Bektaşiliğin İçyüzü; Dibi - Köşesi - Yüzü ve Astarı

Stok Kodu:
9789944387040
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
592
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
100,00TL
62,00TL
Havale/EFT ile: 60,76TL
9789944387040
653129
Bektaşiliğin İçyüzü; Dibi - Köşesi - Yüzü ve Astarı
Bektaşiliğin İçyüzü; Dibi - Köşesi - Yüzü ve Astarı
62.00
M. Tevfik Oytan'ın, ilk baskısı 1939 yılında yapılan ve defalarca basılan, on yıldır baskısı bulunmayan "Bektaşiliğin İçyüzü" adlı değerli eserini demos yayınları olarak okuyuculara yeniden sunuyoruz " Biz bu eserimizle, yalnız Bektaşîliğin ve Alevîliğin içyüzünün neden ibaret olduğunu ortaya koymak istiyoruz. Şimdiye kadar, Bektaşîlik ve Alevîlik hakkında epeyce yazı yazanlar olmuş, fakat kendileri Bektaşîliğin içyüzünü bilmedikleri için, yazdıkları eserler, dar bir çerçeve içinde kalmış ve bunlar, meraklılarını tatmin etmemiştir. Bektaşîliğin içyüzünü, olduğu gibi ortaya atmak fikri zihnimi kemirip duruyordu. Fakat beş sınıflı bir mektebin yegâne öğretmenliği üzerimde olduğundan bir türlü buna vakit bulamıyordum. Binaenaleyh, okurlarıma yararlı bir hizmette bulunabilmek için emekliye ayrıldım, bu eseri kaleme aldım. Haddi zatında bunların tuttuğu yolun aslı, temeli birdi. Keza, hedef tuttukları dinî gaye de birdi. Bütün itikatları bir noktada birleşirdi. Aralarında ayrılık gayrılık yaratacak hiçbir sebep de yoktu. Şu kadar var ki, Alevîler kendilerini "belden gelme" ocakzade dedelere teslim etmektelerdi. Her ocakzade dedenin talibi, sırf kendine münhasırdı. Bir dedenin talibine diğer dede karışamazdı. Bektaşîlikte öyle değildi. Bektaşî babaları gerek evli, gerekse mücerret olsun, kendilerini "yoldan gelme" hak ve icazet sahibi sayarlardı, hangi talip olursa olsun "Muhammed Ali Yolu"nu gösterebilirlerdi. Binaenaleyh, yol salikini doğrudan doğruya "Muhammed Ali'nin talibi" diye telâkki ederler, yekdiğerinden talip kıskanmazlardı. Bunların hepsi tarihe karıştığından, bu mesele üzerinde daha fazla duracak değiliz. Biz bu eserimizle, yalnız Bektaşîliğin ve Alevîliğin içyüzünün neden ibaret olduğunu ortaya koymak istiyoruz."
M. Tevfik Oytan'ın, ilk baskısı 1939 yılında yapılan ve defalarca basılan, on yıldır baskısı bulunmayan "Bektaşiliğin İçyüzü" adlı değerli eserini demos yayınları olarak okuyuculara yeniden sunuyoruz " Biz bu eserimizle, yalnız Bektaşîliğin ve Alevîliğin içyüzünün neden ibaret olduğunu ortaya koymak istiyoruz. Şimdiye kadar, Bektaşîlik ve Alevîlik hakkında epeyce yazı yazanlar olmuş, fakat kendileri Bektaşîliğin içyüzünü bilmedikleri için, yazdıkları eserler, dar bir çerçeve içinde kalmış ve bunlar, meraklılarını tatmin etmemiştir. Bektaşîliğin içyüzünü, olduğu gibi ortaya atmak fikri zihnimi kemirip duruyordu. Fakat beş sınıflı bir mektebin yegâne öğretmenliği üzerimde olduğundan bir türlü buna vakit bulamıyordum. Binaenaleyh, okurlarıma yararlı bir hizmette bulunabilmek için emekliye ayrıldım, bu eseri kaleme aldım. Haddi zatında bunların tuttuğu yolun aslı, temeli birdi. Keza, hedef tuttukları dinî gaye de birdi. Bütün itikatları bir noktada birleşirdi. Aralarında ayrılık gayrılık yaratacak hiçbir sebep de yoktu. Şu kadar var ki, Alevîler kendilerini "belden gelme" ocakzade dedelere teslim etmektelerdi. Her ocakzade dedenin talibi, sırf kendine münhasırdı. Bir dedenin talibine diğer dede karışamazdı. Bektaşîlikte öyle değildi. Bektaşî babaları gerek evli, gerekse mücerret olsun, kendilerini "yoldan gelme" hak ve icazet sahibi sayarlardı, hangi talip olursa olsun "Muhammed Ali Yolu"nu gösterebilirlerdi. Binaenaleyh, yol salikini doğrudan doğruya "Muhammed Ali'nin talibi" diye telâkki ederler, yekdiğerinden talip kıskanmazlardı. Bunların hepsi tarihe karıştığından, bu mesele üzerinde daha fazla duracak değiliz. Biz bu eserimizle, yalnız Bektaşîliğin ve Alevîliğin içyüzünün neden ibaret olduğunu ortaya koymak istiyoruz."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat