Armıdan Fırat'ın Öte Yanı

Stok Kodu:
9789757265054
Boyut:
130-195-0
Sayfa Sayısı:
168
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2003-03-01
Çeviren:
Silva Kuyumcuyan
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%31 indirimli
16,67TL
11,50TL
Havale/EFT ile: 11,27TL
9789757265054
624189
Armıdan Fırat'ın Öte Yanı
Armıdan Fırat'ın Öte Yanı
11.50
Hagop Demirciyan (Mıntzuri) 1886 yılında Erzincan'ın Armıdan köyünde doğdu. İlköğrenimini köyündeki Ermeni okulunda gördü. İstanbul'da ise Galata Ermeni İlkokulu'nun son sınıfını okudu. Robert Kolej'e devam etti. Köyünde öğretmenlik yaptı. Seferberlik yıllarında, tesadüfen bulunduğu İstanbul'da kaldı ve ailesinden bir daha haber alamadı. Memleketini önce içine, sonra kalemine döktü. "Bütün istediğim, anı doğru vermek, canlandırmaktır. Fotoğraf değildir bunlar. Ben varım içlerinde. Öykülerimde gene köy ve köylü geniş yer tutar. Yalnızca Ermeni köylüsü yoktur bu öykülerde çok iyi bildiğim Türk, Kürt, Kızılbaş köylü de vardır..." Mıntzuri bu kitapta Erzincan yöresinden, çoktan tarih olmuş şölenleri ve capcanlı renkleriyle düşsel bir yaşam izletiyor bizlere. Kürtçe, Türkçe ve Ermenice'nin harmanlandığı Mıntzuri'nin dilinde, yakın tarihten yaşam kesitleri bir söylence gibi aktarılıyor. Bu öyle bir dönem ki, birbirinin ocağını gözeten değişik kavimlerden Fıratlılar yan yana türkü söylüyorlar.
Hagop Demirciyan (Mıntzuri) 1886 yılında Erzincan'ın Armıdan köyünde doğdu. İlköğrenimini köyündeki Ermeni okulunda gördü. İstanbul'da ise Galata Ermeni İlkokulu'nun son sınıfını okudu. Robert Kolej'e devam etti. Köyünde öğretmenlik yaptı. Seferberlik yıllarında, tesadüfen bulunduğu İstanbul'da kaldı ve ailesinden bir daha haber alamadı. Memleketini önce içine, sonra kalemine döktü. "Bütün istediğim, anı doğru vermek, canlandırmaktır. Fotoğraf değildir bunlar. Ben varım içlerinde. Öykülerimde gene köy ve köylü geniş yer tutar. Yalnızca Ermeni köylüsü yoktur bu öykülerde çok iyi bildiğim Türk, Kürt, Kızılbaş köylü de vardır..." Mıntzuri bu kitapta Erzincan yöresinden, çoktan tarih olmuş şölenleri ve capcanlı renkleriyle düşsel bir yaşam izletiyor bizlere. Kürtçe, Türkçe ve Ermenice'nin harmanlandığı Mıntzuri'nin dilinde, yakın tarihten yaşam kesitleri bir söylence gibi aktarılıyor. Bu öyle bir dönem ki, birbirinin ocağını gözeten değişik kavimlerden Fıratlılar yan yana türkü söylüyorlar.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat