Asıl İşveren Alt İşveren İlişkikeri Ve Belediyelerde Alt İşverenlik Uygulaması

Stok Kodu:
9786258128505
Boyut:
160-235-
Sayfa Sayısı:
353
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-03-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
580,00TL
359,60TL
Havale/EFT ile: 352,41TL
9786258128505
593544
Asıl İşveren Alt İşveren İlişkikeri Ve Belediyelerde Alt  İşverenlik Uygulaması
Asıl İşveren Alt İşveren İlişkikeri Ve Belediyelerde Alt İşverenlik Uygulaması
359.60
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 6. fıkrasıyla tanımlanan ve şartları belirtilen, 7. fıkrası ile de birtakım ölçütler getirilerek yaptımı öngörülen asıl işveren alt işveren ilişkisi, uygulamada hem özel sektör işvereni hem de kamu kurum ve kuruluşları yönünden sıklıkla başvurulan esnek çalışma yöntemlerinden ve üçlü iş ilişkilerinden biridir. Ülkemizde uzun bir süredir uygulanan ancak 4857 sayılı Kanun döneminde sıkı koşullara bağlanan alt işverenlik ilişkisi zaman içinde bazı değişikliklere tabi tutulmuştur. Kanun koyucunun, özellikle 1475 sayılı Kanun döneminde yaşanan kötüniyetli uygulamalara bir tepki niteliğinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin kapsamını daraltması uygulamada bazı sorunlara sebep olduğu için işverenler yönünden kapsam sürekli genişletilmeye çalışılmıştır. Özellikle, kamu kurum ve kuruluşlarının işçilik maliyetleri açısından bir çare olarak gördüğü alt işverenlik uygulamaları, yasal düzenlemeleri aşacak şekilde uygulama alanı bulmuştur. Bu nedenle de, Anayasamızda öngörülen eşitlik ilkesine ve uluslararası sözleşmelerde ülkemiz tarafından kabul edilen diğer ilkelere aykırı bir şekilde kamu kurum ve kuruluşları için söz konusu sınırlamalar kaldırılmıştır. Bu hususta, hem İş Kanunu'nun 2. maddesine yeni fıkralar eklenmiş hem de özel kanunlarda hükümler sevk edilmiştir. Ancak, getirilen her bir düzenleme öğretide görüş ayrılıklarına neden olmuş, yargı kararlarında ise çelişkili hükümler çıkmasına sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla, özellikle işçilik maliyetleri düşünülerek tesis edilmeye çalışılan ancak çoğunlukla Kanunun öngördüğü koşullara uymayan asıl işveren alt işveren ilişkilerine çeşitli yasal düzenlemelerle meşruiyet kazandırılmaya çalışılmışsa da, ilişkinin koşulları gözetildiğinde kanun koyucunun ilk baştaki iradesini yansıtmayan yeni düzenlemeler müesseseyi oldukça yıpratmıştır. Çalışmamızda ise, ilk önce asıl işveren alt işveren ilişkisi irdelenmeye çalışılmış, daha sonra kamu kurum ve kuruluşları ve özellikle bu ilişkinin en çok söz konusu olduğu belediyeler açısından öngörülen hükümler, asıl işveren alt işveren ilişkisi müessesesiyle ilişkilendirilerek değerlendirilmiştir. Bu kapsamda hem öğretideki görüşlerden hem de Yargıtay kararlarından yararlanılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin 6. fıkrasıyla tanımlanan ve şartları belirtilen, 7. fıkrası ile de birtakım ölçütler getirilerek yaptımı öngörülen asıl işveren alt işveren ilişkisi, uygulamada hem özel sektör işvereni hem de kamu kurum ve kuruluşları yönünden sıklıkla başvurulan esnek çalışma yöntemlerinden ve üçlü iş ilişkilerinden biridir. Ülkemizde uzun bir süredir uygulanan ancak 4857 sayılı Kanun döneminde sıkı koşullara bağlanan alt işverenlik ilişkisi zaman içinde bazı değişikliklere tabi tutulmuştur. Kanun koyucunun, özellikle 1475 sayılı Kanun döneminde yaşanan kötüniyetli uygulamalara bir tepki niteliğinde asıl işveren alt işveren ilişkisinin kapsamını daraltması uygulamada bazı sorunlara sebep olduğu için işverenler yönünden kapsam sürekli genişletilmeye çalışılmıştır. Özellikle, kamu kurum ve kuruluşlarının işçilik maliyetleri açısından bir çare olarak gördüğü alt işverenlik uygulamaları, yasal düzenlemeleri aşacak şekilde uygulama alanı bulmuştur. Bu nedenle de, Anayasamızda öngörülen eşitlik ilkesine ve uluslararası sözleşmelerde ülkemiz tarafından kabul edilen diğer ilkelere aykırı bir şekilde kamu kurum ve kuruluşları için söz konusu sınırlamalar kaldırılmıştır. Bu hususta, hem İş Kanunu'nun 2. maddesine yeni fıkralar eklenmiş hem de özel kanunlarda hükümler sevk edilmiştir. Ancak, getirilen her bir düzenleme öğretide görüş ayrılıklarına neden olmuş, yargı kararlarında ise çelişkili hükümler çıkmasına sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla, özellikle işçilik maliyetleri düşünülerek tesis edilmeye çalışılan ancak çoğunlukla Kanunun öngördüğü koşullara uymayan asıl işveren alt işveren ilişkilerine çeşitli yasal düzenlemelerle meşruiyet kazandırılmaya çalışılmışsa da, ilişkinin koşulları gözetildiğinde kanun koyucunun ilk baştaki iradesini yansıtmayan yeni düzenlemeler müesseseyi oldukça yıpratmıştır. Çalışmamızda ise, ilk önce asıl işveren alt işveren ilişkisi irdelenmeye çalışılmış, daha sonra kamu kurum ve kuruluşları ve özellikle bu ilişkinin en çok söz konusu olduğu belediyeler açısından öngörülen hükümler, asıl işveren alt işveren ilişkisi müessesesiyle ilişkilendirilerek değerlendirilmiştir. Bu kapsamda hem öğretideki görüşlerden hem de Yargıtay kararlarından yararlanılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat