9786053966524
740251

https://www.sehadetkitap.com/urun/boubonun-tanrilastirilmis-imparatorlari
Boubon'un Tanrılaştırılmış İmparatorları
390.00
Boubon antik dönemlerde kaçakçılığa karşı el birlik mücadele vermiş ve eşkıyaları bastırmasındaki
rolüyle İmparator Commodus'tan teşekkür mektubu alarak; Likya Birliği'nde iki oyluk şehir statüsünden
üç oyluk şehir statüsüne yükseltilmiştir. Antik dönemlerde eşkıyalara karşı el birlik mücadele veren
Boubon halkı, 1970'li yıllarda İbecik halkı olarak topyekün kenti yağmalar ve “kendisine kuşaklar boyunca
hizmet edecek bir kültür turizmi potansiyelini kendi kazma ve kürekleriyle yok eder.” Köylülerin dönemin
yasal boşluklarından yararlanarak yürüttükleri kaçak kazılarda baş kaçakçı Çömbül, kırsal koşullarda
sıradan bir inşaat işçisiyken uluslararası kaçakçılık zincirinin ilk halkasında zirvede bir yaşam sürmeye
başlar. Çömbül dünyanın en önemli müzelerine ve özel koleksiyonlarına pazarlanan bronz heykellerin
iktidarı eliyle bir yaşam sürmenin ayrıcalığını bir süre yaşar. Ancak kaçırdığı nokta şudur; heykelleri elde
etmek için el altından onu destekleyen kara ekonominin çarkları, heykeller çıkmaz olunca o çarkların
arasında kaybolup gitmesine ses çıkarmaz. Sıradan bir İbeciklinin heykellere bağlı kabuğunu yırtma
çabaları trajik bir şekilde sonlanır.
Roman önemli bir bölümü yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerimizin nasıl kaçırıldığına dair bir kapı
aralarken, ilk defa pazarlıklarda geçen diyaloglara yer vermesiyle de kayda değer bir tanıklık sunuyor.
Boubon antik dönemlerde kaçakçılığa karşı el birlik mücadele vermiş ve eşkıyaları bastırmasındaki
rolüyle İmparator Commodus'tan teşekkür mektubu alarak; Likya Birliği'nde iki oyluk şehir statüsünden
üç oyluk şehir statüsüne yükseltilmiştir. Antik dönemlerde eşkıyalara karşı el birlik mücadele veren
Boubon halkı, 1970'li yıllarda İbecik halkı olarak topyekün kenti yağmalar ve “kendisine kuşaklar boyunca
hizmet edecek bir kültür turizmi potansiyelini kendi kazma ve kürekleriyle yok eder.” Köylülerin dönemin
yasal boşluklarından yararlanarak yürüttükleri kaçak kazılarda baş kaçakçı Çömbül, kırsal koşullarda
sıradan bir inşaat işçisiyken uluslararası kaçakçılık zincirinin ilk halkasında zirvede bir yaşam sürmeye
başlar. Çömbül dünyanın en önemli müzelerine ve özel koleksiyonlarına pazarlanan bronz heykellerin
iktidarı eliyle bir yaşam sürmenin ayrıcalığını bir süre yaşar. Ancak kaçırdığı nokta şudur; heykelleri elde
etmek için el altından onu destekleyen kara ekonominin çarkları, heykeller çıkmaz olunca o çarkların
arasında kaybolup gitmesine ses çıkarmaz. Sıradan bir İbeciklinin heykellere bağlı kabuğunu yırtma
çabaları trajik bir şekilde sonlanır.
Roman önemli bir bölümü yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerimizin nasıl kaçırıldığına dair bir kapı
aralarken, ilk defa pazarlıklarda geçen diyaloglara yer vermesiyle de kayda değer bir tanıklık sunuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.