9789750409349
632003
https://www.sehadetkitap.com/urun/bul-beni-anne
Bul Beni Anne
155.25
“Bul Beni Anne,” 1974 yılında Fatih Cami avlusuna bıra¬kılan bir bebeğin, Cemil'in yaşamından esinlenerek yazıl¬mıştır. Yurtlarda ve sokaklarda geçen, kimsesiz, engelli bir ço¬cuğun annesini arama serüveniyle birlikte, temiz kalabil¬me mücadelesine tanık olduğumuz eser, “Fakir Baykurt Roman Ödülü”ne lâyık görülmüştür.
8 aylık bir bebekken, Fatih Cami avlusuna annesi tarafından bırakılan Cemil'in tek bir muradı vardır; annesini bulmak ve ona sorular sormak: “neden beni bıraktın anne, benim babam kim, anne beni hiç sevmedin mi, beni hiç aradın mı, bir anne nasıl yavru¬sunu bırakır?..” Bu sorular onun hayata tutunma kaynağıdır; gece yattığı parkların so¬ğuğunu, itilip kakıldığı sokakların acımasızlığını, duygularını, suretini yitirmiş toplumun vicdansızlığını ve tüm bunların sonucunda hissettiği acısını dindiren tek şey vardır: Bir gün annesini bulabilmek…
“Bul Beni Anne” adlı roman, oldukça yalın anla¬tıma rağmen, yaşamın siyah-beyaz olarak gerçekte de ikiye ayrıldığının otoportresini çizmekte, oldukça etkili bir üslup kurmaktadır. Cemil'in yurtta idari personel tarafın¬dan yediği tokat, aslında okurken bizlerin de yüzüne atılan bir tokattır. Yazar, top¬lumun umarsızlığı, ikiyüzlülüğü ve çürümüşlüğü üzerinden bizlere aslında hepimizin neye dönüştüğünü güçlü bir dille anlatıyor, ama asla üst bir dil kurmuyor; içinden içinden sizi ele geçiriyor, yani aslında yazar size kim olduğunuzu usul usul hatırlatıyor.
Yazarın dördüncü romanı olan “Bul Beni Anne”, yetiştirme yurtlarındaki çetrefil çocuklukları ve görmekten kaçınarak ötekileştirdiğimiz sokaklardaki hayatları anlatıyor.
“Bul Beni Anne,” 1974 yılında Fatih Cami avlusuna bıra¬kılan bir bebeğin, Cemil'in yaşamından esinlenerek yazıl¬mıştır. Yurtlarda ve sokaklarda geçen, kimsesiz, engelli bir ço¬cuğun annesini arama serüveniyle birlikte, temiz kalabil¬me mücadelesine tanık olduğumuz eser, “Fakir Baykurt Roman Ödülü”ne lâyık görülmüştür.
8 aylık bir bebekken, Fatih Cami avlusuna annesi tarafından bırakılan Cemil'in tek bir muradı vardır; annesini bulmak ve ona sorular sormak: “neden beni bıraktın anne, benim babam kim, anne beni hiç sevmedin mi, beni hiç aradın mı, bir anne nasıl yavru¬sunu bırakır?..” Bu sorular onun hayata tutunma kaynağıdır; gece yattığı parkların so¬ğuğunu, itilip kakıldığı sokakların acımasızlığını, duygularını, suretini yitirmiş toplumun vicdansızlığını ve tüm bunların sonucunda hissettiği acısını dindiren tek şey vardır: Bir gün annesini bulabilmek…
“Bul Beni Anne” adlı roman, oldukça yalın anla¬tıma rağmen, yaşamın siyah-beyaz olarak gerçekte de ikiye ayrıldığının otoportresini çizmekte, oldukça etkili bir üslup kurmaktadır. Cemil'in yurtta idari personel tarafın¬dan yediği tokat, aslında okurken bizlerin de yüzüne atılan bir tokattır. Yazar, top¬lumun umarsızlığı, ikiyüzlülüğü ve çürümüşlüğü üzerinden bizlere aslında hepimizin neye dönüştüğünü güçlü bir dille anlatıyor, ama asla üst bir dil kurmuyor; içinden içinden sizi ele geçiriyor, yani aslında yazar size kim olduğunuzu usul usul hatırlatıyor.
Yazarın dördüncü romanı olan “Bul Beni Anne”, yetiştirme yurtlarındaki çetrefil çocuklukları ve görmekten kaçınarak ötekileştirdiğimiz sokaklardaki hayatları anlatıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.