9789750812156
377142
https://www.sehadetkitap.com/urun/bolunmus-bati
Bölünmüş Batı
51.20
11 Eylül 2001de yapılan saldırıda sadece İkiz Kuleler değil, Batının birliği de çöktü. Alman düşünür ve siyaset kuramcısı Jürgen Habermas, Bölünmüş Batıda Batının bölünmüşlüğüne uluslararası terörizmin değil, ABDnin uluslararası hukuku görmezden gelen, Birleşmiş Milletleri köşeye sıkıştıran ve Avrupayla yollarını ayırmaktan çekinmeyen politikalarının neden olduğunu belirterek, Iraka karşı açılan özgürleştirme ve demokratikleştirme savaşının siyasi yansımalarına karşı şöyle uyarıyor okuru: Yanlışa düşmeyin, Amerika Birleşik Devletlerinin normatif otoritesi harap olmuş durumda!
Tadımlık
Büyük Avrupa uluslarının her biri emperyalist yayılmanın doruk noktasına ulaştığı bir dönemden geçmiştir; bu bağlamda önemli olan, bu ulusların bir imparatorluğun kaybı deneyimiyle başa çıkmak zorunda kalmış olmasıdır. Bu gerileme deneyimi çoğu durumda sömürgelerin kaybında somutlaşmıştır. Avrupalı güçler, emperyal iktidarlardan ve sömürgecilik tarihinden uzaklaştıkça, kendilerine karşı daha mesafeli durarak, eleştirel bir gözle değerlendirme şansına sahip oldular. Böylece kendilerini, mağlup olanların perspektifinden bakarak, dayatmacı ve köksüz bir modernleşmenin sorumlusu olan kazananların konumunu kuşkulu bir yaklaşımla algılamayı öğrendiler. Bu durum, Avrupa-merkezcilikten vazgeçişi desteklemiş ve Kantçı dünya politikasına dair umudu canlandırmış olabilir.
11 Eylül 2001de yapılan saldırıda sadece İkiz Kuleler değil, Batının birliği de çöktü. Alman düşünür ve siyaset kuramcısı Jürgen Habermas, Bölünmüş Batıda Batının bölünmüşlüğüne uluslararası terörizmin değil, ABDnin uluslararası hukuku görmezden gelen, Birleşmiş Milletleri köşeye sıkıştıran ve Avrupayla yollarını ayırmaktan çekinmeyen politikalarının neden olduğunu belirterek, Iraka karşı açılan özgürleştirme ve demokratikleştirme savaşının siyasi yansımalarına karşı şöyle uyarıyor okuru: Yanlışa düşmeyin, Amerika Birleşik Devletlerinin normatif otoritesi harap olmuş durumda!
Tadımlık
Büyük Avrupa uluslarının her biri emperyalist yayılmanın doruk noktasına ulaştığı bir dönemden geçmiştir; bu bağlamda önemli olan, bu ulusların bir imparatorluğun kaybı deneyimiyle başa çıkmak zorunda kalmış olmasıdır. Bu gerileme deneyimi çoğu durumda sömürgelerin kaybında somutlaşmıştır. Avrupalı güçler, emperyal iktidarlardan ve sömürgecilik tarihinden uzaklaştıkça, kendilerine karşı daha mesafeli durarak, eleştirel bir gözle değerlendirme şansına sahip oldular. Böylece kendilerini, mağlup olanların perspektifinden bakarak, dayatmacı ve köksüz bir modernleşmenin sorumlusu olan kazananların konumunu kuşkulu bir yaklaşımla algılamayı öğrendiler. Bu durum, Avrupa-merkezcilikten vazgeçişi desteklemiş ve Kantçı dünya politikasına dair umudu canlandırmış olabilir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.