Atlantis

Stok Kodu:
9786057823878
Boyut:
130-195-0
Sayfa Sayısı:
919
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-09-26
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%38 indirimli
910,00TL
564,20TL
Havale/EFT ile: 552,92TL
9786057823878
485546
Atlantis
Atlantis
564.20
‘Yıl: 2001. İsa öleli yirmi yüzyıl oluyor. ‘Abdullah oğlu' 1300 yılı aşkındır, insandan uzak, dünyadan ayrı, Nietzsche, tanrıyı öldüreli ben diyeyim 90, siz deyin 100 yıl olmuş, atom parçalanmış, Ay'a çıkılmış, Kuzey-Güney savaşını kölelik karşıtları kazanmış, evrensel insan hakları bildirgesi dört bir yana asılmış, dünya hiçbir zaman olmadığı kadar ulusla dolu, üç kişi bir araya gelip bağımsızlığını ilan edebiliyor, hiç kimse hiç kimseye bir şey demiyor, sabah kahvaltısını Newyork'ta yapan, akşam yemeğini İstanbul'da yiyebiliyor. Çoklukla karamsar tablo çizsek de, belki de yeryüzü iyiye gidiyor!.. Kültür kavramı o denli yaygınlaşmış ki her şey bir sanat yapıtına dönüşüyor, sanat yapıtı ‘hayat yapıtı' oluyor. İnsan ruhu hiçbir zaman olmadığı kadar özgür, usun sınırları sonsuzu zorluyor, robotlar yapılıyor, koyunlar, babunlar klonlanıyor, insan ‘isterse' kendini çoğaltabiliyor ve bütün bunların olduğu yerde, hemen hemen tam merkezde bir ülkede kitap yasaklanabiliyor. Kitap ki insanın, yeryüzünün ve tanrının bir yansılaması, kitap ki (yazı) buluşların en büyüğü, kitap ki evrenin bir parçası; bir karşı evren, geçmişimiz, geleceğimiz, var oluşumuz... Şu buyrulanlar bir parça yalan olsaydı, tanrı, kullarla arasına ‘Furkan'ı koyar mıydı, dünya kütüphanelerle dolar mıydı, emirler ilahi ceza adına; kara kaplı kitaplara bakar mıydı, aşıklar, sayfalarından hilal kaşlılara dizeler fısıldar mıydı... Modernite adına çekinmesek, neredeyse dünyaya kitap için geliriz; Tanrı da kitap için vardır diyeceğiz!..'
‘Yıl: 2001. İsa öleli yirmi yüzyıl oluyor. ‘Abdullah oğlu' 1300 yılı aşkındır, insandan uzak, dünyadan ayrı, Nietzsche, tanrıyı öldüreli ben diyeyim 90, siz deyin 100 yıl olmuş, atom parçalanmış, Ay'a çıkılmış, Kuzey-Güney savaşını kölelik karşıtları kazanmış, evrensel insan hakları bildirgesi dört bir yana asılmış, dünya hiçbir zaman olmadığı kadar ulusla dolu, üç kişi bir araya gelip bağımsızlığını ilan edebiliyor, hiç kimse hiç kimseye bir şey demiyor, sabah kahvaltısını Newyork'ta yapan, akşam yemeğini İstanbul'da yiyebiliyor. Çoklukla karamsar tablo çizsek de, belki de yeryüzü iyiye gidiyor!.. Kültür kavramı o denli yaygınlaşmış ki her şey bir sanat yapıtına dönüşüyor, sanat yapıtı ‘hayat yapıtı' oluyor. İnsan ruhu hiçbir zaman olmadığı kadar özgür, usun sınırları sonsuzu zorluyor, robotlar yapılıyor, koyunlar, babunlar klonlanıyor, insan ‘isterse' kendini çoğaltabiliyor ve bütün bunların olduğu yerde, hemen hemen tam merkezde bir ülkede kitap yasaklanabiliyor. Kitap ki insanın, yeryüzünün ve tanrının bir yansılaması, kitap ki (yazı) buluşların en büyüğü, kitap ki evrenin bir parçası; bir karşı evren, geçmişimiz, geleceğimiz, var oluşumuz... Şu buyrulanlar bir parça yalan olsaydı, tanrı, kullarla arasına ‘Furkan'ı koyar mıydı, dünya kütüphanelerle dolar mıydı, emirler ilahi ceza adına; kara kaplı kitaplara bakar mıydı, aşıklar, sayfalarından hilal kaşlılara dizeler fısıldar mıydı... Modernite adına çekinmesek, neredeyse dünyaya kitap için geliriz; Tanrı da kitap için vardır diyeceğiz!..'
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat