9789758486489
647066
https://www.sehadetkitap.com/urun/canakkaleye-gidenler
Çanakkale'ye Gidenler
15.51
"Çanakkale geçilmez" denmiş ve bu kilit noktada geçit verilmemiştir. Boğaz harbinde istikbalimiz için 250 bin gencimizi feda ettik. O şehitler, bugünlerimizi inşa ettiler. Çanakkele kurtularak İstanbul kurtuldu, vatan kurtuldu.
Çanakkel zaferine dair çok hikaye ve roman yazıldı, daha çok da yazılacak.
Onu anlatmak kolay değil. Tek başına edebiyatçı muhayyile ve birikimi yetmez. Tarihe sadakat da gerekir. Bu bakımdan araştırmacılık şarttır. Bu şart, beraberinde yazara büyük yorgunluklar yükler. İsmail Bilgin, bu şerefli yorgunluğun zevkine varan isimlerden biridir.
- Rahim Er-
... Mehmet Nazif, gelen yaralıları, hemen tedaviye başladı. İlk önce ağır olanların yaralarını temizledi. Daha sonra hafif yaralılarla meşgul oldu. Hepsi endişeli bakışlar içindeydi. Kendilerine işkence yapılmasından korkuyorlardı. Zira, buraya gelirken kendilerine Türklerin yamyam oldukları söylenmişti. Bu söyletilerden etkilenen akserlerde esir düşmenin paniği yaşanıyordu.
Mehmet Nazif değişik duygular içindeydi. Daha bir saat öncesine kadar birbirine kurşun sıkanlar, şimdi sigara istihkaklarını esirlere vermeye çalışıyordu. İngiliz esirler de çekingenliklerini ve korkularını üzerlerinden atmış bir halde adeta hediye verme yarışına girmişlerdi. Verecek hiçbir şeyi kalmamış olanlar düğmesini, sargı bezini, mendilini hatıra olarak vermek istiyordu.
"Çanakkale geçilmez" denmiş ve bu kilit noktada geçit verilmemiştir. Boğaz harbinde istikbalimiz için 250 bin gencimizi feda ettik. O şehitler, bugünlerimizi inşa ettiler. Çanakkele kurtularak İstanbul kurtuldu, vatan kurtuldu.
Çanakkel zaferine dair çok hikaye ve roman yazıldı, daha çok da yazılacak.
Onu anlatmak kolay değil. Tek başına edebiyatçı muhayyile ve birikimi yetmez. Tarihe sadakat da gerekir. Bu bakımdan araştırmacılık şarttır. Bu şart, beraberinde yazara büyük yorgunluklar yükler. İsmail Bilgin, bu şerefli yorgunluğun zevkine varan isimlerden biridir.
- Rahim Er-
... Mehmet Nazif, gelen yaralıları, hemen tedaviye başladı. İlk önce ağır olanların yaralarını temizledi. Daha sonra hafif yaralılarla meşgul oldu. Hepsi endişeli bakışlar içindeydi. Kendilerine işkence yapılmasından korkuyorlardı. Zira, buraya gelirken kendilerine Türklerin yamyam oldukları söylenmişti. Bu söyletilerden etkilenen akserlerde esir düşmenin paniği yaşanıyordu.
Mehmet Nazif değişik duygular içindeydi. Daha bir saat öncesine kadar birbirine kurşun sıkanlar, şimdi sigara istihkaklarını esirlere vermeye çalışıyordu. İngiliz esirler de çekingenliklerini ve korkularını üzerlerinden atmış bir halde adeta hediye verme yarışına girmişlerdi. Verecek hiçbir şeyi kalmamış olanlar düğmesini, sargı bezini, mendilini hatıra olarak vermek istiyordu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.