Asâ-yı Sırrî

Stok Kodu:
9786056263569
Boyut:
210-270-0
Sayfa Sayısı:
118
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-01-01
Kapak Türü:
Sıvama Kapak
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
320,00TL
294,40TL
Havale/EFT ile: 264,96TL
9786056263569
392282
Asâ-yı Sırrî
Asâ-yı Sırrî
294.40
Sırrî Kalender mahlaslı zâtın ilhamlarının bir araya getirildiği serinin ikinci kitabı olan eser, irfân yolcularının eline verilmiş nûrânî bir asâ... Takdim Keşkül-i Sırrîden sonra, bu kitapta arzolunan nutuklara Asâ-yı Sırrî ismi verilmiştir. Asâ-yı Sırrî, Hakkın Elindeki nedir? sorusuna karşı Hazret-i Mûsânın sohbeti uzatmak için asâsının fürûat ve teferruâtını bahane etmesi gibi, sohbet-i Cânâna bir bahanedir. Kelimelere değil mânâya nazar edenlerin veya etmek isteyenlerin zevk-yâb olmaları dileğiyle... Destûr yâ Sâhibel-Meydân Destûr yâ Sâhibel-Makâm Destûr yâ Ricâlallâh Destûr yâ Sâhibez-Zemân HÛ Bir menzile geldim ki menzilim lâ-mekân iken Bir derde dûş olmuşam1 ki dertlilere dermân iken Abâ ile post alâmetim olmuş bî-nişâna 2 nişîn3 iken Lâ-kaydîyim4 bilinmez esrârım kayd ile zebûn5 iken Şerîatten aldık destûr tarîkimiz hak âhir zemânda iken Mârifette okuduk men aref 6 beynet-tîni ve mâ 7 iken Hakîkatimize eremez kimse Mansûr-veş 8 dâr-ı Aşka 9 çıkmaz iken Ehlibeyte can-fedâyız her zerredeyiz burhânımız şehidallâhu iken 1 Dûş olmak: Düşmek. 2 Bî-nişân: Nişansız, işâretsiz, izsiz. 3 Nişîn: Oturan. 4 Lâ-kaydî: Kayda bağlı olmayan, ilgisiz, umarsız. 5 Zebûn: Güçsüz, zayıf, âciz. 6 Men arefe nefsehu fe-kad arefe Rabbehu: Nefsini bilen Rabbini bilir. Hadîs-i şerîfine işâret edilmektedir. 7 Beynet-tîni ve mâ: Âdem çamur ile su arasında iken ben peygamberdim. Hadîs-i şerîfine işâret edilmektedir. 8 Mansûr-veş: Mansûr gibi. 9 Dâr-ı Aşk: Hazret-i Hallâc-ı Mansûrun derisini yüzmek üzere astıkları dar ağacına Dâr-ı Mansûr ve bunun evliya meydanında dervişlerin makâmı olarak temsil edildiği hâline de Dâr veya Dâr-ı Aşk denilir. Rifâîyim, Hazret-i Seyyid Ahmeddir Şâhım felek velvesi yoğ iken Feth-i Mekke eyledik zemân ile mekân perdesi çekilmemiş iken Her verakta 10 gör bizi yazmış âyet diye Kudret, nakkâşın11 nakşı urulmamış iken İnlemekte feryâdımız ile ney, duyulmaz bu sadâ elestü 12 hitâbın duymaz iken Bir acâib kelâm ile nutk ederiz Sırrî, kalem kâmet-i elfi 13 çekmemiş iken Ey Kâdir ü Ferd ü Samed! Canlara ikrâm eyle, Azrâil henüz gelmemiş iken Nâr-ı Aşk ile yak zıll 14 ü hayâli dem bu dem, devran bu meydanda iken Âh minel-Aşk ve hâlâtihi, 15 ey Âşıkından kendi hüsnün seyreyleyen! 10 Verak: Varak, yaprak. 11 Nakkâş: Renkli resim ve tezyinat yapan sanatkâr, nakşeden. 12 Elestü: Allahın ezel meclisinde ruhların zuhûrundan sonra, Elestü bi-Rabbiküm: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? diye sormasına işâret edilmektedir. 13 Kâmet-i elf: Elif harfinin boyu. Elif gibi ince uzun boylu kimselere söylenir. 14 Zıll: Gölge. 15 Hâlâtihi: Hâlleri.
Sırrî Kalender mahlaslı zâtın ilhamlarının bir araya getirildiği serinin ikinci kitabı olan eser, irfân yolcularının eline verilmiş nûrânî bir asâ... Takdim Keşkül-i Sırrîden sonra, bu kitapta arzolunan nutuklara Asâ-yı Sırrî ismi verilmiştir. Asâ-yı Sırrî, Hakkın Elindeki nedir? sorusuna karşı Hazret-i Mûsânın sohbeti uzatmak için asâsının fürûat ve teferruâtını bahane etmesi gibi, sohbet-i Cânâna bir bahanedir. Kelimelere değil mânâya nazar edenlerin veya etmek isteyenlerin zevk-yâb olmaları dileğiyle... Destûr yâ Sâhibel-Meydân Destûr yâ Sâhibel-Makâm Destûr yâ Ricâlallâh Destûr yâ Sâhibez-Zemân HÛ Bir menzile geldim ki menzilim lâ-mekân iken Bir derde dûş olmuşam1 ki dertlilere dermân iken Abâ ile post alâmetim olmuş bî-nişâna 2 nişîn3 iken Lâ-kaydîyim4 bilinmez esrârım kayd ile zebûn5 iken Şerîatten aldık destûr tarîkimiz hak âhir zemânda iken Mârifette okuduk men aref 6 beynet-tîni ve mâ 7 iken Hakîkatimize eremez kimse Mansûr-veş 8 dâr-ı Aşka 9 çıkmaz iken Ehlibeyte can-fedâyız her zerredeyiz burhânımız şehidallâhu iken 1 Dûş olmak: Düşmek. 2 Bî-nişân: Nişansız, işâretsiz, izsiz. 3 Nişîn: Oturan. 4 Lâ-kaydî: Kayda bağlı olmayan, ilgisiz, umarsız. 5 Zebûn: Güçsüz, zayıf, âciz. 6 Men arefe nefsehu fe-kad arefe Rabbehu: Nefsini bilen Rabbini bilir. Hadîs-i şerîfine işâret edilmektedir. 7 Beynet-tîni ve mâ: Âdem çamur ile su arasında iken ben peygamberdim. Hadîs-i şerîfine işâret edilmektedir. 8 Mansûr-veş: Mansûr gibi. 9 Dâr-ı Aşk: Hazret-i Hallâc-ı Mansûrun derisini yüzmek üzere astıkları dar ağacına Dâr-ı Mansûr ve bunun evliya meydanında dervişlerin makâmı olarak temsil edildiği hâline de Dâr veya Dâr-ı Aşk denilir. Rifâîyim, Hazret-i Seyyid Ahmeddir Şâhım felek velvesi yoğ iken Feth-i Mekke eyledik zemân ile mekân perdesi çekilmemiş iken Her verakta 10 gör bizi yazmış âyet diye Kudret, nakkâşın11 nakşı urulmamış iken İnlemekte feryâdımız ile ney, duyulmaz bu sadâ elestü 12 hitâbın duymaz iken Bir acâib kelâm ile nutk ederiz Sırrî, kalem kâmet-i elfi 13 çekmemiş iken Ey Kâdir ü Ferd ü Samed! Canlara ikrâm eyle, Azrâil henüz gelmemiş iken Nâr-ı Aşk ile yak zıll 14 ü hayâli dem bu dem, devran bu meydanda iken Âh minel-Aşk ve hâlâtihi, 15 ey Âşıkından kendi hüsnün seyreyleyen! 10 Verak: Varak, yaprak. 11 Nakkâş: Renkli resim ve tezyinat yapan sanatkâr, nakşeden. 12 Elestü: Allahın ezel meclisinde ruhların zuhûrundan sonra, Elestü bi-Rabbiküm: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? diye sormasına işâret edilmektedir. 13 Kâmet-i elf: Elif harfinin boyu. Elif gibi ince uzun boylu kimselere söylenir. 14 Zıll: Gölge. 15 Hâlâtihi: Hâlleri.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat