Bab-ı Ali'de Gün Batımı

Stok Kodu:
9786059634199
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-05-28
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
80,00TL
49,60TL
Havale/EFT ile: 48,61TL
9786059634199
462002
Bab-ı Ali'de Gün Batımı
Bab-ı Ali'de Gün Batımı
49.60
İbrahim Güleç, 46 yılını Bâb-ı Âli'ye vermiş, matbaaların, yayınevlerinin HAMAL olarak yükünü taşımış bir emek işçisiydi. Şimdi artık emekli. Bir HAMAL'dı ama, küfesinde taşıdıklarına kinaye 4 şiir kitabının da yazarıydı. Bu da 5. Kitabı oluyordu. O farklı bir hamaldı. Sırtında taşıdıklarının içiyle de ilgilenmiş, onları yazan çizen Bâb-ı Âli'nin güzide şahsiyetleriyle tanışmış, sohbetlerine iştirak etmiş velhasıl Bâb-ı Âli'nin kültür ve irfanından faydalanmış tam bir Bâb-ı Âli sevdalısı olmuş bir hamaldı o. Bâb-ı Âli'nin yıldan yıla, günden güne yok oluşu, bir buçuk asırdır kendini var eden kültür değerlerinin birer birer kayboluşu ona tarifsiz bir acı vermeye başlamış. Bâb-ı Âli'nin yıllar yılı türlü maddi/manevi nimetlerinden, şan ve şöhretinden istifade etmiş okumuş-yazmışlarının dert edinmediğini dert edinen İbrahim Güleç, bu kültür varlığının tarihten silinmesine bigâne kalmamış, "ben bir garip hamalım benim neyime Bâb-ı Âli!" demeden yıllarını verdiği mekâna dair anılarını kaleme alarak Bâb-ı Âli'nin hak ve hukukunu arama cesaretini daha önemlisi sorumluluğunu göstermiş. Bâb-ı Âli'deki, artık hafızalardan silinip gitmeye mahkûm olmuş, yaşadıklarına görüp geçirdiklerine yalın ve duru Türkçesiyle kaleme aldığı anılarında; onun, hasretini, ıstırabını, elemini, hicranını okuyacak, bir buçuk asırlık bir kültür hazinesinin nasıl hunharca yok edildiğine şahit olacak, İbrahim beyin gözyaşlarına siz de ortak olacaksınız.
İbrahim Güleç, 46 yılını Bâb-ı Âli'ye vermiş, matbaaların, yayınevlerinin HAMAL olarak yükünü taşımış bir emek işçisiydi. Şimdi artık emekli. Bir HAMAL'dı ama, küfesinde taşıdıklarına kinaye 4 şiir kitabının da yazarıydı. Bu da 5. Kitabı oluyordu. O farklı bir hamaldı. Sırtında taşıdıklarının içiyle de ilgilenmiş, onları yazan çizen Bâb-ı Âli'nin güzide şahsiyetleriyle tanışmış, sohbetlerine iştirak etmiş velhasıl Bâb-ı Âli'nin kültür ve irfanından faydalanmış tam bir Bâb-ı Âli sevdalısı olmuş bir hamaldı o. Bâb-ı Âli'nin yıldan yıla, günden güne yok oluşu, bir buçuk asırdır kendini var eden kültür değerlerinin birer birer kayboluşu ona tarifsiz bir acı vermeye başlamış. Bâb-ı Âli'nin yıllar yılı türlü maddi/manevi nimetlerinden, şan ve şöhretinden istifade etmiş okumuş-yazmışlarının dert edinmediğini dert edinen İbrahim Güleç, bu kültür varlığının tarihten silinmesine bigâne kalmamış, "ben bir garip hamalım benim neyime Bâb-ı Âli!" demeden yıllarını verdiği mekâna dair anılarını kaleme alarak Bâb-ı Âli'nin hak ve hukukunu arama cesaretini daha önemlisi sorumluluğunu göstermiş. Bâb-ı Âli'deki, artık hafızalardan silinip gitmeye mahkûm olmuş, yaşadıklarına görüp geçirdiklerine yalın ve duru Türkçesiyle kaleme aldığı anılarında; onun, hasretini, ıstırabını, elemini, hicranını okuyacak, bir buçuk asırlık bir kültür hazinesinin nasıl hunharca yok edildiğine şahit olacak, İbrahim beyin gözyaşlarına siz de ortak olacaksınız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat