Buraya Kadarmış

Stok Kodu:
9786054603749
Boyut:
120-180-0
Sayfa Sayısı:
228
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-03-04
Çeviren:
Dilman Muradoğlu
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%43 indirimli
180,00TL
102,60TL
Havale/EFT ile: 92,34TL
9786054603749
407781
Buraya Kadarmış
Buraya Kadarmış
102.60
Apartman kapısı açıldığında çığlıklar yükseldi. Herkes bize doğru koşmaya başladı. Flaşlar patlıyordu. Alt kat komşumuz yolumuza çıktı ve çekebildiği kadar fotoğraf çekti. Çekil şuradan! diye bağırdı bir polis ve kadını itekledi. Bir başkası da, elinde video kamerasıyla bir süre daha bize eşlik etti. Polis otosuna girdiğimizde, gazeteciler aç kurtlar gibi birbirini itekliyordu. Ünlü olmaktan yavaş yavaş sıkılmaya başlamıştım. Doğu Almanya. Kendi haline terk edilmiş; Batının sırt döndüğü, köhnemiş bir yaşam alanı. Boşalmış binalar insansızlıkla eskirken, büyük kentin kıyısında kalan insanlar da verimsiz bir rutinin renksizliğinde kuruyor. Devlet yardımlarıyla boğaz tokluğuna günler, küçük işlerle zorlanan umutlar, yitirilen hayaller... Eski apartman bloklarının gençleri, gençliklerini yaşatmak üzere bir arada, ortak duygu ve sembollerle, ama en önemlisi de kankalıklarıyla var olmaya çalışıyor. Yarınlara fazla takılmadan, bugünü de boş bırakmadan. Alex de bu yarınsızlar tayfasının bir parçasıydı. Ta ki, bir suçun çok yakınında bulunup, ihtiyatsızlığıyla iz bırakıp, tüm kuşkuları üzerine çekene kadar. Şimdi mesele, kime tutunup kime sırt döneceğini bilmekte. Önyargıların ve toplumsal etiketlerin, adalet terazisindeki ağırlığı nedir? Sanığı yargılayacak hâkim, mahkemedeki midir, yoksa elinde çamuru tutan mı? Alex sert bir rüzgârla savrulmanın eşiğinde; kime tutunacağı belirsiz. Gerçek bir olaydan esinlenen Daniel Höra, adaletin aksayan çarklarına karşı bir gencin mücadelesini anlatıyor.
Apartman kapısı açıldığında çığlıklar yükseldi. Herkes bize doğru koşmaya başladı. Flaşlar patlıyordu. Alt kat komşumuz yolumuza çıktı ve çekebildiği kadar fotoğraf çekti. Çekil şuradan! diye bağırdı bir polis ve kadını itekledi. Bir başkası da, elinde video kamerasıyla bir süre daha bize eşlik etti. Polis otosuna girdiğimizde, gazeteciler aç kurtlar gibi birbirini itekliyordu. Ünlü olmaktan yavaş yavaş sıkılmaya başlamıştım. Doğu Almanya. Kendi haline terk edilmiş; Batının sırt döndüğü, köhnemiş bir yaşam alanı. Boşalmış binalar insansızlıkla eskirken, büyük kentin kıyısında kalan insanlar da verimsiz bir rutinin renksizliğinde kuruyor. Devlet yardımlarıyla boğaz tokluğuna günler, küçük işlerle zorlanan umutlar, yitirilen hayaller... Eski apartman bloklarının gençleri, gençliklerini yaşatmak üzere bir arada, ortak duygu ve sembollerle, ama en önemlisi de kankalıklarıyla var olmaya çalışıyor. Yarınlara fazla takılmadan, bugünü de boş bırakmadan. Alex de bu yarınsızlar tayfasının bir parçasıydı. Ta ki, bir suçun çok yakınında bulunup, ihtiyatsızlığıyla iz bırakıp, tüm kuşkuları üzerine çekene kadar. Şimdi mesele, kime tutunup kime sırt döneceğini bilmekte. Önyargıların ve toplumsal etiketlerin, adalet terazisindeki ağırlığı nedir? Sanığı yargılayacak hâkim, mahkemedeki midir, yoksa elinde çamuru tutan mı? Alex sert bir rüzgârla savrulmanın eşiğinde; kime tutunacağı belirsiz. Gerçek bir olaydan esinlenen Daniel Höra, adaletin aksayan çarklarına karşı bir gencin mücadelesini anlatıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat