Bir Yüksel Arslan Metaforu - Ego Contra Mundum

Stok Kodu:
9786057167897
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
286
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-03-04
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
220,00TL
202,40TL
Havale/EFT ile: 198,35TL
9786057167897
675917
Bir Yüksel Arslan Metaforu - Ego Contra Mundum
Bir Yüksel Arslan Metaforu - Ego Contra Mundum
202.40
... merkezinde Yüksel Arslan'ın ve “Arture”lerin olduğu, egosantrik nitelikli ama Öteki Ben'lerle temas edildiği an geçişim sağlayan plastik - ontolojik-görsel kozmosun döngüselliğinde yazılmış bu metin, Yüksel Arslan'la aynı güneşin altında olmanın gönenci, sevinci, coşkusu, heyecanıyla üretilmiş uzak bir “Merhaba!”nın özetidir. Yazılanlar, yazılmış olanlar, ancak ve ancak yazılamayanın kefareti olabilir...İnsan'ın imkân dairesinde söylenmiş söz'ün yoğunluğu, söylenmesi olası söz'den her daim azdır. Yani büyük bir yalandır; güneş altında söylenmedik söz'ün kalmadığı! Hele de Yüksel Arslan gibi bakan, gören, gördüğünü içselleştiren ve her türlü olanakla yeniden ifadelendiren, ifadesini ünik oluşunun göstergesi olarak yepyeni bir kavramla adlandıran ve “ressam olmadan” ürettiği “Arture”lerinin resme karşı olarak “yeni bir görsel sanat” yarattığını savlayan, belki deDionysos Şenlikleri'nde kendinden geçmiş, haz ile acı arasında gidip gelen bir esriğin coşkulu davetiyle karşı karşıyaysanız!..Şimdi “görmek”, “algılamak”, algıladığını “betimlemek”, betimlediğini “anlamlandırmak”, yürümek, ilerlemek, yola çıkıp yolda olmak ve denemek zamanıdır. Pütürlü zemine dönmekten başka da umarımız da yoktur.
... merkezinde Yüksel Arslan'ın ve “Arture”lerin olduğu, egosantrik nitelikli ama Öteki Ben'lerle temas edildiği an geçişim sağlayan plastik - ontolojik-görsel kozmosun döngüselliğinde yazılmış bu metin, Yüksel Arslan'la aynı güneşin altında olmanın gönenci, sevinci, coşkusu, heyecanıyla üretilmiş uzak bir “Merhaba!”nın özetidir. Yazılanlar, yazılmış olanlar, ancak ve ancak yazılamayanın kefareti olabilir...İnsan'ın imkân dairesinde söylenmiş söz'ün yoğunluğu, söylenmesi olası söz'den her daim azdır. Yani büyük bir yalandır; güneş altında söylenmedik söz'ün kalmadığı! Hele de Yüksel Arslan gibi bakan, gören, gördüğünü içselleştiren ve her türlü olanakla yeniden ifadelendiren, ifadesini ünik oluşunun göstergesi olarak yepyeni bir kavramla adlandıran ve “ressam olmadan” ürettiği “Arture”lerinin resme karşı olarak “yeni bir görsel sanat” yarattığını savlayan, belki deDionysos Şenlikleri'nde kendinden geçmiş, haz ile acı arasında gidip gelen bir esriğin coşkulu davetiyle karşı karşıyaysanız!..Şimdi “görmek”, “algılamak”, algıladığını “betimlemek”, betimlediğini “anlamlandırmak”, yürümek, ilerlemek, yola çıkıp yolda olmak ve denemek zamanıdır. Pütürlü zemine dönmekten başka da umarımız da yoktur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat