Avrupa Eğitim Tarihi; Genel Bir Bakış

Stok Kodu:
9789758717453
Boyut:
140-210-0
Sayfa Sayısı:
305
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%33 indirimli
80,00TL
53,60TL
Havale/EFT ile: 48,24TL
9789758717453
655456
Avrupa Eğitim Tarihi; Genel Bir Bakış
Avrupa Eğitim Tarihi; Genel Bir Bakış
53.60
Baldıran hazırlanırken, Sokrates flütle yeni bir ezgi öğreniyormuş. Ne işine yarayacak? diye sormuşlar. Sokrates, Ölmeden önce bu ezgiyi öğrenmeye demiş Avrupa Eğitim Tarihi, eğitim alanında etkili olmuş birçok düşünür ve akımı özetleyen bir kitaptır. Burada, ayrıntılara inilmeden fakat eğitim tarihiyle ilgili olarak genel ve bütünlüklü bir fikir sunulmaktadır. Herşeyden önce eğitimin tek bir boyutunun olmadığı birbirini besleyen birçok aşamadan geçerek günümüze kadar nasıl geldiği tezi didaktik biçimde özetlenmektedir. Antikler, eğitimi beden ve ruhun kusursuz bir uyumu olarak görürlerdi. Plutarcha göre iyi yetenekler, ciddi olarak işlenmezse, bozulur; tıpkı işlenmeyen bir tarlanın bozkırlaşması gibi 17. yüzyılda Fénelon, eğitime erken yaşlarda başlanmasının önemi üzerinde durur. Yüksek yetenekli çocukları, psikolojik yönden doğru alışkanlıklar yoluyla erken yaşta sabırlı, dengeli, neşeli ve sakin tutumlu yapmak mümkündür. Eğer bu yapılmazsa, çocuklar bütün hayat boyunca kaprisli ve huysuz olurlar. Montaigne, geleneksel ukala öğretmen tipi ile öğretim sistemini eleştirir. İnsan okul için değil, yaşam için öğrenmelidir der. Ona göre İnsanın ahlâken iyi olması, bilgili olmasından daha önemlidir. İnsan Latince ve Yunanca öğrenmek yerine, bilge olmaya çalışmalıdır. Bilgileri halka yaymayı amaç edinmiş Aydınlanma, pratik yönden topluma yararlı, akla uygun bilgileri esas almakta ve buna uygun düşen yeni bir eğitim ideali tespit etmek istemektedir. Fransız Devriminin zorunlu gördüğü bu eğitim, zümresel bir eğitim değil, genel insan eğitimidir. Buna göre, herkes, mensup olduğu sosyal ve ekonomik menşeye bakılmadan, eğitim ve öğretimde eşit haklara sahip kılınmış olmalıdır. Karşıt bir görüş olarak ise Rousseau, mevcut kültür gibi geleneksel eğitimi de hiç beğenmemektedir. Mevcut eğitimin yetiştirdiği medenî insan (lhomme civil), kendi içerisinde son derece sarsılmış ve bozulmuş bir tiptir. Belki de en iyi tanımı Erasmus getirmiştir. Erasmusa göre eğitim ve öğretim yoluyla ulaşılan asalet, doğuştan getirilen ve bayraklarla süslenen asaletten daha üstündür.
Baldıran hazırlanırken, Sokrates flütle yeni bir ezgi öğreniyormuş. Ne işine yarayacak? diye sormuşlar. Sokrates, Ölmeden önce bu ezgiyi öğrenmeye demiş Avrupa Eğitim Tarihi, eğitim alanında etkili olmuş birçok düşünür ve akımı özetleyen bir kitaptır. Burada, ayrıntılara inilmeden fakat eğitim tarihiyle ilgili olarak genel ve bütünlüklü bir fikir sunulmaktadır. Herşeyden önce eğitimin tek bir boyutunun olmadığı birbirini besleyen birçok aşamadan geçerek günümüze kadar nasıl geldiği tezi didaktik biçimde özetlenmektedir. Antikler, eğitimi beden ve ruhun kusursuz bir uyumu olarak görürlerdi. Plutarcha göre iyi yetenekler, ciddi olarak işlenmezse, bozulur; tıpkı işlenmeyen bir tarlanın bozkırlaşması gibi 17. yüzyılda Fénelon, eğitime erken yaşlarda başlanmasının önemi üzerinde durur. Yüksek yetenekli çocukları, psikolojik yönden doğru alışkanlıklar yoluyla erken yaşta sabırlı, dengeli, neşeli ve sakin tutumlu yapmak mümkündür. Eğer bu yapılmazsa, çocuklar bütün hayat boyunca kaprisli ve huysuz olurlar. Montaigne, geleneksel ukala öğretmen tipi ile öğretim sistemini eleştirir. İnsan okul için değil, yaşam için öğrenmelidir der. Ona göre İnsanın ahlâken iyi olması, bilgili olmasından daha önemlidir. İnsan Latince ve Yunanca öğrenmek yerine, bilge olmaya çalışmalıdır. Bilgileri halka yaymayı amaç edinmiş Aydınlanma, pratik yönden topluma yararlı, akla uygun bilgileri esas almakta ve buna uygun düşen yeni bir eğitim ideali tespit etmek istemektedir. Fransız Devriminin zorunlu gördüğü bu eğitim, zümresel bir eğitim değil, genel insan eğitimidir. Buna göre, herkes, mensup olduğu sosyal ve ekonomik menşeye bakılmadan, eğitim ve öğretimde eşit haklara sahip kılınmış olmalıdır. Karşıt bir görüş olarak ise Rousseau, mevcut kültür gibi geleneksel eğitimi de hiç beğenmemektedir. Mevcut eğitimin yetiştirdiği medenî insan (lhomme civil), kendi içerisinde son derece sarsılmış ve bozulmuş bir tiptir. Belki de en iyi tanımı Erasmus getirmiştir. Erasmusa göre eğitim ve öğretim yoluyla ulaşılan asalet, doğuştan getirilen ve bayraklarla süslenen asaletten daha üstündür.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat