Çok Kültürlülük, İnsani Güvenlik ve Öteki Algısı

Stok Kodu:
9786257033749
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
160
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-06-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%26 indirimli
160,00TL
118,40TL
Havale/EFT ile: 116,03TL
9786257033749
502262
Çok Kültürlülük, İnsani Güvenlik ve Öteki Algısı
Çok Kültürlülük, İnsani Güvenlik ve Öteki Algısı
118.40
Bu çalışmanın çıkış noktası, Ötekine dair algılamaların, gerçeklikte yansımalarının olmasıdır. Tarihsel süreçler göstermiştir ki, kendi öznelliğini kurmak isteyen birey, grup, topluluk, devlet vb. mutlak olarak tanımlanmış ve nesnelleştirilmiş bir konuma indirgenen bir Ötekiye ihtiyaç duymuştur. Bu durumun modern devletin öncesindeki dönemde, modern devlet döneminde ve nihayetinde içinde bulunduğumuz ve post-modern olarak adlandırılan çağda da örnekleri bulunmaktadır. Kitaptaki temel varsayım, çatışma ve kriz sebeplerinin bir şekilde Ötekiye dair algılarla ilişkili olduğu üzerinedir. Bu sebeple, insan için onurlu yaşamın sağlanmasını ve devam ettirilmesini merkeze alan İnsani Güvenlik ve Çokkültürlülük yaklaşımlarının normatif şekilde incelenmesi ve uygulama noktasında ortaya çıkabilecek avantaj ve dezavantajlarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Kitap ile ilgili çalışma yapılırken yanıt aranan temel sorular şunlar olmuştur: Öteki nasıl oldu da nesne konumunda kurulmuş ve bu kurulum gerçekliğe nasıl yansımıştır? Çokkültürlülük yaklaşımının toplumsallık kültürü sağlamadaki sorunların çözümündeki etkisi ne düzeydedir? Ayrıca İnsani Güvenlik'in onurlu bir yaşam inşasında nasıl bir rolü bulunmaktadır? Bu yaklaşımların eksik kaldığı noktalar nelerdir? Uluslararası sistemin bu sorunlardaki etkisi nedir? Kitabın ilk bölümünde Çokkültürlülük yaklaşımı üzerinde durulmuş ve bölüm sonunda ise Sürdürülebilir bir Küresel Çokkültürlülük yaklaşımının eklenmesi, Çokkültürlülük taleplerinin tek başına devlet içi mekanizmalarla çözülemeyecek kadar karmaşık bir hal almış olması sebebi ile gerekli görülmüştür. İkinci bölümde ise, İnsani Güvenlik çalışmalarının genel olarak teorik temellerinden bahsedildikten sonra, ilk bölümle de bağlantılı olarak, İnsani Güvenlik yaklaşımına Küresel Çokkültürlülük yaklaşımının entegrasyonu ile elde edilebilecek kazanımlara, bu sentezin gerekliliğine işaret eden örneklere yer verilmiştir. Çalışmadan genel itibari ile çıkarılabilecek sonuç; tek merkezli, sabit ve Ötekinin öznelliğini denkleme katmayan uygulamaların kriz ve çatışma sonuçlu süreçlere evrilebildiğidir. Sabit formda dondurulmuş olarak inşa edilen kimlik ve kültürlerin mümkün olamayacağı görülmüştür. Bu bağlamda da sistem düzeyinde ve devlet düzeyinde yapılması gerekenlerle ilgili ortaya farklı yaklaşımlar konulmuştur.
Bu çalışmanın çıkış noktası, Ötekine dair algılamaların, gerçeklikte yansımalarının olmasıdır. Tarihsel süreçler göstermiştir ki, kendi öznelliğini kurmak isteyen birey, grup, topluluk, devlet vb. mutlak olarak tanımlanmış ve nesnelleştirilmiş bir konuma indirgenen bir Ötekiye ihtiyaç duymuştur. Bu durumun modern devletin öncesindeki dönemde, modern devlet döneminde ve nihayetinde içinde bulunduğumuz ve post-modern olarak adlandırılan çağda da örnekleri bulunmaktadır. Kitaptaki temel varsayım, çatışma ve kriz sebeplerinin bir şekilde Ötekiye dair algılarla ilişkili olduğu üzerinedir. Bu sebeple, insan için onurlu yaşamın sağlanmasını ve devam ettirilmesini merkeze alan İnsani Güvenlik ve Çokkültürlülük yaklaşımlarının normatif şekilde incelenmesi ve uygulama noktasında ortaya çıkabilecek avantaj ve dezavantajlarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Kitap ile ilgili çalışma yapılırken yanıt aranan temel sorular şunlar olmuştur: Öteki nasıl oldu da nesne konumunda kurulmuş ve bu kurulum gerçekliğe nasıl yansımıştır? Çokkültürlülük yaklaşımının toplumsallık kültürü sağlamadaki sorunların çözümündeki etkisi ne düzeydedir? Ayrıca İnsani Güvenlik'in onurlu bir yaşam inşasında nasıl bir rolü bulunmaktadır? Bu yaklaşımların eksik kaldığı noktalar nelerdir? Uluslararası sistemin bu sorunlardaki etkisi nedir? Kitabın ilk bölümünde Çokkültürlülük yaklaşımı üzerinde durulmuş ve bölüm sonunda ise Sürdürülebilir bir Küresel Çokkültürlülük yaklaşımının eklenmesi, Çokkültürlülük taleplerinin tek başına devlet içi mekanizmalarla çözülemeyecek kadar karmaşık bir hal almış olması sebebi ile gerekli görülmüştür. İkinci bölümde ise, İnsani Güvenlik çalışmalarının genel olarak teorik temellerinden bahsedildikten sonra, ilk bölümle de bağlantılı olarak, İnsani Güvenlik yaklaşımına Küresel Çokkültürlülük yaklaşımının entegrasyonu ile elde edilebilecek kazanımlara, bu sentezin gerekliliğine işaret eden örneklere yer verilmiştir. Çalışmadan genel itibari ile çıkarılabilecek sonuç; tek merkezli, sabit ve Ötekinin öznelliğini denkleme katmayan uygulamaların kriz ve çatışma sonuçlu süreçlere evrilebildiğidir. Sabit formda dondurulmuş olarak inşa edilen kimlik ve kültürlerin mümkün olamayacağı görülmüştür. Bu bağlamda da sistem düzeyinde ve devlet düzeyinde yapılması gerekenlerle ilgili ortaya farklı yaklaşımlar konulmuştur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat