Bozkırın Hırçın Çocuğu Cevdet Selvi; Sendikacılıkta ve Siyasette 50 Yı

Stok Kodu:
9786052495094
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
320
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-09-16
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%43 indirimli
251,00TL
143,07TL
Havale/EFT ile: 140,21TL
9786052495094
484759
Bozkırın Hırçın Çocuğu Cevdet Selvi; Sendikacılıkta ve Siyasette 50 Yı
Bozkırın Hırçın Çocuğu Cevdet Selvi; Sendikacılıkta ve Siyasette 50 Yı
143.07
1960'lı yılların başı, bir öğle vakti üç beş arkadaşıyla kapı önü sohbeti ediyorlardı. Kızıltoprak'ın; dar, çamurlu sokaklarından, yer yer su birikintilerini aşarak okula giden bir kız çocuğu gördü. Mahallesinin çocuğuydu, babası yoktu; annesi, hali vakti iyi ailelerin evlerine temizlik işlerine gider, çocuklarını okutabilmek için dişini tırnağına takardı. Öğrenci kız, ayakkabıları ayağına büyük geldiğinden parmaklarının ucuna basarak yürüyor, ayakkabıları güçlükle sürüklüyordu. Bunu mahalledekilere hissettirmeden yapmak zorundaydı, yoksa o ayakkabıların temizlik işi karşılığında annesine verilmiş olduğunu konu komşu herkes anlardı. Büyük pabuçları sürüyerek yürüyen kız, Cevdet'in kafasında öyle bir resim çizmişti ki, ömrü boyunca hiç unutmadı. O; yoksulluğun, çaresizliğin resmiydi.Cevdet'in, yaşamında yarım asır sürecek toplumsal mücadele kararlılığı o gün başladı. Yoksulluk yenilmeliydi, çaresizlik kabul edilmemeliydi. Eskişehir Tayyare Fabrikasında başlayan çalışma hayatı, aynı zamanda sendikacı olmasına da kapı araladı. Yarım asır boyunca sendikacılıkta ve siyasette adı sıkça duyuldu.
1960'lı yılların başı, bir öğle vakti üç beş arkadaşıyla kapı önü sohbeti ediyorlardı. Kızıltoprak'ın; dar, çamurlu sokaklarından, yer yer su birikintilerini aşarak okula giden bir kız çocuğu gördü. Mahallesinin çocuğuydu, babası yoktu; annesi, hali vakti iyi ailelerin evlerine temizlik işlerine gider, çocuklarını okutabilmek için dişini tırnağına takardı. Öğrenci kız, ayakkabıları ayağına büyük geldiğinden parmaklarının ucuna basarak yürüyor, ayakkabıları güçlükle sürüklüyordu. Bunu mahalledekilere hissettirmeden yapmak zorundaydı, yoksa o ayakkabıların temizlik işi karşılığında annesine verilmiş olduğunu konu komşu herkes anlardı. Büyük pabuçları sürüyerek yürüyen kız, Cevdet'in kafasında öyle bir resim çizmişti ki, ömrü boyunca hiç unutmadı. O; yoksulluğun, çaresizliğin resmiydi.Cevdet'in, yaşamında yarım asır sürecek toplumsal mücadele kararlılığı o gün başladı. Yoksulluk yenilmeliydi, çaresizlik kabul edilmemeliydi. Eskişehir Tayyare Fabrikasında başlayan çalışma hayatı, aynı zamanda sendikacı olmasına da kapı araladı. Yarım asır boyunca sendikacılıkta ve siyasette adı sıkça duyuldu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat