Binbir Gece Cinayetleri

Polisiye romanın en zor alt türü olan "kapalı oda polisiyelerinin" en tanınmış üstatlarının başında sayılabilecek John Dickson Carr ya da nam-ı diğer adıyla Carter Dickson'ın klasikleşmiş eserlerinden biriyle karşı karşıyayız. Polisiye romanı basit bir şiddet sergilemesi olarak ele almayan yazar olay örgüsünü güçlü bir zeka ürünü olarak ortaya koymakta ve okuru etkili bir edebi dille, yer yer mizah unsurunu da kullanarak gizemli entelektüel yolculuklara çıkarmaktadır. John Dickson Carr'ın kitaplarındaki üç ünlü dedektif karakterinden biri olan Dr. Gideon Fell, Binbir Gece Cinayetleri'nde tuhaf bir cinayet vakasıyla karşılaşır. Mermer sütunlu Wade Doğu Sanatları Müzesinde siyah körüklü devasa bir at arabası sergilenmektedir. Müzede olan bazı tuhaf olayları araştırmaya gelen bir müfettiş bu arabanın kapısını açtığında içinden bir ceset sarkar dışarıya doğru. Ama bu sıradan bir ceset değildir. Cesedin göğsünden süslü bir İran hançeri, çenesinde takma bir sakal, elinde de bir yemek kitabı vardır. Bu acayip parçalar Dr. Gideon Fell'i geçici olarak şaşkına çevirmiş olsa da alt edemez ve doktorumuz tüyler ürpertecek derecede korkunç bir suçun çözümünü aydınlatacak ipuçlarıyla olayı açıklığa kavuşturur. Doğunun gizemleriyle örülü bu macera yer yer komik ama merak unsurunu her daim koruyan etkili bir anlatımla çıkıyor okurun karşısına...