Çeşmeönü - Cihangir

Stok Kodu:
9786052603536
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-02-16
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
135,00TL
83,70TL
Havale/EFT ile: 75,33TL
9786052603536
588783
Çeşmeönü - Cihangir
Çeşmeönü - Cihangir
83.70
Çeşmeönü – Cihangir: İki memleketin hikayeleri ‘Çeşmeönü – Cihangir, Nazan Alkan'ın 1950'li yıllara uzanan anılarını ve gözlemlerini hikayeleştirerek anlattığı yazılarından oluşuyor. Kitabın içinden iki kent geçiyor. Bu kentler, Ordu ve İstanbul. Bu iki kent içindeyse iki ana mekân öne çıkıyor. Bunlar da Ordu'daki bir sahil yerleşimi olan Çeşmeönü ve İstanbul'un kalbindeki Cihangir semti. Alkan için hayatında iki memleket var denebilir. Kitap da bir anlamıyla iki memleketin hikayeleri olarak tarif edilebilir. Alkan, ilk gençlik yıllarından itibaren hep yazmış ve yazdıklarını da bir kenarda saklamış. Kitap da bu yazıları bir araya getirmiş. Zamanın ruhunu korumak için yazılar defterlerden alınıp bilgisayar ortamına aktarılırken onlara fazla müdahale yapılmamış. Kitabın bir bölümü kişisel hikayelerden oluşuyor. Bu hikayelerde Alkan'ı etkilemiş bazı karakterler var. Genç, yaşlı; hayatta olan, olmayan; İstanbul'dan ve Ordu'dan insanlar. Hikayelerin diğer bölümünde ise toplum, kent hayatı ve doğa bulunuyor. Örneğin 1960'lardaki bir gecekondu yıkımını anlatan ‘Buldozerler ve Gecekondu Halkı', Karadenizli yoksul köylülerin denizden yakacak toplamalarını anlatan ‘Kargalak', Cihangir semtinin betonlaştırılmasını anlatan ‘Benim Cihangirim' böyle yazılar. Çocuklar da Alkan'ın hikayelerinde önemli bir yere sahip. Hemşirelik eğitimi alan Alkan, yıllarca hem profesyonel yaşamında çocukların eğitimi ile ilgili çalışmış hem de gönüllü olarak çocuklarla ilgili birçok projede yer almış. Kitap da zaten dünya çocuklarına ithaf edilmiş. Yazılara, Alkan'ın ilk gençlik yıllarından beri çektiği fotoğraflar eşlik ediyor. Karşınıza örneğin 1950'lerden fındık işçilerinin, 1960'lardan gecekondu çocuklarının, 1970'lerden Ordu sahillerinin, 1980'lerden Cihangir'in fotoğrafları çıkabiliyor. Fotoğraflar hem hikayelerin gücünü zenginleştiriyor hem de okurdaki zaman algısını pekiştiriyor. Bir yanıyla hafıza kaydı da tutmuş oluyor. Alkan'ın sade ve ılık ılık akan bir üslubu var. Kitap bu yönüyle, deyim yerindeyse, bir çırpıda okunabiliyor. ‘Çeşmeönü – Cihangir', okuru iki farklı kent arasında ve yarım asırdan daha uzun bir süre zarfında uzanan, içinden insanlar, kentler ve doğa geçen bir seyahate davet ediyor.
Çeşmeönü – Cihangir: İki memleketin hikayeleri ‘Çeşmeönü – Cihangir, Nazan Alkan'ın 1950'li yıllara uzanan anılarını ve gözlemlerini hikayeleştirerek anlattığı yazılarından oluşuyor. Kitabın içinden iki kent geçiyor. Bu kentler, Ordu ve İstanbul. Bu iki kent içindeyse iki ana mekân öne çıkıyor. Bunlar da Ordu'daki bir sahil yerleşimi olan Çeşmeönü ve İstanbul'un kalbindeki Cihangir semti. Alkan için hayatında iki memleket var denebilir. Kitap da bir anlamıyla iki memleketin hikayeleri olarak tarif edilebilir. Alkan, ilk gençlik yıllarından itibaren hep yazmış ve yazdıklarını da bir kenarda saklamış. Kitap da bu yazıları bir araya getirmiş. Zamanın ruhunu korumak için yazılar defterlerden alınıp bilgisayar ortamına aktarılırken onlara fazla müdahale yapılmamış. Kitabın bir bölümü kişisel hikayelerden oluşuyor. Bu hikayelerde Alkan'ı etkilemiş bazı karakterler var. Genç, yaşlı; hayatta olan, olmayan; İstanbul'dan ve Ordu'dan insanlar. Hikayelerin diğer bölümünde ise toplum, kent hayatı ve doğa bulunuyor. Örneğin 1960'lardaki bir gecekondu yıkımını anlatan ‘Buldozerler ve Gecekondu Halkı', Karadenizli yoksul köylülerin denizden yakacak toplamalarını anlatan ‘Kargalak', Cihangir semtinin betonlaştırılmasını anlatan ‘Benim Cihangirim' böyle yazılar. Çocuklar da Alkan'ın hikayelerinde önemli bir yere sahip. Hemşirelik eğitimi alan Alkan, yıllarca hem profesyonel yaşamında çocukların eğitimi ile ilgili çalışmış hem de gönüllü olarak çocuklarla ilgili birçok projede yer almış. Kitap da zaten dünya çocuklarına ithaf edilmiş. Yazılara, Alkan'ın ilk gençlik yıllarından beri çektiği fotoğraflar eşlik ediyor. Karşınıza örneğin 1950'lerden fındık işçilerinin, 1960'lardan gecekondu çocuklarının, 1970'lerden Ordu sahillerinin, 1980'lerden Cihangir'in fotoğrafları çıkabiliyor. Fotoğraflar hem hikayelerin gücünü zenginleştiriyor hem de okurdaki zaman algısını pekiştiriyor. Bir yanıyla hafıza kaydı da tutmuş oluyor. Alkan'ın sade ve ılık ılık akan bir üslubu var. Kitap bu yönüyle, deyim yerindeyse, bir çırpıda okunabiliyor. ‘Çeşmeönü – Cihangir', okuru iki farklı kent arasında ve yarım asırdan daha uzun bir süre zarfında uzanan, içinden insanlar, kentler ve doğa geçen bir seyahate davet ediyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat