Ânestü Nârâ

Stok Kodu:
9789754371239
Boyut:
120-195-0
Sayfa Sayısı:
72
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-01-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%43 indirimli
100,00TL
57,00TL
Havale/EFT ile: 55,86TL
9789754371239
437440
Ânestü Nârâ
Ânestü Nârâ
57.00
Şükrü Karaca şairdi. Tek şiir yazsaydı bile şairdi. Şairdi ama alışageldik şairler gibi kendi fildişi kulesinde mısraları, mazmunları, kafiyeleri, vezinleri ile uğraşan salt şair değil... Elini taşın altına koyan ve ülke meseleleri etrafında, üstelik de en zıtları buluşturan bir yaratıcı entelektüalizmin siperi şair... Siperi ve temsilcisi... Lütfi Şehsuvaroğlu Bir ateşe yakınlaştım. Hz. Musa'nın Tur dağında ilâhi ışığı ateş sandığında söylediği sözdür "ânestü nârâ". Yanar ve "ânestü nârâ" dersiniz. Yanmanız bitmemiştir çünkü. Yandıkça ateşe yakınlaşırsınız. Sevgiliye yaklaşmak, ateşe yaklaşmaktır. Ateşin üstünde durmaktır. Murâdına ermek, sürekli aramayı gerektirir. Murâdınıza erdikçe, muradınıza eremezsiniz. Ahmet İnam Şükrü Karaca, elbette Hz. Musa değildi, ama Hz. Musa'nın gördüğü ateşi hep yüreğinde, damarlarında hissetmiş ve o heyecanla şiirler yazmıştı. Na't ve Münâcât'ında da o ateşin yangını vardır, diğer şiirlerinde de. Çünkü hayatı bir ateş olarak yana yana yaşamış biriydi o. "Tokat'ta Düğün Var" şiiri, sanki Tûr Dağı'ndaki "Len terânî" (Beni göremezsin) hitabının, beşerî yansımasının acısı ve ateşiyle yazılmıştı. Namık Açıkgöz
Şükrü Karaca şairdi. Tek şiir yazsaydı bile şairdi. Şairdi ama alışageldik şairler gibi kendi fildişi kulesinde mısraları, mazmunları, kafiyeleri, vezinleri ile uğraşan salt şair değil... Elini taşın altına koyan ve ülke meseleleri etrafında, üstelik de en zıtları buluşturan bir yaratıcı entelektüalizmin siperi şair... Siperi ve temsilcisi... Lütfi Şehsuvaroğlu Bir ateşe yakınlaştım. Hz. Musa'nın Tur dağında ilâhi ışığı ateş sandığında söylediği sözdür "ânestü nârâ". Yanar ve "ânestü nârâ" dersiniz. Yanmanız bitmemiştir çünkü. Yandıkça ateşe yakınlaşırsınız. Sevgiliye yaklaşmak, ateşe yaklaşmaktır. Ateşin üstünde durmaktır. Murâdına ermek, sürekli aramayı gerektirir. Murâdınıza erdikçe, muradınıza eremezsiniz. Ahmet İnam Şükrü Karaca, elbette Hz. Musa değildi, ama Hz. Musa'nın gördüğü ateşi hep yüreğinde, damarlarında hissetmiş ve o heyecanla şiirler yazmıştı. Na't ve Münâcât'ında da o ateşin yangını vardır, diğer şiirlerinde de. Çünkü hayatı bir ateş olarak yana yana yaşamış biriydi o. "Tokat'ta Düğün Var" şiiri, sanki Tûr Dağı'ndaki "Len terânî" (Beni göremezsin) hitabının, beşerî yansımasının acısı ve ateşiyle yazılmıştı. Namık Açıkgöz
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat