Bozkırda Altmışaltı

Stok Kodu:
9789750515361
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
10
Basım Tarihi:
2024-08-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%31 indirimli
150,00TL
103,50TL
Havale/EFT ile: 101,43TL
Aynı gün kargo
9789750515361
409881
Bozkırda Altmışaltı
Bozkırda Altmışaltı
103.50
Handan bakındı bakındı, Yumurta alayım, dedi. Ama az olsun. Taze olsun, dedi. Nasıl olsa burayı öğrendim. Gelir taze taze alırım, dedi. Sen gel tabii. Senin gelmediğin dükkânın ben anasını satarım. Sen gel tabii. Senin almadığın yumurtayı ben yere çalarım. Sen gel tabii, ben tüm Yozgatı bırakır tüm malı sana saklarım sultanım, diyemedim. Her zaman, dedim. Her zaman bekleriz. Her işin ivilini civilini bilen esnaflar, Çamlığa çıkan, Yozgata yukarıdan bakan âşıklar, öpçe bebeler, sesi kılavlı, öyle ataşlı öyle delikanlı kopiller, iyi pişmiş gözlemeler... Tinanın çilleri var. Aziz Efendi ne kokuyor? Ayva, sobanın üstünde döne döne pişiyor. Mahalleye Bursadan bir Mersedes geliyor, Piç Sevi nasıl da çalım atıyor, Refet Efendi nasıl da dertleniyor... Lan Şahin, yazık değil mi Memnuneye? Yazık değil mi sana? Mustafa Çiftci, şeker gibi iyimser hikâyeler anlatıyor taşradan, kıtlıktan... Kara sakız, kendir, kına, kaya tuzu, iğde... Vatandaş, ne isterse vereceksin, yok demeyeceksin. Bozkırda Altmışaltı, gülerek memlekete bakıyor... Allah için, Elif de kolay unutulmuyor işte...
Handan bakındı bakındı, Yumurta alayım, dedi. Ama az olsun. Taze olsun, dedi. Nasıl olsa burayı öğrendim. Gelir taze taze alırım, dedi. Sen gel tabii. Senin gelmediğin dükkânın ben anasını satarım. Sen gel tabii. Senin almadığın yumurtayı ben yere çalarım. Sen gel tabii, ben tüm Yozgatı bırakır tüm malı sana saklarım sultanım, diyemedim. Her zaman, dedim. Her zaman bekleriz. Her işin ivilini civilini bilen esnaflar, Çamlığa çıkan, Yozgata yukarıdan bakan âşıklar, öpçe bebeler, sesi kılavlı, öyle ataşlı öyle delikanlı kopiller, iyi pişmiş gözlemeler... Tinanın çilleri var. Aziz Efendi ne kokuyor? Ayva, sobanın üstünde döne döne pişiyor. Mahalleye Bursadan bir Mersedes geliyor, Piç Sevi nasıl da çalım atıyor, Refet Efendi nasıl da dertleniyor... Lan Şahin, yazık değil mi Memnuneye? Yazık değil mi sana? Mustafa Çiftci, şeker gibi iyimser hikâyeler anlatıyor taşradan, kıtlıktan... Kara sakız, kendir, kına, kaya tuzu, iğde... Vatandaş, ne isterse vereceksin, yok demeyeceksin. Bozkırda Altmışaltı, gülerek memlekete bakıyor... Allah için, Elif de kolay unutulmuyor işte...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat