9789753299817
488362
https://www.sehadetkitap.com/urun/ayaz-1
Ayaz
360.00
seçkin kitapçılarda, www.oglak.com'da,
internet satış noktalarında ve Zambak Sokak, 21
Beyoğlu'nda
Kadın, ağacın yaşlı ve geniş gövdesinin tam ortasına
yerleştirilmişti. Bedenini saran incecik, şeffaf simli
kumaş dışında çırılçıplaktı. Yüzü de dahil olmak
üzere, bütün vücudu gümüş beyaz bir boyayla
boyanmış, cılız gün ışığında ara ara metalik bir
ışıltıyla parıldıyordu. (...) Gözkapağının üstü de çeşitli
tonlarda maviyle boyanmıştı. Gümüş rengi kaşların
altında koyu maviyle başlıyor, aşağı doğru rengi
açılarak kirpik diplerinde beyazla bitiyordu. Aynı
biçimde beyaza boyanmış kirpikler, takma kirpik
kadar uzun ve gürdü. Uçlarına kar yağmış gibi beyaz
bir madde toplanmıştı. Kirpiklerinin gölgelediği
gözleriyse sanki özlem dolu bir ifadeyle donakalmış,
üstünü kaplayan sütümsü tabakanın altında, mavi
mavi hiçliğe dalmıştı. (...) Karla ıslanmış çürük
yaprakların kapladığı toprak zeminde, ıslak ıslak
parlayan, koyulu açıklı bir yığın vardı; genç kadının
bedeninin tam ortası oyulmuş, o boşlukta her ne varsa
çıkarılmış, yere, tam önüne yem gibi atılmıştı. (...)
Soluk güneşin altında gümüşten bir tanrıçayı andıran
genç kadının ölümü, manzarayla bütünleşmiş ama bir
o kadar da akıllara durgunlukverecek bir vahşetle
sergilenmişti.
seçkin kitapçılarda, www.oglak.com'da,
internet satış noktalarında ve Zambak Sokak, 21
Beyoğlu'nda
Kadın, ağacın yaşlı ve geniş gövdesinin tam ortasına
yerleştirilmişti. Bedenini saran incecik, şeffaf simli
kumaş dışında çırılçıplaktı. Yüzü de dahil olmak
üzere, bütün vücudu gümüş beyaz bir boyayla
boyanmış, cılız gün ışığında ara ara metalik bir
ışıltıyla parıldıyordu. (...) Gözkapağının üstü de çeşitli
tonlarda maviyle boyanmıştı. Gümüş rengi kaşların
altında koyu maviyle başlıyor, aşağı doğru rengi
açılarak kirpik diplerinde beyazla bitiyordu. Aynı
biçimde beyaza boyanmış kirpikler, takma kirpik
kadar uzun ve gürdü. Uçlarına kar yağmış gibi beyaz
bir madde toplanmıştı. Kirpiklerinin gölgelediği
gözleriyse sanki özlem dolu bir ifadeyle donakalmış,
üstünü kaplayan sütümsü tabakanın altında, mavi
mavi hiçliğe dalmıştı. (...) Karla ıslanmış çürük
yaprakların kapladığı toprak zeminde, ıslak ıslak
parlayan, koyulu açıklı bir yığın vardı; genç kadının
bedeninin tam ortası oyulmuş, o boşlukta her ne varsa
çıkarılmış, yere, tam önüne yem gibi atılmıştı. (...)
Soluk güneşin altında gümüşten bir tanrıçayı andıran
genç kadının ölümü, manzarayla bütünleşmiş ama bir
o kadar da akıllara durgunlukverecek bir vahşetle
sergilenmişti.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.