Çöküş Akp İktidarında Türkiye

Stok Kodu:
9786052280911
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-11-07
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%43 indirimli
175,00TL
99,75TL
Havale/EFT ile: 97,76TL
9786052280911
630541
Çöküş Akp İktidarında Türkiye
Çöküş Akp İktidarında Türkiye
99.75
Erdoğan, BOP'a da dayanarak, Anayasa ve yasalarda Cumhurbaşkanlığı'na verilmeyen yetkileri kullanmaya başladı. Hukuk devletini yok etmeye çalıştı. Ona verilmeyen devlet gücünü kullanarak baskıcı bir yönetim sergiledi. Kullanabileceği insanları başbakan yapıyor ve onların yetkilerini kendine alıyor fakat sorumluluğu bu yetkisiz başbakanlara bırakıyordu. Bakanlar Kurulu, mutat olarak Kaçak Saray'da toplanıyor. Böylece başkanlık vesayetini olabildiğince, ülkenin ve devletin tüm kurumlarının üzerinde tutuyordu. Anayasal hakkı olmayan "örtülü ödeneği " kullanma yetkisini dahi Başbakanın elinden aldı. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez devletin parasını, sorumsuz ve yetkisiz biri yasadışı olarak, hesapsız ve sorgusuz sualsiz harcadı... Erdoğan, önceki Danışmanı, sonraki Dışişleri Bakanı, o dönemde de Başbakanı olan Davutoğlu'nu çok zaman rahatlıkla kullandı. 1 Kasım seçimlerine gidiş serüveni müthiş kanlı geçti. Suruç'ta patlatılan bomba ile başlayan süreç, tarihimizin en vahşi katliamına dönüşen Ankara Garı'nın bombalanmasıyla sonuçlandı. Yüzlerce yurttaşımızın ölümüne neden olan bu süreçte; "Eylemciyi biliyoruz, ancak eyleme geçmeden yakalayamıyoruz. Eylem sonrası parçalarını toplayıp adalete teslim ediyoruz...", ardından; "Van'da; AKP'ye oy verirseniz bombalar patlamaz. Oy vermezseniz Beyaz Toroslar da dolaşır ..." gibi akılda kalan bu vahim sözlerin sahibi ne yazık ki Davutoğlu oldu... RTE'ye göre Davutoğlu görevini tam yapmadı. İstediklerini yerine getirmedi. Adeta kovuldu. Nitekim Davutoğlu, Başbakanlıktan istifasını; "İsteyerek değil, zorunlu olarak bırakıyorum" şeklinde açıkladı... O günler sonrası değerlendirmek üzere 19 Mayıs 2016 kaleme aldığım yazıyı burada dikkatinize sunuyorum. Fetö birlikteliği,15 Temmuz'a geliş ve Rıza Sarraf olayının perde arkasını görmenizi isterim.
Erdoğan, BOP'a da dayanarak, Anayasa ve yasalarda Cumhurbaşkanlığı'na verilmeyen yetkileri kullanmaya başladı. Hukuk devletini yok etmeye çalıştı. Ona verilmeyen devlet gücünü kullanarak baskıcı bir yönetim sergiledi. Kullanabileceği insanları başbakan yapıyor ve onların yetkilerini kendine alıyor fakat sorumluluğu bu yetkisiz başbakanlara bırakıyordu. Bakanlar Kurulu, mutat olarak Kaçak Saray'da toplanıyor. Böylece başkanlık vesayetini olabildiğince, ülkenin ve devletin tüm kurumlarının üzerinde tutuyordu. Anayasal hakkı olmayan "örtülü ödeneği " kullanma yetkisini dahi Başbakanın elinden aldı. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez devletin parasını, sorumsuz ve yetkisiz biri yasadışı olarak, hesapsız ve sorgusuz sualsiz harcadı... Erdoğan, önceki Danışmanı, sonraki Dışişleri Bakanı, o dönemde de Başbakanı olan Davutoğlu'nu çok zaman rahatlıkla kullandı. 1 Kasım seçimlerine gidiş serüveni müthiş kanlı geçti. Suruç'ta patlatılan bomba ile başlayan süreç, tarihimizin en vahşi katliamına dönüşen Ankara Garı'nın bombalanmasıyla sonuçlandı. Yüzlerce yurttaşımızın ölümüne neden olan bu süreçte; "Eylemciyi biliyoruz, ancak eyleme geçmeden yakalayamıyoruz. Eylem sonrası parçalarını toplayıp adalete teslim ediyoruz...", ardından; "Van'da; AKP'ye oy verirseniz bombalar patlamaz. Oy vermezseniz Beyaz Toroslar da dolaşır ..." gibi akılda kalan bu vahim sözlerin sahibi ne yazık ki Davutoğlu oldu... RTE'ye göre Davutoğlu görevini tam yapmadı. İstediklerini yerine getirmedi. Adeta kovuldu. Nitekim Davutoğlu, Başbakanlıktan istifasını; "İsteyerek değil, zorunlu olarak bırakıyorum" şeklinde açıkladı... O günler sonrası değerlendirmek üzere 19 Mayıs 2016 kaleme aldığım yazıyı burada dikkatinize sunuyorum. Fetö birlikteliği,15 Temmuz'a geliş ve Rıza Sarraf olayının perde arkasını görmenizi isterim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat