Çaylak ile Filozof - 4; Güzellik, İyiliktir

Stok Kodu:
9786257151467
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-04-15
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%41 indirimli
120,00TL
70,80TL
Havale/EFT ile: 69,38TL
Bu üründen 16 adet satın alınmıştır.
Aynı gün kargo
9786257151467
523591
Çaylak ile Filozof - 4; Güzellik, İyiliktir
Çaylak ile Filozof - 4; Güzellik, İyiliktir
70.80
Kalbim kırılmış falan değildi. Aynaya baktığımda ne gördüğümün gayet farkındaydım ben. Gözlüklerimi çıkardığımda hafif şaşı oluyordum. Kulaklarım biraz kepçeydi. Kollarım ve bacaklarım güçsüzdü. Solucan kadar zayıftım ve boyum da bir türlü uzamıyordu... Sesim ise belki bir süre sonra değişecekti ama bir saksağanınki kadar çirkindi. Sivilcelerim vardı. Ve her geçen gün sayıları artmaktaydı. Saçım da iki tepeliydi. Onları ne tarafa taramam gerektiğine bir türlü karar verebilmiş değildim. Bütün bunlar yetmezmiş gibi terlediğimde fare ölüsü gibi kokuyordum. Şükürler olsun, gülerken ya da konuşurken içerisi görünen bir ağzım yok. Dişlerim bir kunduzun dişlerine benziyordu çünkü. Hem sarı, hem de kazma gibi. Onlara tel takacaklardı. Filozof, DR. ORTODONTİST'ten randevu bile ayarlamıştı. Yani bütün bunlar yetmezmiş gibi, yıllarca ağzımda tellerle dolaşacaktım. Sırf kendimi iyi hissedeyim diye bana, "Sen çok yakışıklısın. Robert Redford seni görse depresyona girer, oyunculuğu bırakır ve hayatını bir çiftlikte atlara fısıldayarak geçirirdi!" deseydi, Filozof'a inanacak mıydım sanki? Elbette inanmayacaktım!
Kalbim kırılmış falan değildi. Aynaya baktığımda ne gördüğümün gayet farkındaydım ben. Gözlüklerimi çıkardığımda hafif şaşı oluyordum. Kulaklarım biraz kepçeydi. Kollarım ve bacaklarım güçsüzdü. Solucan kadar zayıftım ve boyum da bir türlü uzamıyordu... Sesim ise belki bir süre sonra değişecekti ama bir saksağanınki kadar çirkindi. Sivilcelerim vardı. Ve her geçen gün sayıları artmaktaydı. Saçım da iki tepeliydi. Onları ne tarafa taramam gerektiğine bir türlü karar verebilmiş değildim. Bütün bunlar yetmezmiş gibi terlediğimde fare ölüsü gibi kokuyordum. Şükürler olsun, gülerken ya da konuşurken içerisi görünen bir ağzım yok. Dişlerim bir kunduzun dişlerine benziyordu çünkü. Hem sarı, hem de kazma gibi. Onlara tel takacaklardı. Filozof, DR. ORTODONTİST'ten randevu bile ayarlamıştı. Yani bütün bunlar yetmezmiş gibi, yıllarca ağzımda tellerle dolaşacaktım. Sırf kendimi iyi hissedeyim diye bana, "Sen çok yakışıklısın. Robert Redford seni görse depresyona girer, oyunculuğu bırakır ve hayatını bir çiftlikte atlara fısıldayarak geçirirdi!" deseydi, Filozof'a inanacak mıydım sanki? Elbette inanmayacaktım!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat