Boşanmanın Çocuklara İlişkin Hukuki Sonuçları; Çocuk Haklarına Dair Uluslararası Sözleşmeler Işığında

Stok Kodu:
9786055336387
Boyut:
145-215-0
Sayfa Sayısı:
216
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-01-24
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%13 indirimli
150,00TL
130,50TL
Havale/EFT ile: 117,45TL
9786055336387
391947
Boşanmanın Çocuklara İlişkin Hukuki Sonuçları; Çocuk Haklarına Dair Uluslararası Sözleşmeler Işığında
Boşanmanın Çocuklara İlişkin Hukuki Sonuçları; Çocuk Haklarına Dair Uluslararası Sözleşmeler Işığında
130.50
Konunun seçiminde Asliye Hukuk Mahkemesinde staj yaparken karşılaştığım bir olay etkili olmuştur. Anne, babaannenin de kendileriyle oturmasını istemeyerek baba ile geçimsizlik yapmış ve boşanma davası açmıştı. Duruşmaya anne üç yaşındaki kızını da getirmişti. Baba duruşmaya gelmemişti, kadın da dava açtığına pişman olmuş gibi idi. Eksik olan hususların tamamlanması için duruşma bir sonraki celseye bırakılmıştı. Çocuk duruşma salonundan çıkmak üzere iken hakim beye -hakim amca bir şey söyleyebilir miyim?- dedi. Hakim bey izin verince -ben babamı çok seviyorum hakim amca, ne olur annemle babam boşanmasın- dedi. Bu olay o an beni çok etkilemişti, çünkü, çocuk annesini de babasını da seviyordu, peki çocuğun suçu neydi de, bundan sonraki hayatını annesinden veya babasından ayrı kalarak yaşayacaktı? Boşanma belki de kaçınılmazdı, ama bu durumu çocuğun en az zararla atlatabilmesi için yapılması gereken her şey mahkeme tarafından ve anne baba tarafından yapıldı mı? Yapılıyor mu? Neler yapılmalı? Sorularına burada cevap bulmaya çalışacağız. Boşanmanın çocuklara ilişkin hukuki sonuçlarının daha önceden tek başına bir inceleme konusu yapılmaması da bizi bu alanda inceleme yapmaya yönlendirmiştir. Çalışma devam ederken 743 sayılı Medeni Kanun tümüyle yürürlükten kaldırılmış, yerine 4721 sayılı Medeni Kanun getirilmiştir. Konu yeni Medeni Kanuna göre incelenmiş olup, bu da çalışmaya, alanında ilk olma özelliğini vermektedir. Yeni Medeni Kanunda da eskisinde olduğu gibi, boşanmadan sonra çocukların velayetinin kime verileceği ve velayet kendisine verilmeyen tarafla çocuk arasında kişisel ilişkilerin nasıl düzenleneceği, hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Uygulamada, hakimler bu takdir yetkilerini, doktrinde ve Yargıtay kararlarında öngörülen bir takım ölçütlere göre kullanmaktadırlar. Biz de konuların açıklanmasında, yeri geldikçe Yargıtay'ın yeni ve özellikle yayınlanmamış kararlarındaki uygulama örneklerine metin kısmında ve dipnotlarda sıkça yer vermeye çalıştık.
Konunun seçiminde Asliye Hukuk Mahkemesinde staj yaparken karşılaştığım bir olay etkili olmuştur. Anne, babaannenin de kendileriyle oturmasını istemeyerek baba ile geçimsizlik yapmış ve boşanma davası açmıştı. Duruşmaya anne üç yaşındaki kızını da getirmişti. Baba duruşmaya gelmemişti, kadın da dava açtığına pişman olmuş gibi idi. Eksik olan hususların tamamlanması için duruşma bir sonraki celseye bırakılmıştı. Çocuk duruşma salonundan çıkmak üzere iken hakim beye -hakim amca bir şey söyleyebilir miyim?- dedi. Hakim bey izin verince -ben babamı çok seviyorum hakim amca, ne olur annemle babam boşanmasın- dedi. Bu olay o an beni çok etkilemişti, çünkü, çocuk annesini de babasını da seviyordu, peki çocuğun suçu neydi de, bundan sonraki hayatını annesinden veya babasından ayrı kalarak yaşayacaktı? Boşanma belki de kaçınılmazdı, ama bu durumu çocuğun en az zararla atlatabilmesi için yapılması gereken her şey mahkeme tarafından ve anne baba tarafından yapıldı mı? Yapılıyor mu? Neler yapılmalı? Sorularına burada cevap bulmaya çalışacağız. Boşanmanın çocuklara ilişkin hukuki sonuçlarının daha önceden tek başına bir inceleme konusu yapılmaması da bizi bu alanda inceleme yapmaya yönlendirmiştir. Çalışma devam ederken 743 sayılı Medeni Kanun tümüyle yürürlükten kaldırılmış, yerine 4721 sayılı Medeni Kanun getirilmiştir. Konu yeni Medeni Kanuna göre incelenmiş olup, bu da çalışmaya, alanında ilk olma özelliğini vermektedir. Yeni Medeni Kanunda da eskisinde olduğu gibi, boşanmadan sonra çocukların velayetinin kime verileceği ve velayet kendisine verilmeyen tarafla çocuk arasında kişisel ilişkilerin nasıl düzenleneceği, hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Uygulamada, hakimler bu takdir yetkilerini, doktrinde ve Yargıtay kararlarında öngörülen bir takım ölçütlere göre kullanmaktadırlar. Biz de konuların açıklanmasında, yeri geldikçe Yargıtay'ın yeni ve özellikle yayınlanmamış kararlarındaki uygulama örneklerine metin kısmında ve dipnotlarda sıkça yer vermeye çalıştık.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat