9786257087186
635793
https://www.sehadetkitap.com/urun/bazi-seyler-beklemez
Bazı Şeyler Beklemez
107.20
Kitapta, çeşitli Arap ülkelerinden ünlü yazarlara ait öyküler bulunmaktadır. Her öyküden önce yazar hakkında Türkçe bilgiler verilmiştir. Sayfalarda karşılıklı olarak öykülerin Arapça metinleri ve Türkçe çevirileri yer almaktadır. “...Yaz serttir, yüzlerse yorgun… Kimi yüzler uykusuzluğun, kimileri dertlerin izlerini taşır… Kimi yüzlerde ise hayat yorgunluğu ve bıkkınlığı ifadesi görünür… Bekleme kuyruğu, uzunca uzayıp mekânın kıvrımlarına göre şekilleniyor, sırada bekleyenlerin boylarına göre alçalıp yükseliyordu... Tembel ve sarkık yaprakların arasına ekilen ve altın renginde bir meyve olan “Bember”in kokusu yakınlardaki bir ağaçtan etrafa yayılıyordu…” “...Adam endişeli adımlarla avluda volta atıyordu. Ay, limon çiçekleri ve hurma ağaçlarının kokularıyla dolmuş olan köyün ufkunu gümüş renkli ışığıyla aydınlatıyordu. Sessizlik yırtılıyor, bir esinti yazın puslu havasını delip geçiyordu, yıldızlar ise adeta berrak bir geceyi ilan ediyordu. Ciğerleri köyün kokusuyla dolmuştu, gözünde köyün güneşini, kalbinde köyün kokularını, kanında ise köyün toprağını depolamak istediğini fark etmişti. Elini yaslamış olduğu duvardan çekerek “Rabbim kolaylaştır” dedi. İşitilebilir bir ses tonuyla seslendi: Müzneh... Uzun elbisemi ütüle, erkenden Mekke'ye gitmek istiyorum...”
Kitapta, çeşitli Arap ülkelerinden ünlü yazarlara ait öyküler bulunmaktadır. Her öyküden önce yazar hakkında Türkçe bilgiler verilmiştir. Sayfalarda karşılıklı olarak öykülerin Arapça metinleri ve Türkçe çevirileri yer almaktadır. “...Yaz serttir, yüzlerse yorgun… Kimi yüzler uykusuzluğun, kimileri dertlerin izlerini taşır… Kimi yüzlerde ise hayat yorgunluğu ve bıkkınlığı ifadesi görünür… Bekleme kuyruğu, uzunca uzayıp mekânın kıvrımlarına göre şekilleniyor, sırada bekleyenlerin boylarına göre alçalıp yükseliyordu... Tembel ve sarkık yaprakların arasına ekilen ve altın renginde bir meyve olan “Bember”in kokusu yakınlardaki bir ağaçtan etrafa yayılıyordu…” “...Adam endişeli adımlarla avluda volta atıyordu. Ay, limon çiçekleri ve hurma ağaçlarının kokularıyla dolmuş olan köyün ufkunu gümüş renkli ışığıyla aydınlatıyordu. Sessizlik yırtılıyor, bir esinti yazın puslu havasını delip geçiyordu, yıldızlar ise adeta berrak bir geceyi ilan ediyordu. Ciğerleri köyün kokusuyla dolmuştu, gözünde köyün güneşini, kalbinde köyün kokularını, kanında ise köyün toprağını depolamak istediğini fark etmişti. Elini yaslamış olduğu duvardan çekerek “Rabbim kolaylaştır” dedi. İşitilebilir bir ses tonuyla seslendi: Müzneh... Uzun elbisemi ütüle, erkenden Mekke'ye gitmek istiyorum...”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.