119.60
22 Haziran 2013'de yürürlüğe giren 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve ilgili yönetmelik, işçi işveren
uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk düzenlemesini içeren ve 1 Ocak 2018 tarihinde dava şartı arabuluculuk maddeleri yürürlüğe giren
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 1 Ocak 2019'da ticari uyuşmazlıklarda dava şartı maddeleri yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanun ve bu
kanunun değişiklik ve madde ilavesi yaptığı 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili tüm mevzuatı,
ihtiyari arabuluculuk, işçi işveren uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk ve ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk uygulamalarını
birlikte değerlendirdiğimizde arabuluculuğun artık tanınır, bilinir ve benimsenir bir noktaya ulaştığını söyleyebiliriz. Her ne kadar, kanun
yapma tekniği olarak gerekli süre ve uygun tartışma usulünün uygulandığını söyleyebilmek kolay değil ise de, uygulamada ortaya çıkan
sorunların çözüm önerileri ile birlikte derlenmesi ile birlikte yasal düzenlemenin günün ihtiyaçlarını karşılar bir noktaya getirilmesi
mümkündür.
Her ne kadar başvuru aşaması bakımından ‘dava şartı' haline getirilen uyuşmazlıklara ilişkin arabuluculuk bakımından, başvuru usulü, ilk
oturuma katılma, son tutanak bakımından uyulması belli şekil kurallarına bağlanmış ise de, bu aşama ve şekli prosedürü tarafların ve
kamuoyunun ‘bilgilendirilmesi' ihtiyacının bir sonucu olarak kabul etmek ve yapısı gereği arabuluculuğun ihtiyari bir süreç olduğunu gözden
kaçırmamak gerekmektedir. Yargının mükemmel, hızlı, adil işlediği bir noktada dahi tarafların kendi uyuşmazlıklarına kendi çözümlerini
bulma arayışları hep önemsenmelidir; çünkü karar üçüncü kişi veya makama bırakılmamakta, sadece geçmişin onarılması ile
yetinilmemekte, geleceğin de inşası imkanı bulunmakta, pastanın büyütülmesi ve kazan-kazan ilkesi ile tarafların süreci mutlu
tamamlamaları imkanı bulunmaktadır. Arabuluculuğun yargının iş yükünü azaltmaya yarayan bir müessese derecesine indirgenirse, etik ve
mesleki kurallara, arabuluculuğun bağımsız ve tarafsızlığına aykırı uygulamalara ses çıkarılmaz ise, gerekli denetim yapılmaz ise korkarız ki,
bundan en çok arabulucular ve arabuluculuk zarar görecektir.
Bu kitabın akademisyenlere, arabuluculara, taraf vekillerine ve arabuluculuğun bütün paydaş ve yararlananlarına yararı olur ise, bundan
mutluluk duyacağım.
22 Haziran 2013'de yürürlüğe giren 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve ilgili yönetmelik, işçi işveren
uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk düzenlemesini içeren ve 1 Ocak 2018 tarihinde dava şartı arabuluculuk maddeleri yürürlüğe giren
7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 1 Ocak 2019'da ticari uyuşmazlıklarda dava şartı maddeleri yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanun ve bu
kanunun değişiklik ve madde ilavesi yaptığı 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili tüm mevzuatı,
ihtiyari arabuluculuk, işçi işveren uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk ve ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk uygulamalarını
birlikte değerlendirdiğimizde arabuluculuğun artık tanınır, bilinir ve benimsenir bir noktaya ulaştığını söyleyebiliriz. Her ne kadar, kanun
yapma tekniği olarak gerekli süre ve uygun tartışma usulünün uygulandığını söyleyebilmek kolay değil ise de, uygulamada ortaya çıkan
sorunların çözüm önerileri ile birlikte derlenmesi ile birlikte yasal düzenlemenin günün ihtiyaçlarını karşılar bir noktaya getirilmesi
mümkündür.
Her ne kadar başvuru aşaması bakımından ‘dava şartı' haline getirilen uyuşmazlıklara ilişkin arabuluculuk bakımından, başvuru usulü, ilk
oturuma katılma, son tutanak bakımından uyulması belli şekil kurallarına bağlanmış ise de, bu aşama ve şekli prosedürü tarafların ve
kamuoyunun ‘bilgilendirilmesi' ihtiyacının bir sonucu olarak kabul etmek ve yapısı gereği arabuluculuğun ihtiyari bir süreç olduğunu gözden
kaçırmamak gerekmektedir. Yargının mükemmel, hızlı, adil işlediği bir noktada dahi tarafların kendi uyuşmazlıklarına kendi çözümlerini
bulma arayışları hep önemsenmelidir; çünkü karar üçüncü kişi veya makama bırakılmamakta, sadece geçmişin onarılması ile
yetinilmemekte, geleceğin de inşası imkanı bulunmakta, pastanın büyütülmesi ve kazan-kazan ilkesi ile tarafların süreci mutlu
tamamlamaları imkanı bulunmaktadır. Arabuluculuğun yargının iş yükünü azaltmaya yarayan bir müessese derecesine indirgenirse, etik ve
mesleki kurallara, arabuluculuğun bağımsız ve tarafsızlığına aykırı uygulamalara ses çıkarılmaz ise, gerekli denetim yapılmaz ise korkarız ki,
bundan en çok arabulucular ve arabuluculuk zarar görecektir.
Bu kitabın akademisyenlere, arabuluculara, taraf vekillerine ve arabuluculuğun bütün paydaş ve yararlananlarına yararı olur ise, bundan
mutluluk duyacağım.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.