Bana Bir Hastalık Dokundu

Stok Kodu:
9786058160415
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
136
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-01-30
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
80,00TL
73,60TL
Havale/EFT ile: 66,24TL
9786058160415
590773
Bana Bir Hastalık Dokundu
Bana Bir Hastalık Dokundu
73.60
Bazen bir konuda çok şeyler okur, çok şeyler dinleriz. Kafamızdaki bilgiler darmadağınıktır ve her birini nereye oturtacağımızı bilemeyiz. 2020 sonunda bana kanser teşhisi konulduktan sonra edindiğim bilgileri derleyip toplayıp yazıya geçirerek bunlardan başkaları da faydalansın istedim. İşte bu yüzden bu kitabı önce kendim için; sonra, aynı hastalıkla karşılaşıp farklı duygular yaşayan, duygularının adını koyamayan, başkalarına anlatamadığı gibi kendi bile anlamakta zorlanan, tedavi konusunda nasıl bir yol izleyeceklerini bilemeyen, alternatif tedaviler ile kafası karışanlar için yazdım. Bilginin üç seviye olduğunu biliyoruz: İlme'l yakîn, ayne'l yakîn, hakka'l yakîn: bilerek, görerek, yaşayarak öğrenmek. Elma üzerinden örnek verecek olursak: elmayı bilmek, elmayı görmek, elmayı yemek gibi. Hastalığım süresince doktorların kendi yaşamadıkları bir hastalığı asla anlayamayacaklarını fark ettim. Hastalık hakkında her şeyi bilebilirler. Her çeşit hastayı görüp, tedavi edebilirler. Ama o hastanın neler yaşadıklarını asla anlayamazlar. Elmayı tatmayanın tadını anlayamayacağı gibi… “Damdan düşen gelsin” diyen Nasrettin Hoca'yı da daha iyi anladım. Kendisini tedavi edecek birinden çok, hâlini anlayacak birini istiyordu. Doktorlar sadece bilgi ve tecrübeleri dahilinde yapmaları gerekenleri yapıyorlardı. Onlardan hastalık hakkında gerekli bilgilendirmeler, açıklamalar, güler yüz ve tatlı dil bekleyebilirdik sadece. Ancak benim yaşadıklarımı yaşayanlar derdimi, fiziksel ve psikolojik sıkıntılarımı anlayabilirlerdi.
Bazen bir konuda çok şeyler okur, çok şeyler dinleriz. Kafamızdaki bilgiler darmadağınıktır ve her birini nereye oturtacağımızı bilemeyiz. 2020 sonunda bana kanser teşhisi konulduktan sonra edindiğim bilgileri derleyip toplayıp yazıya geçirerek bunlardan başkaları da faydalansın istedim. İşte bu yüzden bu kitabı önce kendim için; sonra, aynı hastalıkla karşılaşıp farklı duygular yaşayan, duygularının adını koyamayan, başkalarına anlatamadığı gibi kendi bile anlamakta zorlanan, tedavi konusunda nasıl bir yol izleyeceklerini bilemeyen, alternatif tedaviler ile kafası karışanlar için yazdım. Bilginin üç seviye olduğunu biliyoruz: İlme'l yakîn, ayne'l yakîn, hakka'l yakîn: bilerek, görerek, yaşayarak öğrenmek. Elma üzerinden örnek verecek olursak: elmayı bilmek, elmayı görmek, elmayı yemek gibi. Hastalığım süresince doktorların kendi yaşamadıkları bir hastalığı asla anlayamayacaklarını fark ettim. Hastalık hakkında her şeyi bilebilirler. Her çeşit hastayı görüp, tedavi edebilirler. Ama o hastanın neler yaşadıklarını asla anlayamazlar. Elmayı tatmayanın tadını anlayamayacağı gibi… “Damdan düşen gelsin” diyen Nasrettin Hoca'yı da daha iyi anladım. Kendisini tedavi edecek birinden çok, hâlini anlayacak birini istiyordu. Doktorlar sadece bilgi ve tecrübeleri dahilinde yapmaları gerekenleri yapıyorlardı. Onlardan hastalık hakkında gerekli bilgilendirmeler, açıklamalar, güler yüz ve tatlı dil bekleyebilirdik sadece. Ancak benim yaşadıklarımı yaşayanlar derdimi, fiziksel ve psikolojik sıkıntılarımı anlayabilirlerdi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat