Bir Rumeli Rüyası - Eski Yugoslavya

Stok Kodu:
9786052601662
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
112
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-03-04
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
170,00TL
105,40TL
Havale/EFT ile: 94,86TL
9786052601662
684714
Bir Rumeli Rüyası - Eski Yugoslavya
Bir Rumeli Rüyası - Eski Yugoslavya
105.40
Geçmişi her anışında insan yeniden yazar. Hatırlayışın doğası bu... İnsan, görebilmek için çoğu zaman anıları kendinden uzaklaştırır. Dönüp bakabilmek için... Anılar eskidikçe öyküleşir ve o öyküye tutunup kalır. Buna tanıklık denir. Tanıklık etsin diye taşır kişi öyküleri omzunda. Ama gerçek ama benzer... Güner Arslan da çocukluğunun Yugoslavya'sına, Yugoslavya'dan Bozkır'a göç edenlerin dünyasını taşıyor bize. Bildiklerini, gördüklerini ve duyduklarını öykülere bırakıyor. Bir nevi geçmişe borcunu ödüyor. Bir Rumeli Rüyası: Eski Yugoslavya, Tito dönemi Yugoslavya'sından Türkiye'ye uzanıyor bu yüzden. Güner Arslan on beş öyküyle, on beş farklı yaşamın tanıklığına soyunuyor. İnandıklarıyla yaşamları bir türlü uyuşmayanları, göçe zorlanıp köklerinden koparılanları; dinin ve milliyetçiliğin kanla böldüğü insanları anlatıyor. "Tito'nun ölümü halinde neler olabileceğini konuşanlar haklı çıktı. Tito öldü. Üç, beş yıl içinde halklar arasındaki birlik ruhu güneş görmüş kar misali eriyiverdi. Azınlık milliyetçiliği silahını ateşleyenler, tiyatro seyreder gibi seyrettiler olan biteni. Hırvatlar biz Germen ırkıyız diye böbürlendi önce. Boşnaklar en zengin kültüre sahip olmalarıyla övündü. Sırplar Yugoslavya'nın çimentosuyuz biz diyerek meydan okudu. Sonra silahlar çekildi. Rumeli ve Yugoslavya bir rüya gibi anılarda kaldı sadece," diyor Arslan ve uykudan sıçrayanların yaşanmışlıklarına bakıyor. İnsanlığa yeni hikâyeler veriyor. "Biraz kurgu, biraz gerçek. Hepsi bizim hikâyemiz. Başka nesillere aktarılsın diye..."
Geçmişi her anışında insan yeniden yazar. Hatırlayışın doğası bu... İnsan, görebilmek için çoğu zaman anıları kendinden uzaklaştırır. Dönüp bakabilmek için... Anılar eskidikçe öyküleşir ve o öyküye tutunup kalır. Buna tanıklık denir. Tanıklık etsin diye taşır kişi öyküleri omzunda. Ama gerçek ama benzer... Güner Arslan da çocukluğunun Yugoslavya'sına, Yugoslavya'dan Bozkır'a göç edenlerin dünyasını taşıyor bize. Bildiklerini, gördüklerini ve duyduklarını öykülere bırakıyor. Bir nevi geçmişe borcunu ödüyor. Bir Rumeli Rüyası: Eski Yugoslavya, Tito dönemi Yugoslavya'sından Türkiye'ye uzanıyor bu yüzden. Güner Arslan on beş öyküyle, on beş farklı yaşamın tanıklığına soyunuyor. İnandıklarıyla yaşamları bir türlü uyuşmayanları, göçe zorlanıp köklerinden koparılanları; dinin ve milliyetçiliğin kanla böldüğü insanları anlatıyor. "Tito'nun ölümü halinde neler olabileceğini konuşanlar haklı çıktı. Tito öldü. Üç, beş yıl içinde halklar arasındaki birlik ruhu güneş görmüş kar misali eriyiverdi. Azınlık milliyetçiliği silahını ateşleyenler, tiyatro seyreder gibi seyrettiler olan biteni. Hırvatlar biz Germen ırkıyız diye böbürlendi önce. Boşnaklar en zengin kültüre sahip olmalarıyla övündü. Sırplar Yugoslavya'nın çimentosuyuz biz diyerek meydan okudu. Sonra silahlar çekildi. Rumeli ve Yugoslavya bir rüya gibi anılarda kaldı sadece," diyor Arslan ve uykudan sıçrayanların yaşanmışlıklarına bakıyor. İnsanlığa yeni hikâyeler veriyor. "Biraz kurgu, biraz gerçek. Hepsi bizim hikâyemiz. Başka nesillere aktarılsın diye..."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat