9786059708005
635730
https://www.sehadetkitap.com/urun/baliklama-dalmali-istanbula
Balıklama Dalmalı İstanbul'a
80.60
"Benim Güzel Lokantalarım" ve "Meyhanedeyiz Yine Bu Gece" kitaplarıyla gastronomi yazınında kendine özgü anlatımıyla dikkat çeken Ufuk Kaan Altın, "Balıklama" ile İstanbul'a dalıyor bu kez.
İlk iki kitabında olduğu gibi kısa sürede çok kazanmayı hedefleyenleri, müşterisine evine gelmiş bir konuk gibi davranmayan müesseseleri ve derdi popülerlik olanları eleyip sadece dürüstçe işini yapmaya uğraşan lokantaları anlatıyor.
"İnsanın doğaya yaptığı zulmü, kimse yapmamıştır. Her geçen gün bilinçsiz, çoğu zaman kaçak, yasadışı avcılık yüzünden balıklarımızın kökünü kuruttuk neredeyse. Para, iktidar ve güç sahibi olma hırsı, zalimliği de beraberinde getiriyor maalesef. Oysa çok değil, bundan 30-40 sene önce o kadar bereketliydi ki denizlerimiz... O devirlerin kıyısına yetişti Ufuk Kaan Altın. Mesai bitimi köşedeki emektar balıkçıdan çifti 2.5 kuruşa aldığı palamutları, koca koca erkek kalkanları getiren babasından öğrendi balığın önemini. Zengin, varlık içinde yaşayan bir ailenin oğlu olduğu sanılmasın. Normaldi bu, çünkü balık bol ve ucuzdu 70'lerde. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten.
Sonuç; ara ki bulasın balığı artık. Lüfer yok, yavrularını bu isimle satıyorlar, denetlenmediği için. Uskumru yok, çiroz yapasın. Yazarın yetişemediği yılların krallarından kılıç zaten yok. Kalkan desen, o kadar az çıkıyor ki fiyatını görüp yanına yaklaşamıyorsun. Örnekler çoğaltılabilir... Çoğunu yitirdik ama kalanları korumak için yapılabilecekler hâlâ var."
Yine dostlarını, ailesini serüvenine ortak eden Altın, hem kendi geçmişine bir yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu, hem de İstanbul'un kıyılarında gezdiriyor; hâlâ ayakta kalmayı başarmış, her şeye rağmen işini özenle, şevkle yapan balık lokantaları nezdinde.
Yolculuğuna ortak olurken yitirdiğimiz geçmişin değerlerini düşünmeye sevk ediyor sizi bir yandan da. Biraz da o güzel günlere ağıttır bu kitap. Ve geleceğe umutla bakma düşü. Öyle okunsun isteriz...
"Benim Güzel Lokantalarım" ve "Meyhanedeyiz Yine Bu Gece" kitaplarıyla gastronomi yazınında kendine özgü anlatımıyla dikkat çeken Ufuk Kaan Altın, "Balıklama" ile İstanbul'a dalıyor bu kez.
İlk iki kitabında olduğu gibi kısa sürede çok kazanmayı hedefleyenleri, müşterisine evine gelmiş bir konuk gibi davranmayan müesseseleri ve derdi popülerlik olanları eleyip sadece dürüstçe işini yapmaya uğraşan lokantaları anlatıyor.
"İnsanın doğaya yaptığı zulmü, kimse yapmamıştır. Her geçen gün bilinçsiz, çoğu zaman kaçak, yasadışı avcılık yüzünden balıklarımızın kökünü kuruttuk neredeyse. Para, iktidar ve güç sahibi olma hırsı, zalimliği de beraberinde getiriyor maalesef. Oysa çok değil, bundan 30-40 sene önce o kadar bereketliydi ki denizlerimiz... O devirlerin kıyısına yetişti Ufuk Kaan Altın. Mesai bitimi köşedeki emektar balıkçıdan çifti 2.5 kuruşa aldığı palamutları, koca koca erkek kalkanları getiren babasından öğrendi balığın önemini. Zengin, varlık içinde yaşayan bir ailenin oğlu olduğu sanılmasın. Normaldi bu, çünkü balık bol ve ucuzdu 70'lerde. Ne olduysa ondan sonra oldu zaten.
Sonuç; ara ki bulasın balığı artık. Lüfer yok, yavrularını bu isimle satıyorlar, denetlenmediği için. Uskumru yok, çiroz yapasın. Yazarın yetişemediği yılların krallarından kılıç zaten yok. Kalkan desen, o kadar az çıkıyor ki fiyatını görüp yanına yaklaşamıyorsun. Örnekler çoğaltılabilir... Çoğunu yitirdik ama kalanları korumak için yapılabilecekler hâlâ var."
Yine dostlarını, ailesini serüvenine ortak eden Altın, hem kendi geçmişine bir yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu, hem de İstanbul'un kıyılarında gezdiriyor; hâlâ ayakta kalmayı başarmış, her şeye rağmen işini özenle, şevkle yapan balık lokantaları nezdinde.
Yolculuğuna ortak olurken yitirdiğimiz geçmişin değerlerini düşünmeye sevk ediyor sizi bir yandan da. Biraz da o güzel günlere ağıttır bu kitap. Ve geleceğe umutla bakma düşü. Öyle okunsun isteriz...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.