9786256580374
720905
https://www.sehadetkitap.com/urun/danistay-kararlari-isiginda-katma-deger-vergisi-sisteminde-ihracat-istisnasi
Danıştay Kararları Işığında Katma Değer Vergisi Sisteminde İhracat İstisnası
565.50
Mal ile hizmetlerin ilk aşamasından nihai tüketiciye varıncaya kadar her el değiştirmesinde ortaya konulan katma değerin vergilendirilmesi ve daha önce yüklenilen verginin indirilmesine olanak sağlayan ve harcama vergisi niteliğinde olan katma değer vergisi sistemine ülkemizde 1.1.1985 gününde uygulanmaya başlayan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile birlikte geçilmiştir.
Vergi tarihi bakımından yeni bir vergi türü olan katma değer vergisi sisteminde ana kural yüklenilen verginin indirilmesi olduğu halde getirilen istisnalar ile bunların bir kısmından vazgeçilmektedir. Bu çalışmamızda söz konusu istisnalardan kanaatimizce en önemlisi ve en geniş kapsamlı olanı ve bir ekonominin gelişebilmesi, kalkınabilmesi, istihdamın artırılması ve döviz girdisinin sağlanması için son derece gerekli olan ihracata yönelik istisna incelenmiştir.
Mükelleflerin vergiden kaçınmaya yönelik çabaları ile Maliye idaresinin hazineci zihniyetli uygulamaları göz önünde bulundurularak konu, mevzuat, Maliye idaresinin uygulamaları ve özellikle Danıştay içtihatları ışığında bütüncül bir bakış açısıyla kapsamlı olarak ele alınmıştır.
Yapılan inceleme ve araştırmalarımız sonucunda ihracat ile ilgili mevzuatın çok farklı nitelikte ve düzeydeki düzenleyici işlemlerle düzenlenmesi nedeniyle kavranmasının zorluğu, konunun alt derece düzenleyici işlemlerle bazı yönlerden sınırlandırılması, üst normda yer almayan ek kurallar getirilmesi yanında Maliye idaresinin sınırlandırıcı nitelikteki yorumları nedeniyle bir teşvik olan ihracat istisnasından mükelleflerin gereği gibi yararlanması önünde ciddi engeller oluştuğu görülmüştür. Bu noktada dava yolunu tercih edenler açısından söz konusu maniaların bir kısmı vergi yargısının işin gerçek mahiyetine yönelik yorumları çerçevesinde verdiği kararlar ile aşılmakta ise de yargı sürecinin uzun olması, davanın kazanılacağının garanti olmaması ve Maliye idaresi ile karşı karşıya gelinmek istenmemesi vb sebeplerle bütün mükellefler yargı yolunu tercih etmemektedir. Olması gereken bakımından bütün mükellefler açısından durumun tam olarak açık ve net bir şekilde öngörülebilir olması için mevzuat bakımından yeniden ele alınması ve düzenlenmesi gereken bir takım hususlar bulunmaktadır.
Mal ile hizmetlerin ilk aşamasından nihai tüketiciye varıncaya kadar her el değiştirmesinde ortaya konulan katma değerin vergilendirilmesi ve daha önce yüklenilen verginin indirilmesine olanak sağlayan ve harcama vergisi niteliğinde olan katma değer vergisi sistemine ülkemizde 1.1.1985 gününde uygulanmaya başlayan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile birlikte geçilmiştir.
Vergi tarihi bakımından yeni bir vergi türü olan katma değer vergisi sisteminde ana kural yüklenilen verginin indirilmesi olduğu halde getirilen istisnalar ile bunların bir kısmından vazgeçilmektedir. Bu çalışmamızda söz konusu istisnalardan kanaatimizce en önemlisi ve en geniş kapsamlı olanı ve bir ekonominin gelişebilmesi, kalkınabilmesi, istihdamın artırılması ve döviz girdisinin sağlanması için son derece gerekli olan ihracata yönelik istisna incelenmiştir.
Mükelleflerin vergiden kaçınmaya yönelik çabaları ile Maliye idaresinin hazineci zihniyetli uygulamaları göz önünde bulundurularak konu, mevzuat, Maliye idaresinin uygulamaları ve özellikle Danıştay içtihatları ışığında bütüncül bir bakış açısıyla kapsamlı olarak ele alınmıştır.
Yapılan inceleme ve araştırmalarımız sonucunda ihracat ile ilgili mevzuatın çok farklı nitelikte ve düzeydeki düzenleyici işlemlerle düzenlenmesi nedeniyle kavranmasının zorluğu, konunun alt derece düzenleyici işlemlerle bazı yönlerden sınırlandırılması, üst normda yer almayan ek kurallar getirilmesi yanında Maliye idaresinin sınırlandırıcı nitelikteki yorumları nedeniyle bir teşvik olan ihracat istisnasından mükelleflerin gereği gibi yararlanması önünde ciddi engeller oluştuğu görülmüştür. Bu noktada dava yolunu tercih edenler açısından söz konusu maniaların bir kısmı vergi yargısının işin gerçek mahiyetine yönelik yorumları çerçevesinde verdiği kararlar ile aşılmakta ise de yargı sürecinin uzun olması, davanın kazanılacağının garanti olmaması ve Maliye idaresi ile karşı karşıya gelinmek istenmemesi vb sebeplerle bütün mükellefler yargı yolunu tercih etmemektedir. Olması gereken bakımından bütün mükellefler açısından durumun tam olarak açık ve net bir şekilde öngörülebilir olması için mevzuat bakımından yeniden ele alınması ve düzenlenmesi gereken bir takım hususlar bulunmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.